TEKERRÜR NEDİR?

TEKERRÜR NEDİR?

Ceza hukuku toplumsal barışı sağlamak amacıyla suçun önlemesi adına bir takım yaptırımlar belirlemektedir. Bu yaptırımlar bit yönüyle suç işleyen kişinin cezalandırıldığının görülmesi yani “ibret” fonksiyonu görmektedir. Eski dönemlerde cezalar sadece ibret ya da kısas maksadı ile düzenlenirken artık modern ceza kanunları suçlunun ıslahına yönelik düzenlemeler getirmektedir. Esasında suçun yaptırım aşaması için yani infaz düzenini ilgilendiren bu düzenlemelerle, suçlunun sosyalleşerek topluma yeniden kazandırılması uğraşı verilmektedir.

Tüm bu çabalara rağmen; ıslah olmayan yani tekrardan suç işleyen bireyler için ise amacın gerçekleşmemesi dolayısıyla uygulanacak infaz rejiminde bazı değişiklikler düşünülmüştür. Bu noktada tekerrür hükümlerine bakmak ve buna göre infaz tayini yapmak gerekecektir.

Tekerrür TCK’nın 58. Maddesi ile düzenlenmiştir. Bir suçtan mahkûm olmuş bir kişinin, belli süreler içinde yeni bir suç işlemesi tekerrür olarak ifade edilir. Yukarıda da belirttiğimiz üzere tekerrür ilk cezanın bireyi ıslah etmemesi sebebiyle uygulama alanı bulur ve daha çok infaz rejimiyle alakalıdır. Tekerrür cezayı artırıcı bir sebep olmayıp infaz rejiminde değişiklikler getirir. Tekerrürün ceza hukukunu ilgilendiren yönleri bulunsa da esasında infaz rejimine dair bir kurumdur. Nitekim TCK’nın 58. Maddesinin gerekçesinde aşağıdaki ifadeler kullanılmıştır:

“Kişinin daha önce işlediği suç nedeniyle belli bir cezaya mahkûm edilmiş olmasına rağmen suç işlemede gösterdiği kararlılıkla toplum açısından tehlikeliliğini ifade eden tekerrür, kişi hakkında hükmolunan cezanın infazı sırasında dikkate alınacak bir neden ve hatta, infazdan sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasının nedeni olarak görülmüştür. Bu nedenle, tekerrür dolayısıyla kişinin cezasında artırma yapan sistemden vazgeçilmiştir.”

Yargıtay CGK’nın tekerrürün hukuki niteliğine ilişkin görüşleri ise aşağıdaki gibidir:

“5237 sayılı TCY'nin genel hükümlerinde "güvenlik tedbirleri" başlığı altında düzenlenen tekerrür, cezayı etkileyen bir neden değil, bir "infaz rejimi"dir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarına göre de; ceza türlerinden olmayan güvenlik tedbirlerinde kazanılmış haktan bahsedilemeyeceği kabul edilmektedir.”

Burada belirtmek gerekir ki tekerrür infaz aşamasını ilgilendirse de hukuki nitelik bakımından maddi ceza hukuku içerisinde değerlendirilir. Bu sebeple tekerrür hükümlerinin uygulanması cezayı veren mahkemece tespit edilir ve hüküm ceza mahkemesince verilir. Konuya ilişkin bir CGK kararı aşağıdaki gibidir:

“5237 Sayılı TCK'nın 58. maddesinde düzenlenmiş bulunan tekerrür, güvenlik tedbirlerine ilişkin bölümde yer almakta ise de, anılan düzenleme maddi ceza hukukuna ilişkindir. Hükümlülüğün yasal sonucu olmaması nedeniyle 5275 Sayılı Kanun'un 98 vd. maddeleri uyarınca infaz aşamasında bu konuda karar alınması da mümkün değildir. Bu nedenle tekerrür nedeniyle hükümlünün cezaevinde kalacağı süreye eklenecek sürenin belirlenmesi için mahkûmiyet hükmünde açıkça tekerrür hükmünün uygulandığının belirtilmesi gerekmektedir.” 2022/453 K.

