KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR (TAKİPSİZLİK KARARI)

KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR (TAKİPSİZLİK KARARI)

Bilindiği üzere kamu davası açma yetkisi yalnızca cumhuriyet savcısına verilmiştir. Bu sebeple CMK’nın 160. Maddesinde düzenlendiği üzere “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. 

Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.”

Bu araştırma neticesinde suçun işlendiğine dair yeterli şüphe elde eden cumhuriyet savcısı kamu davası açmak zorundadır. Zira ceza muhakemesi hukukumuzda kamu davasının açılması mecburiyeti ilkesi benimsenmiştir. (İstisnaları mevcuttur) Yukarıda paylaştığımız kanun maddesinde savcının suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenmesi hali basit şüphe olarak nitelendirilir. Soruşturmanın başlaması için basit şüphenin varlığı yeterlidir. Bunun yanında savcının tekelinde bulunan kamu davasının açılabilmesi için cumhuriyet savcısının derhal araştırmalara başlaması, delil toplaması ve toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe düzeyine ulaşmış olması gerekir. Yeterli şüphe basit şüpheden fazla fakat kesin şüpheden az olan şüpheyi ifade etmektedir. Yani burada şüphenin kesinliğe ulaşmadığı fakat yargılamayı gerektirdiği sonucuna varmak gerekir. Zira Ceza Hukuku’nun en temel prensiplerinden birini “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi oluşturmaktadır. Yeterli şüphe yargılama sonucunda yenilmezse sanık hakkında beraat kararı verilir. Oysa soruşturma aşamasında cumhuriyet savcısının yeterli şüpheye rağmen şüpheden sanık yararlanır ilkesini uygulayarak sanık hakkında dava açmaktan kaçınması mümkün değildir. Yeterli şüphenin varlığı halinde soruşturma savcısı iddianame düzenleyerek görevli mahkemeye gönderir. 

Yeterli şüphenin elde edilememesi durumunda bu defa CMK’nın 172. Maddesi uygulanacaktır. İlgili maddeye göre; “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” 

Görüleceği üzere şüphenin yeterli düzeye ulaşmamış olduğu durumlarda savcıya takipsizlik kararı olarak da bilinen kovuşturmaya yer olmadığı (KYOK) kararı verme zorunluluğu yüklenmiştir. Önemle belirtmek gerekir ki burada cumhuriyet savcısının takdir hakkı bulunmamaktadır. Cumhuriyet savcısına istisnai olarak takdir hakkı verilen haller CMK’nın 171. Maddesinde düzenlenmiştir. Burada cezayı kaldıran şahsi sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların ya da şahsi cezasızlık sebebinin varlığı halinde ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi koşullarının oluştuğu hallerde cumhuriyet savcısı takdir hakkını kullanabilir. Konuya ilişkin değerlendirmelerimize “Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi” başlıklı makalemizden ulaşabilirsiniz. 

KYOK kararı sadece yeterli şüpheye ulaşılamayan durumlarda değil kovuşturma olanağının bulunmadığı durumlarda da verilebilen bir karar türüdür. Kovuşturma olanağının bulunmadığı halleri ise dava şartı eksikliği olarak düşünmek gerekir. Aşağıda konunun detaylarına değinilecektir.

1- YETERLİ ŞÜPHE OLUŞTURULACAK DELİL ELDE EDİLEMEMESİ NEDENİYLE TAKİPSİZLİK (KYOK) KARARI – ETKİN SORUŞTURMA

Yukarıda da belirttiğimiz üzere KYOK kararı verilebilen ilk hali cumhuriyet savcısı tarafından yapılan araştırmalara rağmen yeterli şüphenin oluşmaması hali oluşturur. Bilindiği üzere soruşturma suç şüphesi ile başlar ve bu şüphe “basit şüphe” olarak adlandırılır. Bu aşamadan sonra cumhuriyet savcısı hemen işin gerçeğini araştırmaya koyulacaktır. Cumhuriyet savcısı araştırma yaparken emrindeki kolluk görevlilerinden yararlanır. Yapılan araştırma sonucunda şüphelinin mahkûm olma olasılığının beraat etme olasılığından yüksek görüldüğü hallerde -ki buna yeterli şüphe denilir- savcı tarafından iddianame düzenlenir. 

