KAMU DAVASININ AÇILMASININ ERTELENMESİ KARARI

KAMU DAVASININ AÇILMASININ ERTELENMESİ KARARI

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/2. Maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” Şeklindeki hükümden açıkça anlaşılacağı üzere, hukukumuzda kamu davasını açmada mecburilik prensibi geçerlidir. 

Kamu davasının açılması görevi ise cumhuriyet savcılarına aittir. Bu görev başka organlar tarafından kullanılamaz. Cumhuriyet savcısının düzenlediği iddianamenin mahkeme tarafından kabulü halinde kovuşturma aşamasına geçilir. Yukarıda yer verdiğimiz hüküm yeterli şüphenin varlığı halinde kamu davasının açılmasını zorunlu hale getirmiştir. Genel prensip bu olmakla birlikte bazı durumlarda cumhuriyet savcısına kamu davasının açılıp açılmaması hususunda istisnai bir takdir yetkisi tanınmıştır. Bu takdir yetkisi “maslahata uygunluk ilkesi” ile açıklanır. 

Maslahata uygunluk ilkesi çerçevesinde cumhuriyet savcısına aşağıda açıklayacağımız bazı şartların varlığı halinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verme yetkisi tanınmıştır. Fakat bu hükmün istisnai bir hüküm olduğu unutulmamalıdır. Zira maslahata uygunluk ilkesi hukukumuz bakımından ancak istisnai olarak kabul edilebilir. Kanunda sayılan istisnalar dışında savcılık makamı yeterli şüphenin varlığı halinde kamu davasını açmak zorundadır. Bu konuda bir takdir hakkı tanınmamıştır. Kamu davasının açılmasının istisnalarının kapsamı da olabildiğince dar tutulmuştur. Kanunda sayılan etkin pişmanlık ve şahsi cezasızlık nedenlerinin varlığı ve kamu davasının ertelenmesi halleri dışında kamu davasının açılması mecburiyetine bir istisna getirilemez. Örneğin cumhuriyet savcısı yaptığı soruşturma işlemleri neticesinde şüpheden sanık ilkesinden yararlanarak iddianame düzenlemekten kaçınamaz. Konuya ilişkin bir Yargıtay kararında aşağıdaki ifadeler kullanılmıştır: 

“Kamu davasının açılmasında Cumhuriyet savcısına takdir yetkisi tanınması ya da başka bir ifadeyle maslahata uygunluk ilkesi ise; bir suçun işlendiği haberinin öğrenilmesi üzerine, Cumhuriyet savcısı tarafından derhal soruşturmaya başlayıp başlamamakta; soruşturma sonucunda fiilin ve failin belli olması, yeterli suç şüphesinin bulunması durumunda kamu davası açıp açmamakta ve nihayet kamu davasını yargılama sonuçlanıncaya kadar sürdürüp sürdürmemekte Cumhuriyet savcısının takdir yetkisinin bulunmasına denir. Hukukumuzda ana ilke olarak kovuşturma mecburiyeti ilkesi geçerlidir. Fakat, CMK'nın 171. maddesinde istisnai bir durum olarak, kısmen de olsa maslahata uygunluk ilkesinin benimsendiği söylenebilir ( ... Keyman, Ceza Muhakemesinde Savcılık, Sevinç Matbaası, Ankara, 1970, sayfa 94 ).” Y16. CD. 2017/5508 K. 

Kamu davasının açılmasının ertelenmesi yeterli şüphenin varlığına rağmen kamu davasının açılmasının 5 yıl süre ile ertelenmesini ifade eder. Burada öncelikle kamu davasının ne olduğunu da açıklamak gerekir. 

Bilindiği üzere ülkemizde her suçtan devletin zarar gördüğü kabul edilmektedir ve cezalandırma yetkisi ancak devlet tarafından kullanılabilir (her suçtan devletin zarar gördüğü görüşünün değişmeye başladığı görülmektedir). Ceza davası açılması bakımından taraflara bir hak tanınmamış olup bu davayı açma görevi devlete aittir. Bu sebeple ceza davaları cumhuriyet savcısı tarafından açılır ve davacı olarak kamu hukuku gösterilir. Bu davaların kamu davası olarak adlandırılması da bu sebepten ileri gelmektedir. Nitekim Yargıtay’ın kamusallık ilkesine ilişkin değerlendirmelerini içeren bir kararı aşağıdaki gibidir: 