SUÇTA TEKERRÜRÜN UYGULANMA ŞARTLARI

765 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nda genel tekerrür, özel tekerrür ve tekrarlanmış özel tekerrür olarak farklı şartlar aranmaktayken 5237 sayılı TCK ile bu ayrımlar kaldırılmıştır. TCK’nın 58. Maddesi incelendiğinde tekerrürün mahkûmiyet, yeni bir suç işlenmesi ve süre olmak üzere üç şartının bulunduğu görülmektedir. İncelememizde bu tasnifle hareket ederek açıklamalarda bulunacağız. 

1-TEKERRÜRDE MAHKUMİYET ŞARTI

Tekerrürden söz edebilmek için aranan ilk şart mahkumiyettir. Mahkûmiyet kişinin gerçekleştirdiği bir eylem sebebiyle cezai bir yaptırıma tabi tutulmasını ifade eder. Yani cezai bir mahkûmiyet aranır. Mahkûm olunan ceza hapis cezası olabileceği gibi adli para cezası da olabilir. Fakat mahkemece kesin olarak verilen adli para cezaları tekerrüre esas alınamaz. Zira CMK’nın 272. Maddesi uyarınca istinaf yolu kapalı olarak verilen adli para cezaları tekerrüre esas alınamayacaktır.

İdari para cezaları, disiplin cezaları, tedbir kararları, trafik cezaları gibi cezalar tekerrüre esas oluşturmaz. Yine kısa süreli hapis cezası bir tedbire çevrilmişse bu tedbir de tekerrüre esas oluşturmayacaktır.

Sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün kesinleşmiş olması şarttır. Henüz kesinleşmemiş bir mahkûmiyet hükmü tekerrüre esas alınamaz. 

İkinci suçun ise ilk suçun kesinleşmiş olduğu tarihten sonra işlenmesi gerekir. Ceza kesinleşmeden işlenen suçlarda tekerrür hükümleri uygulanmaz. Konuya ilişkin bir Yargıtay kararı aşağıdaki gibidir:

“11 ay 20 gün hapis cezasının 01.11.2015 tarihinde kesinleştiği, 08.12.2017 tarihinde infaz edildiği, temyize istemine tabi inceleme konusu suç tarihinin ise 03.12.2014 olduğu, inceleme konusu suç tarihinden sonra kesinleşen hükmün TCK'nin 58/1 maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine konu edilemeyeceğinin gözetilmemesi doğru değildir.” Y1CD. 2022/7572 K.

Tekerrür hükümlerinin uygulanması için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez. Kesinleşme yeterlidir.

Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas olabilecek birden fazla mahkûmiyet varsa en ağır olanı esas alınır. Konuya ilişkin bir Yargıtay kararı aşağıdaki gibidir:

“Adli sicil kaydında tekerrüre esas alınabilecek nitelikte birden fazla ilam bulunan sanık ... hakkında, 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 108/2. maddesi gözetilerek en ağır cezaya konu hükümlülüğün tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden birden fazla hükümlülüğün tekerrüre esas alınması..” Y2CD. 2023/2616 K.

Suçun teşebbüs aşamasında kalmış olması tekerrüre engel değildir.

TEKERRÜRÜN UYGULANAMAYACAĞI DURUMLAR

  • Genel affa uğramış mahkûmiyet hükümleri tekerrüre esas alınamaz. Buna karşın özel af tekerrürün uygulanmasına engel değildir.
  • Ön ödeme kapsamında kalan suçlar bakımından tekerrür hükümleri uygulanmaz. Ön ödeme tekerrüre engeldir.
  • Dava zamanaşımında tekerrür hükümleri uygulanmaz.
  • Ceza zamanaşımı tekerrürün uygulanmasına engel değildir.
  • Bir mahkûmiyet hükmü verilmiş fakat ceza ertelenmişse ertelenmiş ceza tekerrüre esas oluşturur.
  • Koşullu salıverilmede tekerrür uygulanır.
  • Yukarıda da belirttiğimiz üzere ilk derece mahkemesince istinaf yolu kapalı olarak verilen yani kesin adli para cezaları tekerrüre esas alınamaz.
  • Uzlaştırma kapsamındaki suçlarda uzlaşma sağlanmışsa tekerrür hükümleri uygulanmaz.

