Tehdit suçu birçok suçun unsuru olmakla beraber ayrıca kendi başına da suç teşkil eden bir fiil olarak Türk Ceza Kanunu’nda düzenleme altına alınmıştır. Tehdit Arapça kökenli bir kelime olmakla zorlama, korkutma anlamına gelmektedir. Yargıtay tehdit suçuna ilişkin verdiği kararlarda tehdidi kişilerin iç huzurunu bozan bir olgu olarak tanımlamıştır.
Tehdit suçu TCK'nın hürriyete karşı işlenen suçlar başlığı altında düzenlemiştir. Kanun koyucu tehdit suçunu düzenlemekle kişilerin huzur ve emniyet içerisinde yaşamasını amaçlamıştır. Bu durum TCK'nın 106. maddesinin gerekçesinde “Burada tehdidin koruduğu hukuki değer, kişilerin huzur ve sükunudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu madde ile insanın kendisine özgü sulh ve sükununa karşı işlenen saldırılar cezalandırılmış olmaktadır. Fakat, tehdidin bu maddeyle korumak istediği esas değer, kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetidir.” Şeklinde açıklanmıştır.
TCK’nın 106. Maddesine göre tehdit suçu, bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit etmek suretiyle işlenir. Anlaşılacağı üzere tehdit suçu seçimlik hareketli bir suç tipidir. Yine suçun işlenişi bakımından bir şekil şartı aranmamıştır. Nitekim tehdit suçu sözlü olarak işlenebileceği gibi yazılı ya da davranış yoluyla da işlenebilir.
Kanun maddesinin ilk cümlesinde suçun temel hali “veya” bağlacı ile ayrılan ikinci cümlesinde ise daha az cezayı gerektiren nitelikli hali tanımlanmıştır. Bu konuya aşağıda ayrıca değinilecektir.
TEHDİT SUÇUNUN FAİLİ
Tehdit suçu gerçek kişi olmak kaydıyla herkes tarafından işlenebilir. Fail açısından özel bir nitelik aranmamıştır. Nitekim kanun maddesi suçu tanımlarken “tehdit eden kimse” ifadesini kullanmakla suçun failinin herkes olabileceğini düzenlemiştir.
TEHDİT SUÇUNUN MAĞDURU
Mağdur ifadesiyle saldırıya uğrayan kişiler kastedilmiştir. Tehdit suçunun mağduru iç huzuru bozulan kişidir. Hürriyeti ihlal edilen herkes suçun mağduru olabilir. Fakat suçun mağdurunun belli olması gerekir. Bir muhataba yöneltilmeyen ya da muhatabı belirlenemeyen ifadeler tehdit suçunu oluşturmaz.
Kendisine tehdit yöneltilen kişinin tehdidi algılayabilmesi gerekir. Kişi kendisine yöneltilen tehdidi herhangi bir nedenle algılayamıyor ya da yaş vs. gibi nedenlerle kavrayamıyorsa tehdit suçu oluşmayacaktır. Örneğin uyku halinde kişi tehdidi algılayamayacağından suç oluşmayacaktır. Nitekim Yargıtay bir kararında “suç tarihi itibariyle mala zarar ve tehdit suçlarına yönelik TCK'nın 32. maddesi uyarınca “akıl hastalığı veya zayıflığı nedeniyle, işlediği fiillerin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmış veya önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda usulünce sağlık kurulu raporu alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, isabetsizdir.” Şeklinde hüküm kurmuştur.
TEHDİT SUÇUNUN ŞARTLARI
Tehdit suçunun maddi unsurunu bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit etmek oluşturur.
