Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu TCK’nın 188. Maddesi ile düzenleme altına alınmıştır. Uyuşturucu ile mücadele politikası kapsamında TCK’da zaman içinde çeşitli değişiklikler yapılmış olup özellikle 2014 yılında cezaların ağırlaştırılması yoluna gidilmiştir.
TCK’nın 188. Maddesi ile korunan hukuki değer toplumun genel sağlığıdır. Nitekim suç TCK’nın kamu sağlığına karşı suçlar bölümü içerisinde düzenlenmiştir.
Suçun birden fazla seçimlik hareket ile işlenmesi mümkündür. Bu bakımdan seçimlik hareketli bir suç tipidir. TCK’nın 188/1. Maddesinde uyuşturucu madde imal, ithal ve ihraç etmek fiilleri yaptırım altına alınmışken 188/3. Madde ile uyuşturucu madde ticareti suçu düzenlenmiştir. Aşağıda 188/1. Maddedeki fiillerin incelenmesinin ardından uyuşturucu madde ticareti suçu ayrı başlık altında incelenecektir.
Fail ve Mağdur
Suçun faili ve mağduru açısından herhangi bir özellik aranmamıştır. Herkes suçun faili ya da mağduru olabilir.
Fakat suçun TCK’nın 188/8. Maddesi kapsamında tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Suçun Konusu
Suçun konusunu uyuşturucu ve uyarıcı maddeler oluşturur. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) uyuşturucu maddeleri: “Bitkisel kökenli ya da sentetik olup, merkezi sinir sitemini etkileyerek fiziksel ve/veya ruhsal bağımlılık hallerine yol açan, bazı durumlarda tek konulu kullanmanın devamı üzerine dozajı artırma ihtiyacının duyulması- bazı durumlarda ise çift konulu-aynı kişinin değişik uyuşturucu kullanması-tutku yaratan bütün maddeler uyuşturucu maddeler sayılır.” olarak ifade etmiştir.
Bir maddenin uyuşturucu madde olup olmadığı adli tıp raporuna göre belirlenecektir.
Suçun oluşması için bazı fiillerin gerçekleşmiş olması gerekir. Aynı zamanda fiil ile netice arasında nedensellik bağı aranır.
TCK’nın 188. Maddesi uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçunun maddi unsurlarını 3 ayrı başlıkta düzenlemiştir. Maddenin birinci fıkrasında düzenlenen fiiller uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal ve ihraç edilmesidir.
Maddenin üçüncü fıkrasında uyuşturucu madde ticareti sayılan fiiller, uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satmak, satışa arz etmek, başkalarına vermek, sevk etmek, nakletmek, depolamak, satın almak, kabul etmek, bulundurmak şeklinde belirlenmiştir.
Son olarak, 188. maddenin yedinci fıkrasında “ uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu ve uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithali veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye …” ithal etmek, imal etmek, satmak, satın almak, sevk etmek, nakletmek, depolamak, ihraç etmek eylemleri suçun fiilleri olarak tespit edilmiştir.
Sayılan bu fiiller aşağıda ayrı başlıklar altında incelenecektir.
Uyuşturucu maddenin imalinden ne anlaşılması gerektiği kanunda belirtilmemiştir. Fakat Türkiye’nin taraf olduğu Uyuşturucu Maddelere Dair 1961 Tek Sözleşmesi’nde uyuşturucu madde imali “İstihsal hariç, uyuşturucu madde elde edilmesini mümkün kılan bütün işlemleri ifade eder. Ve uyuşturucu maddelerin arıtılması ve diğer uyuşturucu maddelere dönüştürülmesi işlemlerini kapsar.” Şeklinde tanımlanmıştır. Tanıma göre ;
Başlı başına uyuşturucu niteliği bulunmayan maddelerden, herhangi bir işlem sonunda uyuşturucu madde elde edilmesinin yanında bir uyuşturucu maddenin başka bir uyuşturucu maddeye dönüştürülmesi de imal sayılmıştır. Ayrıca herhangi bir uyuşturucu maddenin kimyasal bir işleme tabi tutularak saflaştırılması da uyuşturucu imal etme suçuna vücut verecektir.