“Kamusallık ilkesi; suçtan kamu, yani toplum da zarar gördüğünden suçun kovuşturmasında toplumun çıkarının da olduğunu, bu itibarla kovuşturmanın kamusal olduğunu ifade eden ilkedir (Erdener Yurtcan, Ceza Yargılaması Hukuku, Beta Yayınları, İstanbul, 2007, sayfa 120 ). Toplum düzenini korumak, Devletin yükümlülüğüdür. Bu itibarla, Devlet, kamu düzenini bozacak ve tehlikeye düşürecek olan eylemleri belirleyerek bunları cezalandırma hakkını elinde tutar. Bu sebeple de yürütülen bir ceza soruşturmasında Cumhuriyet savcısı, soruşturmayı yargı erki olarak kamu adına yürütmektedir. Zira, suçun soruşturulmasında kamu yararı vardır. Kamusallık ilkesinin iki sınırlaması vardır. Bunlardan birincisi, şikâyete bağlı suçlar bakımından şikâyet yokluğu; ikincisi ise, kovuşturulması izne bağlı suçlar bakımından izin yokluğudur.”

KAMU DAVASININ AÇILMASININ ERTELENMESİ ŞARTLARI

“Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi” müessesesi 7188 Sayılı Kanun'la değişik CMK'nın 171/2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre: “Uzlaştırma ve ön ödeme kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, Cumhuriyet savcısı, üst sınırı üç yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine karar verebilir. Suçtan zarar gören veya şüpheli, bu karara 173. madde hükümlerine göre itiraz edebilir.” 

Yukarıdaki düzenlemeden anlaşılacağı üzere Cumhuriyet savcısına kamu davasının açılmasının ertelenmesi müessesesine başvurmada takdir hakkı tanınmıştır. Tüm şartlar oluşsa dahi savcı kamu davasını açabilecektir. 

Kamu davası açılmasının ertelenmesi kararının verilebilmesi CMK’nın 171/2 ve 3. Fıkralarında bazı şartlara tabi tutulmuştur. 2. Fıkrada yer alan şartlar suça ilişkin yani objektif koşullar 3. Fıkradakiler ise şüpheliye ilişkin sübjektif koşullar olarak ayrılır. Biz de incelememizde bu koşulları objektif ve sübjektif koşullar olmak üzere ikili bir ayrımla açıklamayı uygun görmekteyiz. Unutulmamalıdır ki kararın verilebilmesi için objektif ve sübjektif koşulların bir arada bulunması gerekir. 

a- Objektif Koşullar (CMK 171/2-6) 

Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilebilmesi için; 

  1. Suçun ön ödeme ya da uzlaşma kapsamında bulunmaması gerekir. 
  2. Yeterli suç şüphesi bulunmalıdır. 
  3. Şüpheliye isnat edilen suç, üst sınırı üç yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren suçlardan olmalıdır. 
  4. Suçun; suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar, kamu görevlisi tarafından görevi sebebiyle veya kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen suçlar ile asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (cinsel taciz suçu, cinsel saldırı suçu, cinsel istismar suçu, reşit olmayanla cinsel ilişki suçu) dan biri olmaması gerekir. Bu suçlar bakımından kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez. (CMK 171/6) 

Şüpheli tarafından işlendiği düşünülen suçun ön ödeme ya da uzlaştırma kapsamında bulunması halinde öncelikle bu kuruma dair işlemler yapılır. Zira bu kurumların şüphelinin lehine olduğu varsayılır. 

Erteleme kararı verilebilmesi için muhakkak yeterli suç şüphesine ulaşılmış olmalıdır. Aksi halde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. 

 b- Sübjektif Koşullar 

(CMK 171/3)Kamu davasının ertelenmesine karar verilebilmesi için uzlaşmaya ilişkin hükümler saklı kalmak koşuluyla: 

  1. Şüphelinin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezası ile mahkûm olmamış bulunması, 
  2. Yapılan soruşturmanın, kamu davası açılmasının ertelenmesi halinde şüphelinin suç işlemekten çekineceği kanaatini vermesi, 
  3. Kamu davası açılmasının ertelenmesinin, şüpheli ve toplum açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olması, 
  4. Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun "uğradığı ve Cumhuriyet savcısı tarafından tespit edilen zararın," aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir. 

