SOYBAĞININ REDDİ DAVASI

SOYBAĞININ REDDİ DAVASI

Soybağının reddi davası, kanunun öngördüğü sebeplere dayanarak, çocuk ile baba arasındaki soybağı ilişkisinin ortadan kaldırılması amacıyla başvurulan bir dava türüdür. 

TMK md. 285’e göre; “Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır.” 

Bu dava ile reddi istenen soybağı ilişkisinin, TMK md. 285’te düzenlenen babalık karinesine dayalı – yani koca ile çocuk arasında – kurulmuş bir soybağı ilişki olması gerekmektedir. 

Biyolojik baba olmadığını iddia eden koca, çocuk ile arasındaki soybağı ilişkisinin ortadan kaldırılmasını soybağının reddi davası ile talep edebilir. Bu talep doğrultusunda karar verilebilmesi, babalık karinesinin çürütülebilmesini sağlayacak delillerin bildirilmesine bağlıdır.

Dava sonucunda verilen soybağının reddine dair karar, geçmişe etkili olacak şekilde yenilik doğurur. Bunun anlamı, mahkeme kararının kesinleşmesiyle birlikte çocuk ile baba arasındaki soybağı ilişkisinin, çocuğun doğumundan itibaren hiç kurulmamış olması şeklinde yorumlanmasıdır. 

Soybağının reddi kararı ile, çocuğa karşı sahip olunan hak ve yükümlülüklerde sona erer. Dolayısıyla çocuğun doğumundan itibaren eğitim, bakım gibi nedenlerle yapılan masraflar, sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında, anneden ve soybağı kurulmuşsa çocuğun gerçek babasından talep edilebilir.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASINI KİMLER AÇABİLİR?

Türk Medeni Kanunu’nun 286/1. Maddesi ile kural olarak, koca ve çocuğa birbirinden bağımsız olarak soybağının reddi davası açma hakkı verilmiştir. 

Ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açar. 

Yine TMK 291/1 de, koca ve çocuk dışında bazı kişilere de dava hakkı düzenlenmiştir. 

“Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir.” 

İlgili kanun maddesi ile kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi kanunun ön gördüğü hallerde dava açma hakkına sahiptirler. 

Yukarıda görüleceği üzere anaya soybağının reddi davası açma hakkı tanınmamıştır. Anayasa Mahkemesi'nin 26/7/2023 tarihinde 2023/37 E. Dosyasında verdiği karar sonrası ilgili TMK'nın 286. Maddesi iptal edilmiştir. İptal kararı, AYM kararının resmi gazetede yayınlanmasından 9 ay sonra yürürlüğe girecektir. Bu sebeple yapılacak düzenlemenin ardından biyolojik annenin de dava açma hakkı olacaktır. AYM'nin değerlendirmesi aşağıdaki gibidir: 

"4721 sayılı Kanun’un 286. ve 291. maddelerinde çocuk ile baba arasındaki soybağı ilişkisinin ortadan kaldırılması amacıyla soybağının reddi davasını açabilecek kişiler sınırlı olarak belirlenmiştir. Buna göre anılan davayı açabilecek kişiler arasında ana yer almamaktadır. Dolayısıyla ananın doğurduğu çocuğunun kocadan olmadığını ileri sürerek yargı mercilerine başvurma imkânı bulunmamaktadır. 

Ana tarafından soybağının reddi davasının açılması mümkün olmamakla birlikte Kanun’un 286. maddesinin ikinci fıkrasında çocuğa soybağının reddi davasını açma hakkı tanınmış, 291. maddesinin ikinci fıkrasında ise ergin olmayan çocuğa atanacak kayyımın atama kararının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabileceği öngörülmüştür. 

Buna göre soybağının reddi davasının açılması bakımından çocuğa kayyım atanması için başvuru yapılması mümkündür. Bununla birlikte kayyım tarafından dava açılabilmesi ananın özel hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı bağlamında etkili başvuru hakkı yönünden bir güvence sunmamaktadır. Zira kayyım, soybağının reddi davasını çocuğun yararını gözeterek çocuk adına açacaktır. Dolayısıyla anılan davada çocuğun anası davacı sıfatıyla babalık karinesinin çürütülmesine ilişkin iddialarını ileri süremeyecektir. 

Bu itibarla ana tarafından davacı sıfatıyla çocuğun biyolojik babasının koca olmadığı ileri sürülerek babalık karinesinin çürütülmesi için yargı mercilerine başvurulmasına imkân tanımayan kural, özel hayata saygı gösterilmesini isteme hakkı bağlamında etkili başvuru hakkını ihlal etmektedir. 

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir."