Suçun oluşması için imal için kullanılan aletlerin suçun oluşmasına elverişli olması gerekir. Bu durum adli tıp raporlarıyla açığa çıkarılır. Nitekim Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2013 tarihli bir kararında “ Sanıkların çalıştığı fabrikada elde edilen uyuşturucu madde içeren haplar, kimyasal maddeler, uyuşturucu maddenin imal edildiği iddia edilen yerde bulunan alet ve malzemeler nazara alınarak sanıklar tarafından uyuşturucu madde imal edilip edilmediği hususunda 14.04.1982 tarih ve 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 7. Maddesi ile kurulmuş bulunan Adli Tıp Beşinci İhtisas Kurulu’ndan mütalaa alınarak, suç niteliğinin tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden ve bu konuda rapor alınmasına ilişkin 16.05.2010 tarihli ara kararı yerine getirmeksizin yazılı şekilde uyuşturucu madde imal etmek suçundan hüküm kurulması" yasaya aykırı bulunmuştur.” Şeklinde hüküm kurmuştur.
TCK’nın 188/1. Maddesinde düzenlenen seçimlik hareketlerden bir diğeri uyuşturucu madde ithal etmektir. İthal etmek bir ülkeye başka bir ülkeden mal getirilmesini ifade eder. Suçun oluşması için uyuşturucu maddenin Türkiye Cumhuriyeti sınırlarından içeri sokulması gerekir. Burada ülke kavramı ile hava, deniz ve kara ülkelerinin tamamı kastedilmiştir. Uyuşturucu maddenin gümrük kapılarından geçirilmesi ya da başka surette ülkeye sokulması arasında fark bulunmaz.
Uyuşturucu madde ticaretinde Türkiye’nin transit ülke olarak kullanılması halinde ithal etme fiilinden dolayı cezalandırma yapılamaz. Bu durumda suçun uyuşturucu madde nakletmek suçu olarak değerlendirilmesi gerekir. Yargıtay bir kararında bu durumu “İran uyruklu sanıkların kullandıkları tır aracına yükledikleri uyuşturucuyu yasal yükleri ile birlikte Türkiye'den zorunlu olarak geçip Almanya'ya götürmek isterlerken Pendik Ro-Ro liman sahasında yapılan kontrolde yakalandıkları, suça konu uyuşturucunun ülkemizde bırakılacağına dair bir kanıt bulunmadığı, uyuşturucunun Türkiye'den transit olarak geçirilmekte olduğu anlaşıldığından; sanıkların eylemlerinin uyuşturucu madde nakletmek suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı gerekçe ile uyuşturucu madde ithal etmek suçundan hüküm kurulması,…” şeklinde ifade etmiştir.
Uyuşturucu Maddelere Dair 1961 Tek Sözleşmesi’nin 1. maddesinin (m) bendine göre ithal ve ihraç deyimleri, “her biri özel anlamıyla birlikte uyuşturucu maddelerin maddeten bir memleketten diğerine veya aynı memleketin bir ülkesinden diğerine nakledilmelerini” ifade etmektedir. İhraç etmek bakımından da ithal etmek ile aynı kurallar uygulanır. İhraç etmek ile Türkiye sınırlarından başka ülkelere uyuşturucu madde çıkarılması kastedilmiştir. Failin maddeyi yurt dışına bizzat çıkarması gerekmez.
TCK’nın 188/2. Maddesine göre; uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye'de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.
Diğer uyuşturucu suçları gibi uyuşturucu madde ticareti suçu ile de korunan hukuki değer kamu sağlığıdır.