Aşağıda örnek bir Yargıtay kararı paylaşılmıştır:

“Adli sicil kaydında tekerrüre esas alınabilecek nitelikte birden fazla ilam bulunan sanık ... hakkında, 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 108/2. maddesi gözetilerek en ağır cezaya konu hükümlülüğün tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden birden fazla hükümlülüğün tekerrüre esas alınması, Sanığın adli sicil kaydında yer alan ... 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin ilamında hırsızlık suçundan aldığı mahkûmiyet hükmü tekerrüre esas alınarak, sanık hakkında 5237 Sayılı Kanun'un 58. maddesi uygulanmış ise de; 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 Sayılı Kanun'un 253. maddesiyle uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığın eylemine uyan 5237 Sayılı Kanun'un 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamına alındığı nazara alındığında ve sanığın başkaca tekerrüre esas alınabilecek sabıkası olmadığının anlaşılması karşısında, tekerrüre esas alınan bu ilam ile ilgili uyarlama yargılaması yapılması durumunda tekerrüre esas olup olmayacağının uyarlama yargılaması neticesine göre değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, hukuka aykırı bulunmuştur.” Y2CD. 2023/2616 K.

2-TEKERRÜRDE İKİNCİ BİR SUÇUN İŞLENMESİ

Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için ilk suça ilişkin mahkûmiyet kararının kesinleşmesinin ardından ikinci bir suç işlenmesi gerekir. Yukarıda da belirttiğimiz üzere kesinleşmemiş mahkûmiyet hükümleri tekerrüre esas alınamaz. Cezanın infaz edilmiş olması da gerekmez.

Yeni suçun cezasının da hapis ya da adli para cezası olması önem arz etmez. Yine de tekerrür hükümleri uygulanır. Suçun teşebbüs aşamasında kalmış olması da önemli değildir.

Tekerrür hükümleri ancak aynı türden suçların varlığı halinde uygulanabilir. İlk suç kasten işlenen suçlardansa ikincisinin de kasıtlı bir suç olması gerekir. Yine taksir-taksir kombinasyonunun varlığı halinde de tekerrür hükümleri uygulanır. Ayrıca sırf askeri suçlar ile diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanamaz.

İlk suçun işlendiği tarihte sanık 18 yaşından küçükse burada almış olduğu mahkûmiyet hükmü tekerrüre esas alınamaz. Aşağıda örnek bir Yargıtay kararı paylaşılmıştır:

“Sanığın adli sicil kaydında bulunan ve tekerrüre esas olan Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararına konu suçu işlediği sırada sanığın on sekiz yaşını tamamlamadığı, 5237 SK Md.58/5 hükmüne göre anılan karar nedeniyle sanığın mükerrir sayılamayacağı ve ayrıca bu ilâm nedeniyle aynı Kanun'un 58/6. maddesi gereğince sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve buna bağlı olarak denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.” Y2CD. 2023/1276 K.

Ayrıca TCK’nın 58/3. Maddesi uyarınca; kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere; yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas olmaz.

3-TEKERRÜRDE SÜRE ŞARTI

5237 Sayılı TCK'nın 58. maddesi uyarınca önceden işlenen suçtan dolayı verilen hükmün kesinleşmesinden sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanacaktır. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki hükmün kesinleşmesi ve ikinci suçun kesinleşmeden sonra işlenmesi yeterli olup cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak kanun koyucu tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki cezanın infaz edilmesi şartını aramadığı hâlde, infazdan sonra belirli bir sürenin geçmesi durumunda tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağını hüküm altına almıştır. 

Buna göre, beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl, beş yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına mahkûmiyet hâlinde ise cezanın infaz tarihinden itibaren üç yıl geçmekle tekerrür hükümleri uygulanmayacaktır.

Ceza infaz edilmemişse süreler başlamayacaktır. Sanık cezalandırılmış fakat cezası zamanaşımına uğramış olsa bile tekerrür hükümleri uygulanacaktır. Zira yukarıda belirttiğimiz üzere ceza zamanaşımı tekerrür hükümlerinin uygulanmasına engel değildir.

Ertelenmiş hapis cezalarında süre cezanın infaz edilmiş kabul edileceği tarihten başlar.