Haksız Saldırı
Tehdit suçunun oluşması için ağır ve haksız bir saldırının varlığı gerekir. Suç işleyen bir kişiye ihbar edeceğinden bahisle bildirimde bulunmak suç oluşturmaz. Her ne kadar ihbar korkusu kişinin psikolojik durumunu etkilese de ihbar bildirimi haksız bir eylem değildir. Aynı şekilde “borcumu ödemezsen mahkemeye gideceğim” şeklindeki sözler tehdit olarak değerlendirilemez. Yargıtay'ın olaya ilişkin “Dosyanın incelenmesinden; sanığın kızını tedavi için getirdiği hastanede asansörlerin çalışmaması ve tuvaletlerin kapalı olması nedeniyle şikayetçi olmak amacıyla gittiği idari büroda hastane müdürü olan katılana hitaben "senin adın ne, sana göstereceğim" dediği iddiasıyla kamu davası açılmıştır. Katılan, sanığın iddianamede belirtilen sözleri sarf ettiğini ileri sürmüş, sanık ise tüm aşamalarda, suçlamaları kabul etmeyerek, sadece Sağlık Bakanlığına şikayet edeceğini söylediğini ifade etmiştir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; olayın oluş biçimi, anılan sözler, tartışmanın bütünü ve söylendiği bağlam içinde değerlendirildiğinde, sanığın maruz kaldığını düşündüğü ve iddia ettiği haksızlığa karşı şikayet hakkını kullanacağını bildirme niteliğinde olduğu, şikayet hakkının kullanılması kapsamında söylendiği, Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre de anılan sözlerin şikayet hakkının kullanılması kapsamında kaldığının anlaşılması karşısında, olayda TCK'nın 26/1. maddesinde düzenlenen "hakkın kullanılması" kapsamında hukuka uygunluk nedeninin bulunduğu gözetilerek sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır.” Şeklinde bir kararı mevcuttur.Yine kanunda hukuka uygunluk hali olarak sayılan durumların varlığı halinde suç oluşmayacaktır. Örneğin meşru müdafaa halinde tehdit suçu oluşmayacaktır.
Saldırının Ağırlığı
Tehdit suçunda saldırının ağırlığı açısından ikili bir ayrım bulunmaktadır. Şayet tehdit kişinin hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına yöneltilmişse burada tehdidin objektif olarak ciddi görülmesi suçun oluşumu açısından yeterli olacaktır. Tehdidin malvarlığına yöneltilmesi halinde ise zararın büyük olması şartı bulunmaktadır.
Tehdidin Konusu
Tehdit suçunun oluşması için tehdidin kişinin veya bir yakınının hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına ya da malvarlığına yöneltilmiş olması gerekir. Bunun yanında sair kötülük bildirimi de tehdit sayılmıştır. Hayata yönelik saldırı ölümle tehdit etmek suretiyle gerçekleştirilir. Vücut dokunulmazlığına yönelik saldırı kişiye acı çektirileceği, sağlığının bozulacağı gibi durumları ifade eder. Sair tehdit failin mağdura yönelttiği tehditte kötülüğün ne olacağının belirtilmemesi halini ifade eder. Yani kişinin hayat, vücut ve cinsel bütünlüğü, mal varlığı dışında bir şeyle tehdit edilmesi halinde sair kötülük bildiriminin varlığından söz edilecektir.
Tehdidin Etkisi
Suçun oluşması için aranan bir diğer şart tehdidin elverişliliğidir. 106. Maddenin gerekçesinde “Suçun oluşması bakımından tehdit konusu kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmemesi, önemli değildir. Tehdidin objektif olarak ciddi bir mahiyet arz etmesi gerekir. Yani, istenilenin yerine getirilmemesi halinde tehdit konusu kötülüğün gerçekleşeceği ihtimali objektif olarak mevcut olmalıdır. Sarf edilen sözler, gerçekleştirilen davranış muhatap alınan kişi üzerinde ciddi bir korku yaratma açısından sonuç almaya elverişli, yeterli ve uygun değilse, tehdidin oluştuğu ileri sürülemez. Failin söz ve davranışlarının muhatabı üzerinde ciddi şekilde korku ve endişe yaratacak uygunluk ve yeterlilik içerip içermediğinin her somut olayda araştırılması gerekir. Objektif olarak ciddi bir mahiyet arz eden tehdidin somut olayda muhatabı üzerinde etkili olması şart değildir. Kişi, fail, objektif olarak ciddi bir mahiyet arz eden söz ve davranışlarla mağduru tehdit etmek istemiş olmasına rağmen; mağdur, bu söz ve davranışları ciddiye almamış olabilir. Bu durumda tehdit yine gerçekleşmiştir. Tehdidin gerçekleşip gerçekleşmemesi, muhatabı üzerinde etkili olup olmamasına bağlı tutulmamalıdır. Failin de kendisinin tehdit konusu tecavüzü gerçekleştirebilecek imkan ve iktidara sahip olduğu kanaatini karşı tarafta uyandırdığını bilmesi gerekir. Mağdurda bu kanaat uyandırıldıktan sonra, failin tehdit konusu tecavüzü gerçekleştirebilecek imkan ve iktidara gerçekte sahip olmamasının bir önemi yoktur. Mağdur tehdit konusu tecavüzün ciddi olduğuna hile kullanılmak suretiyle inandırılmış olabilir. Fakat, batıl inançlara dayanılarak bir kötülüğe maruz bırakılabileceği beyanıyla, bir kimse tehdit edilmiş olmaz.” Şeklinde ifadeler kullanılmak suretiyle suçun hangi şartlarda oluşacağı belirtilmiştir.