Uyuşturucu madde ticareti suçu TCK’nın 188/3. Maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre suç, uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satmak, satışa arz etmek, başkalarına vermek, sevk etmek nakletmek, depolamak, satın almak, kabul etmek veya bulundurmak fiillerinden birinin gerçekleştirilmesi ile işlenir. Görüleceği üzere suç seçimlik hareketli bir suçtur ve kanunda sayılan fiillerden birinin gerçekleştirilmesiyle tamamlanır. 188. Maddenin gerekçesinde “Üçüncü fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticaretine ilişkin çeşitli fiiller, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.” İfadesi kullanılmıştır.
• Suçun ilk seçimlik hareketini satmak oluşturur. Satmak uyuşturucu maddenin bedeli karşılığında bir başkasına devredilmesi anlamına gelir. Burada suçun oluşumu bakımından dikkat edilmesi gereken husus devir olgusudur. Failin uyuşturucu madde üzerinde kontrol ve hakimiyetinin bulunması gerekir.
• Satışa arz etmek satış iradesinin ortaya konulmasını ifade eder. Maddenin satılması için pazarlık etmek, müşteri aramak, anlaşmaya çalışmak, kapora almak gibi hareketler satışa arz kapsamında değerlendirilir. Satışa arz fiilinin gerçekleşmesi için uyuşturucu maddenin failin hakimiyet alanında bulunması gerekir. Polislerin alıcı kılığına girerek uyuşturucu madde alması durumlarında uyuşturucu madde satmak değil, satışa arz etmek fiili gerçekleşmiş olur. Yargıtay’ın yerleşik içtihatları bu yöndedir.
• Sevk etmek ve nakletmek uyuşturucu maddenin ülke içerisinde bir yerden başka bir yere taşınmasıdır. Burada sevk eden ya da nakledenin uyuşturucu ticareti ile ilgisinin bulunmaması gerekir. Aksi takdirde uyuşturucu satmak ya da satışa arz etmekten söz edilir. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013 tarihli bir kararında “Nakletme, bir kimsenin, maliki veya zilyedi bulunduğu uyuşturucu ya da uyarıcı maddeyi kullanma dışında bir amaçla bir yerden başka bir yere, bizzat kendisi ya da kendisine bağlı olarak çalışan kişiler tarafından götürülmesi olarak anlaşılmalıdır. Nakletmede, sevk etmekten farklı olarak uyuşturucu maddenin gönderilmesi değil, fail ya da ona bağlı kişiler tarafından bizzat götürülmesi söz konusudur. Nakletme eylemi, uyuşturucu ve uyarıcı maddenin gideceği yere kadar götürülmesi ile tamamlanır. Bu nedenle suçun tamamlanması için, nakledilen maddenin alıcıya ulaşması şart değildir. Nakletmenin söz konusu olabilmesi için failin uyuşturucu maddeyi kullanma dışındaki bir amaçla bir yerden başka bir yere götürmesi gerekmektedir. Fail, uyuşturucu maddeyi kullanmak amacıyla bir yerden başka bir yere götürmüş ve uyuşturucu madde miktarı da kişisel kullanım için gerekli miktarı aşmıyor ise uyuşturucu madde ticareti suçu değil, kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçu oluşacaktır.” Şeklinde belirtmiştir.
• Maddede başkasına vermek şeklinde düzenlenen seçimlik hareket uyuşturucu maddenin bedelsiz olarak devredilmesi anlamına gelir. Her ne kadar maddede tanımlanan fiiller ticaret kapsamında değerlendirse de bu fiil bakımından kazanç söz konusu değildir. Failin eyleminde ticaret kastı bulunmamaktadır. Fail suçu hatır ilişkisi çerçevesinde de işleyebilir.
• Depolamak ile kastedilen ise uyuşturucu maddenin bir yerde saklanmasıdır. Uyuşturucu maddenin depolanması suçunda failin amacının önemi bulunmaz. Fail yardım amacıyla uyuşturucu maddeyi depolarsa suç işlemiş olur. Bunun yanında depolama eylemi bedeli karşılığında da gerçekleştirilebilir. Son olarak belirtmek gerekir ki depolama eyleminin gerçekleşmesi için depo olarak kullanılan bir taşınmaza ihtiyaç bulunmaz. Kişi evinde ya da iş yerinde sakladığı bir uyuşturucu madde bakımından depolamak fiilini gerçekleştirmiş sayılır.