Suç haberini alan cumhuriyet savcısı soruşturma yapmak zorundadır. Hiçbir soruşturma işlemi yapılmadan verilen KYOK kararı hukuka uygun bir karar olmayacaktır. Konuya ilişkin bir Yargıtay kararında aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur: 

“Her ne kadar ABD'nin hakaret suçlarına ilişkin istinabe taleplerine yanıt vermediğinden IP adresinin ve şüphelinin tespit edilemediği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişse de soruşturma dosyası kapsamında hiçbir soruşturma işlemi yapılmadan bu karar verilmiştir. CMK'nın 172/1. maddesindeki, kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinin somut olayda mevcut olmadığı, dolayısıyla şüphelinin tespitine yönelik olarak gerekli tüm soruşturma işlemleri yapıldıktan sonra, şüphelinin tespiti halinde iddianame düzenlenmesi, tespit edilemediği takdirde ise daimî arama kararı alınarak dava zamanaşımı içerisinde soruşturmaya devam edilmesi gerektiği anlaşılmakla, merciince itirazın kabulüne karar verilmesi yerine reddedilmesi hukuka aykırı görülmüştür.” Y4. CD. 2021/4361 K. 

Yargıtay’ın aşağıdaki kararına göre ise şüphelinin ifadesinin alınmaması halinde takipsizlik kararı verilemez: 

“Dosya kapsamında bulunan ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karara esas alınan bilirkişi raporunda şüpheli ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, soruşturma kapsamında öncelikli olarak şüphelinin ifadesinin alınması ile işveren vekili sıfatının bulunup bulunmadığı, işveren vekili olmadığının anlaşılması halinde işveren şirkette konumunun araştırılması, bu hususa ilişkin tüm bilgi ve belgelerin dosyaya eklenmesi ile şüphelinin kusur durumuna ilişkin yeni bir bilirkişi raporu temin edilmesinden sonra şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı olarak Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği anlaşıldığından, anılan karara karşı yapılan itirazın belirtilen şekilde inceleme yapılmasından sonra sonuçlandırılması yerine reddine ilişkin kararda isabet görülmemiştir.” Y12. CD. 2021/7364 K. 

Şüphelinin tespit edilemediği hallerde dava zamanaşımı süresince soruşturmaya devam edilir. 

Etkin Soruşturma Yükümlülüğü 

AİHS sözleşmesi, AİHM içtihatları ve Türkiye’nin taraf olduğu diğer uluslararası sözleşmeler savcıya etkin soruşturma yükümlülüğü yüklemiştir. Nihayet 2013 yılında bu husus CMK’ya da eklenmiştir. CMK’nın 172/3. Maddesine göre; kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi “veya bu karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi” üzerine, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi hâlinde yeniden soruşturma açılır. AİHM içtihatlarına göre etkin bir soruşturmanın varlığı için aşağıdaki şartlar aranır: 

  1. Soruşturmanın bağımsız olması gerekir 
  2. Soruşturma tarafsız olmalıdır. 
  3. Soruşturma kamu denetimine açık olmalıdır. 
  4. Soruşturmada yetkili makamların özenli ve hızlı çalışması gerekir. 
  5. Soruşturmanın ihlali gerçekleştirenleri belirleyebilecek nitelikte olması gerekir. 

CMK'nın 172/3. maddesinde ise; “Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi veya bu karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi üzerine, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi hâlinde yeniden soruşturma açılır.” denilmek suretiyle etkin soruşturma yapılması zorunluluğu vurgulanmıştır. 

Etkin soruşturma yükümlülüğü ile ilgili Yargıtay tarafından verilmiş birçok karar mevcuttur. Aşağıdaki kararda da etkili soruşturmanın önemi vurgulanmıştır: 

“İncelenen dosyada; müştekinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada, söz konusu sosyal medya hesabı ile ilgili araştırma yaptırılması, şüphelilerin kimlik bilgilerinin kolluk marifeti ile tespitinin sağlanması, tespiti durumunda savunmalarının alınması, suçun kim tarafından işlendiğinin tespit edilememesi halinde soruşturma evrakı daimi aramaya alınarak araştırmaya devam edilmesi, gerektiği halde etkin soruşturma yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ve bu karara yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunduğundan kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.” Y4CD. 2021/6603 K.