KOCANIN GAİPLİĞİNE KARAR VERİLMESİ HALİNDE, BABA OLDUĞUNU İDDİA EDEN KİŞİ SOYBAĞININ REDDİ DAVASI AÇABİLİR

“… Koca'nın gaipliğine karar verildiğine göre, dava babalık değil, baba olduğunu iddia eden kişi tarafından açılan soybağının reddi istemine ilişkindir. O halde, delillerin davanın bu hukuki vasfı çerçevesinde değerlendirilmesi, çocuklarla yasal temsilcisi (anne) arasında dava sebebiyle menfaat çatışmasının olduğu da gözetilerek, çocukları davada temsil etmek, hak ve menfaatlerini korumak üzere kayyım atanması için sulh mahkemesine ihbarda bulunulması, atanan kayyımın duruşmaya davet edilmesi, göstermesi halinde onun delillerinin de toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. Bu yön dikkate alınmaksızın, çocuk ile baba arasındaki soybağının belirlenmesini ana ve çocuğun isteyebileceği, baba olduğunu iddia eden kişinin babalık davası açamayacağı gözetilmeksizin davanın "babalık" olarak nitelendirilmesi ve yazılı gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır.” (Y2HD.2011/10692 e.)

SOYBAĞININ REDDİ DAVASI KİME KARŞI AÇILIR?

Dava açma hakkı birden fazla kişiye tanınmış olduğundan, davacı sıfatına sahip kişiye göre davanın yöneltileceği taraf da değişiklik göstermektedir. 

 Soybağının reddi davasında; 

•Davacı koca ise; dava anne ve çocuğa karşı açılır. Sadece birine açılırsa dava reddedilecektir. 

•Davacı çocuk/kayyım ise; dava anne ve kocaya karşı açılır. Sadece birine karşı açılan dava reddedilir. 

•Davacı baba olduğunu iddia eden kişi ise; dava anne, çocuk ve kocaya karşı açılır. 

•Davacı 291/1 deki diğer ilgililer ise; dava anne ve çocuğa karşı açılır.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA İSPAT

Bu dava ile ilgili ispat hükümleri TMK’nın 287 ve 288. Maddelerinde düzenlenmiştir. 

Çocuğun evlilik içinde ana rahmine düşmesi: Bu durumda, davacı ağır bir ispat külfeti altındadır. Koca ile çocuk arasındaki soybağı ilişkisinin reddini isteyen davacı, kocanın baba olmadığını kanıtlamakla yükümlüdür. Kocanın, çocuğun babası olmadığı yönünde duyulan salt şüphe, babalık karinesini tek başına çürütmeye yetmeyecektir. Bu durumda babalık karinesini çürütmek şu hallerde mümkün olabilir; çocuğun ana rahmine düştüğü dönemde ana ile kocanın cinsel ilişki kurmasının imkansız olduğunun ispatı veya kocanın ana ile arasındaki cinsel ilişki ile çocuğun doğumu arasında herhangi bir illiyet bağının bulunmadığının ispatı halinde babalık karinesi çürütülerek soybağının reddi sağlanabilir. 

Çocuğun evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmesi: Bu durumda, evlilik içinde ana rahmine düşen çocuklara göre babalık karinesinin daha zayıf görülmesinden ötürü kanun koyucu davacının ispat yükünü hafifleterek, başkaca bir kanıt aramamıştır. Ancak, gebe kalma döneminde kocanın karısı ile cinsel ilişkide bulunduğu konusunda inandırıcı kanıtlar varsa, kocanın babalığına ilişkin karine geçerliliğini korur.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASI AÇMA SÜRESİ

TMK 289’da, koca ve çocuğun açacağı soybağının reddi davası hakkında hak düşürücü süreler düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre; 

“Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundadır. 

Çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır.

Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.” 

KAYYIM İÇİN HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE: Ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl, içinde soybağının reddi davasını açar. 

DİĞER İLGİLİLER İÇİN HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE: Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir. 

•Kocanın ayırt etme gücünü geçici süreliğine kaybetmiş olması, gecikme için haklı bir sebep oluşturacağından, hak düşürücü süre bu sebebin ortaya kalkmasından itibaren işler. Ayrıca kocanın ayırt etme gücü kaybı geçici ise, bu durum diğer ilgilere dava açma hakkı tanımaz.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA DNA TESTİ

Soybağının reddi davası soybağına ilişkin bir dava olması nedeniyle kamu düzenini ilgilendirir. Bu nedenle hakim tüm olguları resen araştırarak, serbestçe takdir eder. Toplanan ve serbestçe takdir edilen deliller sonucunda kocanın biyolojik baba olmadığı yönünde ciddi bir kanaat elde eden hakim, bu ciddi şüphenin bilimsel açıdan kanıtlanması adına koca ile çocuk arasında DNA testi yapılmasına karar verebilir.

DNA TESTİ TALEBİ HALİNDE: TMK 284/2 gereği, “Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hâkimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hâkim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir.”

SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Soybağının reddi davasına bakmakla görevli mahkemeler, Aile mahkemeleridir. Aile mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise, Asliye hukuk mahkemeleri babalık davasına Aile mahkemesi sıfatı ile bakmakla görevlidir.