• Maddede düzenlenen diğer seçimlik hareketleri ise uyuşturucu maddenin satın alınması, bulundurulması ya da kabul edilmesi oluşturur. Bu fiillere ilişkin Yargıtay tanımlaması “ “Satın alma; uyuşturucu ya da uyarıcı maddenin üzerinde tasarruf edebilme hakkının bir bedel veya başka bir değer karşılığı elde edilmesi, kabul etmede; bir kişinin başkasına ait uyuşturucu veya uyarıcı maddenin zilyetliğini herhangi bir karşılık vermeden üzerine almasıdır. Bulundurma ise; bir kişinin kendisine veya başkasına ait uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak fiili egemenliği altında ve o madde üzerinde tasarruf olanağı bulunacak şekilde elinde tutmasıdır. Ancak uyuşturucu veya uyarıcı maddenin TCK’nin 188/3. maddesi kapsamında bulundurulduğundan söz edebilmek için kendi kişisel kullanımı dışında bir amaçla, örneğin; başkasına satmak, başkasına suç atmak, başkasının içeceğine karıştırmak veya yeni uyuşturucu imal etmek gibi nedenlerle bulundurması gerekir. Somut olayda; sanığın bir şekilde temin ettiği ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre amfetamin içerdiği anlaşılan uyuşturucu maddeyi bulundurduğu ve katılanın kahvesine koyduğunun anlaşılması karşısında eylemi, 5237 sayılı TCK’nin 188/3. maddesi kapsamında uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi bulundurma suçunu oluşturmaktadır” şeklindedir.
TCK’nın 191. Maddesinde ayrıca düzenlenmiş kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçu mevcuttur. Bu iki suç tipi arasındaki farklılık birinde kullanma amacı güdülürken diğerinde ticari amaçla hareket edilmesidir.
1- TCK’nın 188/4. Maddesine göre uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve türevleri veya bazmorfın olması, halinde faile verilecek cezanın artırılacağı düzenlenmiştir. 2015 tarihinden önce kanunda eroin, kokain, morfin veya bazmorfinin ağırlaştırıcı sebep sayılacağı düzenlenmişken 2015 yılında yürürlüğe giren 6638 sayılı kanunla kannabinoid ve türevleri (bonzai) de maddeye eklenmiştir.
6638 sayılı kanunun 11. Maddesinin gerekçesi ise “5237 sayılı Kanunun 188 inci maddesinin dördüncü fıkrasında, uyuşturucu maddenin eroin, kokain, morfin veya bazmorfin olması durumunda, uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçuna verilecek cezaların artırılması öngörülmüştür. Anılan fıkrada sayılmayan sentetik kannabinoidler (bonzai) ve türevleri diğer uyuşturucu madde türleri ile kıyaslandığında, üretiminin daha basit olmasının yanı sıra bağımlılık yapıcı etkisi daha fazla olup, insan vücuduna daha fazla hasar vermektedir.
Ülkemizde ilk olarak 2010 yılında görülen ve hızlı bir şekilde kullanılmaya başlanan sentetik kannabinoidlerin (bonzai) içerdiği etken maddeler sebebiyle birey ve toplum üzerinde oluşturduğu risk her geçen gün artmaktadır. Nitekim son dönemde sentetik kannabinoidlere bağlı meydana gelen ölümler veya hastane müracaatlarında yaşanan yoğun artış, tehdidin boyutunu ortaya koymaktadır. Madde ile, sentetik uyuşturucu maddelere yönelik cezai yaptırımların daha caydırıcı hale getirilmesi amacıyla, 5237 sayılı Kanunun 188 inci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamına sentetik kannabinoidler ve türevi uyuşturucu maddelerin de alınması ve bu maddelere yönelik cezanın yarı oranında artırılması öngörülmüştür.” Şeklindedir.
2- Uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması halinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.
3- Uyuşturucu madde ticareti olarak yukarıda saydığımız fiillerin okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi halinde faile verilecek ceza artırılır.
4- Uyuşturucu madde imal ve ticaret suçunun üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
5- Uyuşturucu madde suçlarının tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Kanunun 188/1. Maddesinde sayılan eylemlerin suç teşkil edebilmesi için failin kasıtlı hareket etmiş olması gerekir. Kastın gerçekleşmesi için failin suç konusu maddelerin uyuşturucu madde olduğunu bilmesi gerekir. Bunun yanında birinci fıkradaki eylemlerin olası kast ile işlenmesi de mümkündür.
Uyuşturucu madde ticareti bakımından da suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Fakat koşulların varlığı halinde hata hükümlerinin uygulanması mümkündür.
Maddenin 6. ve 7. Fıkrasında düzenlenen suçlar da ancak kasten işlenebilen suç tipleridir.
TCK’nın 188. Maddesine göre uyuşturucu suçlarının cezası aşağıdaki gibi belirlenmiştir;
1- Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve iki bin günden" yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
2- Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye'de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.
3- Uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması halinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.
4- Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.
5- a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve türevleri veya bazmorfın olması,
b) Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi, hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
6- Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
7- Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
8- Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
9- Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarına ilişkin etkin pişmanlık hükümleri TCK’nın 192. Maddesinde yer almaktadır. Maddede bazı haller cezasızlık sebebi olarak düzenlenmişken bazı haller ise indirim nedeni olarak düzenlenmiştir. Etkin pişmanlık halinde eylem suç olmaktan çıkmamaktadır. Bu durum cezayı kaldıran veya azaltan şahsi bir neden olarak düzenlenmiştir. Duyulan pişmanlık ve eylemin sonuçlarının bir kısmının bertaraf edilmesi nedeniyle faile ceza verilmemesi veya verilecek cezadan indirim yapılması söz konusu olmaktadır.
TCK’nın 192. Maddesine göre;
1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.
3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
4) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara "veya sağlık kuruluşlarına" başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz. "Bu durumda kamu görevlileri ile sağlık mesleği mensuplarının 279 uncu ve 280 inci maddeler uyarınca suçu bildirme yükümlülüğü doğmaz."
Maddeden anlaşılacağı üzere fail resmi makamların haber almasından önceki bir zamanda pişmanlık gösterirse cezalandırılmayacaktır.
Yargıtay fail tarafından gösterilen pişmanlığın TCK 192 anlamında etkin pişmanlık ifade etmesi için bir takım kriterler aramıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2020 tarihli bir kararı aşağıdaki gibidir;
TCK'nın 192. maddesinin 1. fıkrasında yer alan etkin pişmanlık hükmünün uygulanabilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gereklidir:
1- Fail 5237 Sayılı TCK'nın 188. maddesinde düzenlenen suçlardan birini işlemiş olmalıdır.
2- Haber verme bizzat fail tarafından yapılmalıdır.
3- Haber vermenin resmi makamlara yapılması gereklidir. 5271 Sayılı CMK'nın 158. maddesinde gösterilen, bir suç hakkında soruşturma yapmakla yetkili olan adli ve idari merciler, Adalet ve İçişleri Bakanlıkları, savcılıklar, emniyet ve jandarma teşkilatı, suçları savcılıklara iletmekle yükümlü olan vali ve kaymakamlıklar, elçilikler ve konsolosluklar resmi makamlar kapsamında değerlendirilmelidir.
4- Fail tarafından yapılan bildirimin veya verilen bilginin, suçun resmi makamlar tarafından haber alınmasından önce olması gereklidir.
5- Fail, diğer suç ortaklarını ya da uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri bildirmelidir.