2- KOVUŞTURMA OLANAĞININ BULUNMAMASI NEDENİYLE TAKİPSİZLİK KARARI

Yukarıda belirttiğimiz üzere kovuşturma olanağının bulunmamasından anlaşılması gereken dava şartlarında eksiklik bulunmasıdır. Dava şartları ise şunlardır: 

  • Şikâyet 
  • Dava zamanaşımı süresi 
  • İzin 
  • Talep 
  • Yaş küçüklüğü 
  • Derdestlik 
  • Kesin hüküm 
  • Yeni delil bulunması 
  • Ön ödemenin yerine getirilmemesi 
  • Uzlaşmanın bulunmaması 

Yukarıdaki şartların gerçekleşmediği durumlarda savcılık tarafından KYOK kararı verilir.Yine af, şikâyetten vazgeçme, diplomasi dokunulmazlığı gibi hallerde de takipsizlik kararı verilir.

KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR (TAKİPSİZLİK) KARARA İTİRAZ

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz yolu açıktır. CMK’nın 172/1. Maddesine göre; cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir. 

Kararın suçtan zarar gören ve şüpheliye bildirileceği düzenlenmiştir. Karara itiraz hakkı da suçtan zarar gören kişiye aittir. Suçtan zarar gören birden fazla ise her biri ayrı itiraz hakkına sahiptir. 

İtiraz süresi 15 gündür. Bu süre kararın tebliğinden itibaren başlar. 

İtiraz mercii bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğidir. 

İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir. 

İtiraz incelemesi duruşmasız olarak dosya üzerinden yapılır.

TAKİPSİZLİK (KYOK) KARARINA İTİRAZIN SONUÇLARI

Karara itirazın sonuçları CMK’nın 173. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre: 

Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir. 

Sulh ceza hâkimliği, istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.

TAKİPSİZLİK KARARININ KESİNLEŞMESİ

Takipsizlik kararı belirtilen süre içerisinde karara itiraz edilmemesi veya yapılan itirazın reddi halinde kesinleşir. İtirazın reddine karşı öngörülmüş başka bir olağan kanun yolu bulunmamaktadır. 

İtirazın kabulüyle birlikte savcının iddianame düzenlemesi gerekir. Bu karara karşı da kanun yolu öngörülmemiştir. 

Burada şartların varlığı halinde kanun yararına bozma yoluna gidilebileceği unutulmamalıdır. 

Takipsizlik kararının kesinleşmesiyle suçtan zarar gören Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapabilir. 

Bu başvuru da reddedilirse AİHM’ne başvuru hakkı doğar.

TAKİPSİZLİK (KYOK) KARARININ KESİNLEŞMESİNDEN SONRA YENİDEN SORUŞTURMA AÇILABİLİR Mİ? - KESİN HÜKÜM ETKİSİ

Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın nitelik itibariyle kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı hakkında farklı görüşler mevcuttur. Bir görüşe göre “KYOK kararı adli-idari bir işlemdir. Öte yandan söz konusu kararın insan haklarını da ilgilendiren yönü itibariyle sıradan bir idari işlem niteliği taşımadığı söylenmelidir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı kesin hüküm teşkil etmediği için gerektiğinde KYOK kararı ile sona erdirilen iş yeniden ele alınıp soruşturulabilir.” (Özbek, Doğan, Bacaksız Ceza Muhakemesi Hukuku Seçkin Yayınları 13. Baskı s.520) 

Diğer bir görüşe göre ise “Ceza Muhakemesi Kanunu Cumhuriyet savcısının verdiği kovuşturmaya yer olmadığına dair karara kesin hüküm etkisi tanımıştır. Özellikle 2018-7072 sayılı Kanun ile değişen düzenlemeye göre, KYOK kararı verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hakimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamayacağı (CMK172/2) vurgulanarak, kesin hüküm etkisi ortaya konmuştur.” (Yenisey, Nuhoğlu Ceza Muhakemesi Hukuku Seçkin Yayınları 9. Baskı s.704) 

Yargıtay ise KYOK kararının kesin hüküm etkisinin bulunmadığı görüşündedir. (Karar aşağıda yeni delil kavramı başlığı altında paylaşılmıştır.) 