Tehdidin Mağdura Ulaştırılması
Tehdit suçunun oluşması için kötülüğün gerçekleşeceğinin mağdur tarafından bilinmesi gerekir. Tehdit suçu mağdurun haberdar olması ile tamamlanır. Üçüncü kişi aracılığıyla bildirim yapılması halinde de tehdit suçu oluşur. Fakat mağdurun tehditten haberdar olmaması halinde suç oluşmayacaktır.
TEHDİT SUÇUNDA KAST
Tehdit suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Fiilin taksirle gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Suçun oluşması için genel kast yeterlidir. Özel kastın varlığı aranmaz.
Kavga Esnasında Söylenen Sözler Tehdit Sayılır mı?
Yargıtay'a göre bir kavga esnasında söylenen tehdit içerikli sözler tehdit suçunu oluşturmaz. Suçun oluşması için failin sarf ettiği sözleri bilinçli ve tasarlanmış bir şekilde sarf etmesi gerekir. Oysa kavga anında herhangi bir tasarlamadan söz edilemez. Bunun yanında kavga esnasında kişilerin birbirine söyledikleri tehdit içerikli sözler fevri duygular neticesinde meydana geldiğinden tehdit suçundan söz edilemez.
TEHDİDİN NİTELİKLİ HALLERİ
1-Silahla Tehdit
Silah kullanımı mağdur üzerinde oluşan korkunun artmasına sebep olmaktadır. Bu nedenle kanun koyucu silahlı tehdit halinde cezanın ağırlaştırılması gerektiğini düzenlemiştir. Silahla tehditten bahsedebilmek için tehdit fiilinin silahla gerçekleştirilmiş olması gerekir. Yani failin tek başına silah taşıyor olması nitelikli halin oluşmasını gerektirmez. Silahın teşhir edilmesi suçun oluşumu için yeterlidir. Silahın gerçekliği ya da çalışıp çalışmadığı gibi durumlar suçun oluşumu bakımından önem arz etmez. Fakat mağdur silahın gerçek olmadığını biliyorsa nitelikli hal oluşmaz. Bunun yanında failin gıyabında silah teşhir edilirse yine suçun nitelikli hali oluşmayacaktır. Nitekim Yargıtay'ın konuya ilişkin “Sanığın, silahını çıkartıp mağdurun olmadığı, tanıkların bulunduğu ortamda, mağduru sorarak gıyabında onu hedef almak suretiyle tehdit içeren ( bu silahın mermilerini o adamın g... dolduracağım ) gibi ifadeleri kullandığı olayda, tehdit eyleminde silahın korkutuculuk özelliğinin mağdura karşı gerçekleşmediği ve olaya kolluğun el koymasından sonra mağdurun öğrendiğinin anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin TCK'nın 106/1-1. maddesi gereğince tehdit kapsamında kalıp kalmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekir.” şeklinde bir kararı mevcuttur.
2- Failin Kendini Tanınmayacak Bir hale Koyarak Tehdit Suçunu İşlemesi
Fail kendini herhangi bir şekilde tanınmayacak vaziyete getiriyorsa bu durum tehdit suçu bakımından ağırlaştırıcı neden sayılır. Mağdurun tehlikenin kimden geldiğini bilmemesi ayrıca bir korku oluşmasını sağlayacaktır. Saldırıyı gerçekleştiren kişiyi bilmeyen mağdur savunmada da zorluk yaşayacağından cezanın artırılması öngörülmüştür.
3- Tehdit Suçunun İmzasız Mektupla İşlenmesi
Yine böylesi durumlarda mağdurun yaşadığı korkunun artacağı kuşkusuzdur. Tehdit suçunun cezasının artırılması korkunun artmasına bağlandığından bu halde de tehdit suçunun nitelikli halinin oluşacağı kuşkusuzdur. Bu nitelikli halin oluşması için mağdurun mektubun kimin tarafından gönderildiğini bilmemesi gerekir.
4- Tehdit Suçunun Özel İşaretlerle İşlenmesi
Özel işaretlerin mağdur üzerindeki korkuyu artırması gerekir. Ölümü andıran işaretler kan damlayan resimler vs. hallerde suçun nitelikli hali oluşur.