6- Failin verdiği bilgilerin, suç ortaklarının yakalanmasını ya da uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması gerekir.
Maddede belirtilen “Suç ortakları” kavramı geniş yorumlanmalıdır. Sadece TCK'nın 37, 38 ve 39. maddeleri anlamında suça iştirak edenler değil, failin uyuşturucu madde satın aldığı, kabul ettiği, sattığı veya verdiği diğer kişiler gibi suçla bağlantılı olan diğer kişiler de bu kavram içinde değerlendirilmelidir.
Failin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için hem diğer suç ortaklarını hem de uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yeri bildirmesine gerek yoktur. Bunlardan birinin yapılması yeterlidir. Maddede yer alan “ve” bağlacının “veya” olarak anlaşılması gerekir. Öğreti ve Yargıtay’ın yerleşik kabulü de bu şekildedir.
Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imalinin, ticaretinin ve kullanımının, genel sağlığı bozmanın ötesinde kullanıcısının sağlığını, kişiliğini, toplumsal ilişkilerini tahrip etmesi, genel ahlakı etkilemesi, şiddet içeren birçok suçun kaynağı ve öncüsü, yarattığı ulusal ve uluslararası pazar ağları nedeniyle zorunlu ve öncelikle mücadele edilmesi gerektiren tehlike suçlarından olması ile bu suçların önlenmesi ve ortaya çıkartılmasındaki zorlukları da gözeten kanun koyucu, söz konusu suçlarla daha iyi mücadele edilebilmesi ve daha fazla başarı sağlanabilmesi amacıyla, suç ortaklarını ele veren veya suçun delillerinin ele geçirilmesini sağlayan faili ödüllendirmiştir. Bu kapsamda, gerek “cezasızlık” nedeni gerekse “cezadan indirim” sebebi olarak TCK'nın 192. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümleri, daha fazla bir zararı önleyebilmek için daha az bir zarara katlanılması şeklinde ortaya çıkan, bu suçlarla mücadele edilmesi sırasında karşılaşılan zorlukları aşmaya yönelik bir tercihtir.
Uyuşturucu madde suçlarıyla mücadele kapsamında bu şekilde bir tercihte bulunan kanun koyucu, TCK'nın 192. maddesinin 1. fıkrasında; uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişinin, diğer suç ortaklarını veya suç konusu maddenin saklandığı ya da imal edildiği yerleri merciine haber vermesini, diğer bir anlatımla bu suçların failini, aynı suça katılan veya söz konusu suçu bağımsız olarak işleyen diğer bir faili ya da kendi suçunu ortaya çıkarmasını, aynı maddenin 2. fıkrasında; kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişinin, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vermesi veya kendi suçuna konu uyuşturucu maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırmasını, diğer bir ifadeyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun failini ortaya çıkarmasını ya da kendi suçuna konu uyuşturucu maddenin ele geçirilmesini sağlamasını bir cezasızlık nedeni, aynı maddesinin 1 ve 2. fıkralarından yalnızca zaman itibarıyla ayrılan 3. fıkrasında ise; kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma ya da uyuşturucu madde imal veya ticareti suçlarını işleyen kişilerin, kendi suçlarının ya da diğer suç ortakları veya söz konusu suçları bağımsız olarak işleyen diğer bir failin suçunun ortaya çıkarılmasına hizmet ve yardım edilmesini cezadan indirim nedeni olarak düzenleme yoluna gitmiştir.
Uyuşturucu maddenin ithal veya ihraç edilmesi teşebbüse elverişlidir. İmal suçu açısından da teşebbüs mümkündür. Suçun teşebbüs halinde kalması durumunda faile verilecek cezada indirim yapılır.
Uyuşturucu madde ticareti halinde ise teşebbüs mümkün değildir. Satmak, satışa arz etmek, nakletmek, sevk etmek, bulundurmak gibi 188/3. Maddesinde sayılan eylemler teşebbüse elverişli değildir.