Koşullu salıverilme halinde de süreler denetim süresinin bitiş tarihinden başlayacaktır.

TEKERRÜRÜN SONUÇLARI

Yukarıda tekerrürün esasen infaz rejimini etkilediğini fakat ceza hukuku açısından da bazı sonuçları olduğunu belirtmiştik. Bu sonuçlar aşağıdaki gibidir:

  • Mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanır.
  • Sanığa verilecek ceza hapis ya da adli para cezası şeklinde belirlenmişse hapis cezasına hükmolunur.
  • Denetim tedbiri uygulanır.

Denetimli serbestlik tedbiri dayanağını TCK’nın 58/6. Maddesinden almaktadır. Buna göre cezanın infazından sonra hükümlü hakkında denetim tedbiri uygulanmalıdır. Denetim süresi infaz hakimliği tarafından belirlenir. CGTİHK 108/4. Maddesine göre:

“İnfaz hâkimi, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler.”

Hâkim, en fazla beş yıla kadar, denetim süresinin uzatılması kararını verebilir.

MÜKERRİRLERE ÖZGÜ İNFAZ REJİMİ NEDİR? NASIL UYGULANIR?

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunu’nun 108. Maddesine göre:

Tekerrür hâlinde işlenen suçtan dolayı mahkûm olunan;

a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının otuz dokuz yılının,

b) Müebbet hapis cezasının otuz üç yılının,

c) Birden fazla süreli hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde en fazla otuzi ki yılının,

d) Süreli hapis cezasının üçte ikisinin,

İnfaz kurumunda iyi hâlli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabilir. Ancak, koşullu salıverilme oranı üçte ikiden fazla olan suçlar bakımından tabi oldukları koşullu salıverilme oranı uygulanır.

Tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamaz.

İkinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda, hükümlü koşullu salıverilmez. 

Hükümlü hakkında ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanacağı hükümde belirtilir. 

İnfaz hâkimi, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler.

Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır. 

İnfaz hâkimi, mükerrir hakkında denetim süresinin uzatılmasına karar verebilir. Denetim süresi en fazla beş yıla kadar uzatılabilir.

Cezanın infazı tamamlandıktan sonra devam eden denetim süresi içinde, bu madde hükümlerine göre kendilerine yüklenen yükümlülüklere ve yasaklara aykırı hareket eden mükerrirler, infaz hâkimi kararı ile disiplin hapsine tabi tutulur. Disiplin hapsinin süresi on beş günden az ve üç aydan fazla olamaz.

Çocuğa karşı işlenen bir suçtan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde birinci fıkradaki koşullu salıverilme süreleri uygulanır. 

Birinci fıkradaki koşullu salıverme süreleri 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 102 nci maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan cinsel saldırı suçundan, 103 üncü maddesinde tanımlanan çocukların cinsel istismarı suçundan, 104 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında tanımlanan reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan, 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan dolayı hapis cezasına mahkûm olanlar hakkında da uygulanır.

Ancak, süreli hapis cezaları bakımından koşullu salıverilme oranı, dörtte üç olarak uygulanır. 188 inci madde hariç olmak üzere bu suçlardan dolayı hapis cezasına mahkûm olanlar hakkında, cezanın infazı sırasında ve koşullu salıverildikleri takdirde denetim süresi içinde, aşağıdaki tedavi veya yükümlülüklerden bir veya birkaçına infaz hâkimi tarafından karar verilir:

a) Tıbbi tedaviye tabi tutulmak

b) Tedavi amaçlı programlara katılmak

c) Suçun mağdurunun oturduğu ve çalıştığı yerleşim bölgesinde ikamet etmekten yasaklanmak,

d) Mağdurun bulunduğu yerlere yaklaşmaktan yasaklanmak,

e) Çocuklarla bir arada olmayı gerektiren bir ortamda çalışmaktan yasaklanmak,

f) Çocuklar hakkında bakım ve gözetim yükümlülüğünü gerektiren faaliyet icra etmekten yasaklanmak.

Dokuzuncu fıkra hükümleri çocuklar hakkında uygulanmaz.

 

Bu maddenin dokuzuncu fıkrasının uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.