Şüphelinin daha önce taksirli bir suçtan dolayı mahkûm olması kararın verilmesine engel değildir. Kasıtlı suçtan dolayı mahkûmiyet şartı bakımından kararın kesinleşmesi aranır. Ayrıca şüpheli hapis cezası ile cezalandırılmış olmalıdır. Adli para cezası ile mahkumiyet halinde erteleme kararı verilebilir. Şüpheli hakkında daha önce HAGB kararı verilmiş olması da erteleme kararının verilmesine engel değildir. Aşağıdaki Yargıtay kararı da bu konuya ilişkindir: 

“Dava, mühür bozma suçuna ilişkindir. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi şartları arasında daha önce şüpheli hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmemiş olması ya da soruşturmaya konu suçun denetim süresi içerinde işlenmemiş olması gerektiğine dair bir şart bulunmamaktadır.Mühür bozma suçunun uzlaştırma ve ön ödeme kapsamındaki suçlardan olmadığı ve atılı suç için kanunda öngörülen cezanın üst sınırının üç yıl olduğu göz önüne alındığında, mühür bozma suçundan dolayı kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilebileceği anlaşılmıştır.Şüphelinin tekrar suç işlemeyeceğine kanaat edinilmesi halinde Cumhuriyet savcısının anılan kararı vermekte takdir hakkının olduğu gözetilmeden, itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden kararın kanun yararına bozulması gerekir.” Y11. CD. 2021/3576 K. 

İşlenen suçun uzlaşma ya da ön ödeme usulüne tabi suçlardan olması halinde şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemeyecektir. 

Burada önemli hususlardan biri de mağdurun ya da kamunun uğradığı zararların giderilmesi şartıdır. Erteleme kararının verilebilmesi için şüpheli sebep olduğu zararları ödemekle yükümlüdür. Bu kural akla “erteleme kararının uygulanması için mağdurun rızasının bulunması şartı var mıdır?” sorusunu getirmektedir. Bu soru şüphesiz olumsuz yanıtlanacaktır. Erteleme için mağdurun rızası şartı bulunmamaktadır. Şüpheli savcı tarafından tespit edilecek zararı giderirse mağdurun rızası aranmaksızın hakkında erteleme kararı verilebilir.

KAMU DAVASININ AÇILMASININ ERTELENMESİ KARARINI KİM VERİR?

Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı cumhuriyet savcısı tarafından verilir. Yukarıda da belirttiğimiz üzere savcıya bir takdir hakkı tanınmıştır. Yukarıdaki koşulların karşılanması halinde dahi savcı bu kararı vermeme yetkisine sahiptir. 

Esasında kurumun getiriliş amacı gözetildiğinde şartların varlığı halinde bu kararın uygulanması gerektiği kanaatindeyiz. Zira kararla kişinin lekelenmeme hakkı korunabileceği gibi ceza hukukunun ıslah amacına da ulaşabilir. Aynı zamanda ıslah amacına ulaşılırken muhakeme emek ve masraflarından da tasarruf edilebileceğinden, şartların varlığı halinde takdir hakkının şüpheli lehine kullanılması gerektiği görüşündeyiz. 

Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının zorunlu olarak verilmesi gereken tek hal TCK’nın 191/2. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; “bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.” Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma, satın alma, kabul etmek ya da uyuşturucu madde kullanma suçu bakımından yukarıdaki şartlar aranmadan kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Kararın verilmesi zorunludur. Konuya ilişkin ayrıntılı bilgi için Kullanmak İçin Uyuşturucu Madde Bulundurma Suçu başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.

KAMU DAVASININ AÇILMASININ ERTELENMESİ KARARINA İTİRAZ

Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına istisna olarak suçtan zarar görenin itiraz edebileceği düzenlenmiştir. İstisna dememizin sebebini savcının takdir yetkisini kullandığı durumların itiraza kapalı olduğunu düzenleyen CMK’nın 173/5. Maddesi oluşturmaktadır. 

CMK’nın 171/2. Maddesine göre; suçtan zarar gören veya şüpheli, bu karara 173’üncü madde hükümlerine göre itiraz edebilir. 

O halde suçtan zarar gören, kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren on beş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı “ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine” itiraz edebilir. 

İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir. 

Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir. 

“Sulh ceza hâkimliği”, istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.

KAMU DAVASININ AÇILMASININ ERTELENMESİ KARARININ SONUÇLARI

Erteleme Süresi 

Hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilen şüpheli 5 yıllık bir denetim sürecine girecektir. Bu süre çocuklar bakımından 3 yıldır. CMK’nın 171/4. Maddesine göre; erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmediği takdirde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde kamu davası açılır. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. 

Erteleme Kararı Sicile İşlenir mi? 

Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararlar, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir. (CMK 171/5) 

Hükümden anlaşılacağı üzere erteleme kararları adli sicile değil kendine özgü bir sicile kaydedilir.