TCK’nın 188. Maddesinde düzenlenen üç suç tipi de seçimlik hareketlidir. Sayılan eylemlerden birinin ya da birkaçının birlikte bulunması halinde tek suçun oluştuğu kabul edilir. Bunun yanında imal ya da ithal edilen bir uyuşturucu madde yurt içinde satılırsa iki farklı suçun oluştuğu kabul edilecektir. Böylesi durumlarda fail her iki suçtan dolayı ayrı ayrı cezalandırılır.
Uyuşturucu madde imal ve ticareti suçunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkündür. Failin aynı gün içerisinde birden fazla kişiye uyuşturucu satması halinde uyuşturucu ticareti zincirleme suç olarak işlenmiş kabul edilir ve faile verilecek ceza artırılır.
Uyuşturucu madde ticareti suçunun belirlenebilmesi açısından Yargıtay tarafından bir takım kriterler belirlenmiştir. Bu kriterlerin varlığı halinde failin ticaret kastıyla hareket ettiği kanaatine varılır. Detaylarını kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu başlıklı makalemizde değindiğimiz bu kriterleri burada saymakla yetineceğiz. Failin ticaret kastı aşağıdaki kriterlere bakmak suretiyle belirlenir.
1- Failin Hareketleri
2- Failin Uyuşturucu Geçmişi
3- Failin Ekonomik Durumu
4- Uyuşturucu Maddenin Bulunduğu Yer ve Bulundurulma Şekli
Uyuşturucu madde suçlarında hukuka uygun olarak elde edilmiş her türlü delil kullanılabilir. Delil serbestisi ilkesi geçerlidir. Suçun konusu olan uyuşturucu veya uyarıcı maddeler, şüpheli ve sanıktan alınacak kan örnekleri, olay yeri tespit tutanağı, tanık ifadeleri, müşteki beyanları ve diğer her türlü bulgular delil olarak kullanılabilir.
Hukuka aykırı elde edilen delillere dayanarak mahkumiyet hükmü kurulması mümkün değildir. Uyuşturucu suçlarında hukuka aykırı delillere sıklıkla aramaların usulsüz yapılması noktasında rastlanmaktadır. Usulsüz arama sonucu elde edilen deliller hukuka aykırı delil olarak kabul edilir.
Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi CMK’nın 139. Maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre soruşturma konusu suçun işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka surette delil elde edilememesi halinde, kamu görevlileri gizli soruşturmacı olarak görevlendirilebilir. Bu madde uyarınca yapılacak görevlendirmeye "hakim tarafından" karar verilir.
Maddeden anlaşılacağı üzere gizli soruşturmacı görevlendirilebilmesi hakim tarafından yapılır. Bunun yanında kuvvetli şüphenin varlığı ve başka türlü delil elde edebilme imkanının bulunmaması gerekir. Gizli soruşturmacının kamu görevlisi olması zorunludur.
Uyuşturucu imal ve ticareti suçunda gizli soruşturmacı görevlendirilebilmesi için suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenip işlenmediğine bakılmaz.
Gizli soruşturmacı suça teşvik edici davranışlarda bulunamaz. Gizli soruşturmacının kışkırtıcı ajan gibi davranmaması da gerekir. Yargıtay’ın görüşleri genel itibariyle bu yöndedir.
Uyuşturucu madde imali ve ticareti suçlarında müsadere hükümleri uygulama alanı bulur. Ele geçirilen uyuşturucu maddeler her halde müsadere edilir. Bunun yanında suç işlenirken kullanılan araçlar eşya müsaderesi ve suçtan dolayı elde edilen gelir de kazanç müsaderesi kapsamında müsadere edilebilir. Fakat müsadere kurumunun uygulanması için bazı şartların varlığı aranır.
Konuya ilişkin detaylı bilgilere Müsadere Nedir? başlıklı makalemizden ulaşabilirsiniz.
Arslan Avukatlık Bürosu © Copyright 2021 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.