Hangi görüş kabul edilirse edilsin kanunda düzenlenen şartların varlığı halinde yeniden soruşturma açılabilir ve kovuşturma yapılabilir. Zira kanun koyucu yeniden soruşturma açılabilmesini bazı hallerin varlığı halinde sınırlı olarak kabul etmiştir. O halde yeniden soruşturma yapılabilmesi ancak şu hallerde mümkün olacaktır: 

  1. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz. (CMK 172/2) 
  2. Yukarıda belirttiğimiz üzere kanun yararına başvurunun kabul edildiği hallerde de yeniden soruşturma açılır. 
  3. Son olarak şunu belirtmek gerekir ki; kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi “veya bu karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi” üzerine, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi hâlinde yeniden soruşturma açılır. 

Yeterli Şüphe Oluşturacak Yeni Delil Nedir? 

“CMK'nın 172/2. maddesinde yer alan "yeni delil" kavramından ne anlaşılması gerektiğine gelince; kovuşturmaya yer olmadığına dair karardan önce mevcut olan, ancak ele geçirilemeyen, dosyada bulunan ancak Cumhuriyet savcısı tarafından görülmeyen ve değerlendirilmeyen delil, yeni delildir. Yeni bir soruşturmanın başlatılabilmesi için delilin yeni olmasının yanında, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak nitelikte bulunması gerekir. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilip itirazen ya da itiraz edilmeksizin kesinleşmesi durumunda, Cumhuriyet savcısının aynı işe tekrar el atıp dava açabilmesi için kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak nitelikte yeni delil bulunması tek başına yeterli olmamakta, sulh ceza hâkimliğince kamu davasının açılması hususunda karar verilmesi de gerekmektedir. 

Kanun koyucu, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın dava zamanaşımı süresince bir tehdit oluşturmasını önlemek amacıyla, aynı kişi hakkında, aynı fiilden dolayı tekrar soruşturma başlatmak için yeni delil şartını getirerek, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara "kesin hüküm" niteliği vermemekle birlikte, kişiler açısından hukuki güvenli alan oluşturarak adeta "kesin hükmün önleme etkisini yaratan bir hal" olarak düzenlemiştir. Bu suretle, insan haklarını ilgilendiren yönü nedeniyle şüpheliye önemli bir yargısal güvence getirilmiş, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, kesin hükmün önleyici etkisine benzer sonuçlar doğuran bir karar niteliğine sahip olmuştur. Böylece, kişilere getirilen kanuni teminatla, soruşturma aşamasına tekrar dönülebilir endişesi ortadan kalkmış bulunmaktadır. Nitekim Yargıtay uygulamaları da bu yönde istikrar kazanmıştır. Cumhuriyet savcısınca verilip denetimden geçmeden kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile merciince itirazın reddedilmesi üzerine kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar arasında, önleme etkisi bakımından bir farklılık bulunmamaktadır.” Y4. CD. 2018/21804K.

EK TAKİPSİZLİK KARARI NEDİR?

Ek takipsizlik kararı aynı şüpheli hakkında birden fazla suç isnadının bulunduğu durumlarda gündeme gelir. Yukarıda açıklamaya çalıştığımız üzere savcılık suç haberinin ardından gerekli araştırmaları yapar ve yeterli şüpheye ulaştığı zaman o suçla ilgili iddianame düzenler. 

İşte aynı kişi hakkında birden fazla suç isnadının bulunduğu durumlarda bazı suçlar bakımından yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemeyebilir. O zaman o suç bakımından şüpheli hakkında ek KYOK kararı verilir.