Soybağına ilişkin davalar, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır. 

Çocuğun doğduğu yer mahkemesinde de soybağının reddi davası açmak mümkündür.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASININ HUKUKİ SONUÇLARI

•Koca ile çocuk arasındaki soybağının reddine dair verilen mahkeme kararının kesinleşmesi ile, geçmişe etkili olacak şekilde (çocuğun doğumundan itibaren) soybağı ortadan kalkar. 

•Artık hiçbir erkek ile soybağı ilişkisi bulunmayan çocuğun gerçek yani biyolojik babasıyla arasında soybağı ilişkisi kurulabilir. Gerçek baba ile arasında soybağı ilişkisi kurulması için tanıma veya babalık davası yollarından biri kullanılmalıdır. 

•Soybağının reddi kararı çocuğun annesiyle arasındaki soybağı ilişkisini etkilemez.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASI MADDİ TAZMİNAT

Maddi tazminat, bir kimsenin mal varlığında iradesi dışında oluşan maddi zararın, sorumlu olan kişi tarafından giderilmesidir. 

Tazminat hukukunun ilkesi gereği, sorumluluk şartları gerçekleştiği takdirde, zarar veren, zarar görenin malvarlığında oluşan eksilmeyi gidermekle yükümlüdür.

Soybağının reddi davasında, koca ile çocuk arasındaki soybağı ilişkisi çocuğun doğumundan itibaren ortadan kalktığı gibi, kocanın baba sıfatıyla sahip olduğu yükümlülükler de yine doğumdan itibaren ortadan kalkar. 

Dolayısıyla kocanın bugüne kadar baba sıfatıyla yaptığı eğitim, bakım gibi giderler açısından zararının tazminini talep etmesi mümkündür. Bu talep anneye ve eğer soybağı ilişkisi kurulmuşsa çocuğun gerçek babasına yöneltilir. Bu zararın tazmini çocuktan talep edilemez. 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2019/4-85 e. 2019/314 k. Sayılı 19.3.2019 tarihli kararında; 

“Davacı vekili asıl davada ve birleşen ek davada, müvekkilinin kendisinden olmadığını sonradan öğrendiği çocukların doğumlarından velâyetlerinin anneye verildiği tarihe kadar bakım ve yetiştirilmesi için yaptığı masraflar nedeniyle uğradığı maddi zararın tazminini istemiştir. 

Eldeki davada, soybağının reddi davası ile çocukların davacıdan olmadığı ve biyolojik babalarının diğer davalı olduğu tespit edilinceye kadarki dönemde, davacının TMK'nın 327. Ve 328. maddeleri gereğince, velâyet hakkına sahip olan baba sıfatıyla çocukların bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderleri karşılamış olması hayatın olağan akışına uygundur. 

Şu durumda, davacının maddi zararını kanıtlaması ve miktarının tam olarak tespiti mümkün değilse de yerel mahkemece açıklanan ilkeler dikkate alınarak çocukların yaşı, eğitim durumu ve diğer şartlar birlikte değerlendirilip, BK'nın 42/2. maddesi gereğince takdir edilecek uygun bir miktar maddi tazminatın diğer davalıdan tahsiline hükmedilmesi gerekmektedir.” Şeklinde belirtilmiştir.

SOYBAĞININ REDDİ DAVASI VE NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ

Soybağının reddi davası ile nüfus kaydının düzeltilmesi hem hukuki nitelik açısından hem de hukuki sebep ve sonuçlar ve tarafları açısından birbirinden farklı işlemlerdir.

Soybağıının reddi davası, babalık karinesinden yararlanan çocuk ile koca arasındaki soybağının kaldırılması amacına hizmet eden bir dava türüdür. 

Nüfus kaydının düzeltilmesi, babalık karinesinden yararlanılmadan, evlilik içi çocuk gibi, kocanın üzerine yazılmış çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığına ilişkin bir tespit işlemidir. 

Örneğin eşinden boşanmış bir kadının, boşanmanın üzerinden 300 gün geçtikten sonra doğurduğu çocuğu eski kocasının üzerine yazdırması durumunda, çocuk ile eski koca arasındaki soybağı ilişkisi babalık karinesinden ileri gelmediği için, izlenilecek yol nüfus kaydının düzeltilmesi ile soybağının ortadan kaldırılmasıdır. 

Nüfus kaydı düzeltilmesinde görevli mahkemeler Asliye hukuk mahkemeleridir. Soybağı davalarında ise görevli mahkeme Aile mahkemeleridir. 

Unutulmaması gereken diğer bir ayrım ise süreler yönündendir. Yukarıda bahsettiğimiz üzere soybağının reddi davası bir takım hak düşürücü sürelere tabi iken, nüfus kaydının düzeltilmesinde herhangi bir süre sınırı bulunmamaktadır.