5- Tehdit Suçunun Birden Fazla Kişi İle İşlenmesi
Birden fazla kişi ile işlenen tehdit suçundan mağdurun kendini koruma imkanı ciddi ölçüde azalır. Yaşadığı korku ise aynı oranda artar. Bu nedenle bu hal nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Bu nitelikli halin oluşması için faillerin tamamı doğrudan fail olmalıdır. Ayrıca faillerin tehdit kastının bulunması gerekir. Yani faillerin tamamının bir plan dahilinde mağduru tehdit ettiklerini biliyor olmaları gerekir. Yargıtay'ın konuya ilişkin “Olayda, ani gelişen tartışma ortamında sanıkların ne suretle önceden anlaşıp planlayarak iştirak iradesi içinde atılı eylemi gerçekleştirdikleri açıklanmadan yeterli olmayan gerekçeyle sanıklar hakkında hükümler kurulması hatalıdır.” Şeklinde kararı mevcuttur.
6- Tehdit Suçunun Var Olan veya Var Sayılan Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Yararlanarak İşlenmesi
Nitelikli halin oluşması için örgütün bir suç örgütü olması gerekir. Örgütün gerçekten var olması gerekmez. Varsayım halinde dahi nitelikli hal oluşacaktır. Örgütün korkutucu etkiye sahip olması gerekir.
TEHDİT SUÇUNDA CEZAYI HAFİFLETEN HAL
Kanun koyucu tehdit suçunun failinin bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit etmesi halinde altı aydan iki yıla, malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmedileceğini düzenlemiştir. Düzenlemeden anlaşılacağı üzere tehdit suçunun cezası tehdidin yöneltildiği hukuk değere göre ikiye ayrılmıştır. Suçun temel hali maddenin ilk cümlesinde daha az cezayı gerektiren nitelikli hali ise ikinci cümlesinde yer almıştır.
Failin cezasında indirim yapılabilmesi için tehdit edilen kişinin malvarlığı ya da sair bir kötülük ile tehdit edilmiş olması gerekir. Burada sair kötülüğün ne olduğu hususunda kanuni bir açıklama yapılmamıştır. Sair kötülüklerin kişilerin özel yaşantıları ya da şeref veya saygınlığı gibi özel değerler olduğu söylenebilir.
TEHDİT SUÇU CEZASI
Tehdidin kişinin hayat, vücut ve cinsel dokunulmazlığını hedef alması durumunda fail 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Tehdidin mağdurun malvarlığına yöneltilmesi durumunda ise fail 6 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Yukarıda belirttiğimiz nitelikli hallerin varlığı durumunda fail 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
TEHDİT SUÇUNDA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI
Şayet fail 2 yıl ya da daha az süreli hapis cezası ile cezalandırılırsa hakkında HAGB hükümleri uygulanabilir. Tehdit suçundan dolayı bir zarar oluşmayacağından HAGB açısından zararın giderilmesi koşulu uygulanmaz.
TEHDİT SUÇU ŞİKAYET SÜRESİ
Tehdidin kişinin ya da yakının hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına yöneltilmesi halinde şikayet aranmaz. Tehdidin malvarlığına yöneltilmesi halinde ise takip şikayet üzerine yapılır. Şikayet süresi 6 aydır.
TEHDİT SUÇU UZLAŞTIRMA
Tehdit suçunun basit hali TCK 106/1 uzlaştırma kapsamındadır. Nitelikli halleri ise uzlaştırma kapsamında değildir.
TEHDİT SUÇU İÇTİMA
İncelememizin başında tehdit suçunun bazı suçlar bakımından unsur olarak kabul edildiğini belirtmiştik. Örneğin yağma suçu bakımından tehdit bir suç unsurudur. Bu gibi durumlarda fail bileşik suç hükümleri gereğince tehdit suçundan cezalandırılmaz.
TCK’nın 106/3. Maddesinde özel bir düzenlemeye yer verilmiştir. Buna göre; tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.
Bazı durumlarda iki suç aynı anda oluşabilir. Örneğin fail mağduru tehdit etmek amacıyla havaya ateş ederse hem genel güvenliği kasten tehlikeye sokma hem de silahla tehdit suçunu işlemiş olur. Böylesi durumlarda fail iki ayrı suçtan cezalandırılmaz. İçtima kuralları gereği fail cezası daha ağır olan suçtan cezalandırılır. İki suçun oluştuğu hallerde silahla tehdit suçunun cezası daha ağır olduğundan faile sadece silahla tehdit suçundan ceza verilecektir.
Tehdit suçunun yanında mağdura hakaret te edilmişse fail hakaret suçundan ayrıca cezalandırılır.
Tehdit suçunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkündür.