GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇU VE CEZASI

GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇU VE CEZASI

Göçün tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar eskiye dayanır. Her dönemde insanların bazıları diğerlerine oranla daha kötü şartlarda yaşamak zorunda kalmıştır. Bu eşitsizlikler ekonomik nedenlere dayandığı kadar siyasi ve sosyal nedenlere de dayanır. Kötü şartlarda yaşayan insanlar refah koşulları daha iyi olan ülkelerde yaşamak amacıyla göçler gerçekleştirirler. Fakat göç etmek istedikleri ülkeler de kendi menfaatlerini korumak amacıyla göçleri sınırlandırma yoluna gitmişlerdir. Yasal yollarla başka ülkelere giremeyen insanlar kötü niyetli bazıları tarafından ekonomik bir kaynak olarak görülmeye başlanmıştır. Çoğu zaman insanlık onurunu kırıcı muameleye uğrayan, sıklıkla öldürülen göçmenlerin korunması bununla beraber diğer ülke menfaatlerinin gözetilmesi göçmen kaçakçılığı suçunun doğumuna sebebiyet vermiştir. Göçmen kaçakçılığı neredeyse tüm ülkelerin mevzuatlarında suç olarak düzenlenmiştir. 

Türkiye’nin jeopolitik yapısına bakıldığında göçmen kaçakçılığı suçu ile neden bu kadar sık karşılaşıldığı daha rahat anlaşılacaktır. Asya ile Avrupa kıtası arasında yer alan ülkemiz göçmen kaçakçılığı açısından transit ülke konumundadır. Bu nedenle Türkiye’de göçmen kaçakçılığı suçu en sık karşılaşılan suç tipleri arasında yer almaktadır. Bu durum istatistik verileriyle doğrulanmıştır. 

Göçmen kaçakçılığı suçu TCK’nın 79. Maddesinde uluslararası suçlar başlığı altında düzenlenmiştir. Doktrinde suç tipinin uluslararası bir suç olup olmadığı hususu fikir ayrılıklarına sebebiyet vermiştir. Fakat hakim görüş göçmen kaçakçılığı suçunun uluslararası değil sınırları aşan bir suç tipi olduğu yönündedir. 

Göçmen kaçakçılığı suçu ile korunan hukuki değer karma niteliktedir. Bir yandan kişilerin vücut bütünlükleri, onurları, hürriyetleri korunurken bir yandan da kamu düzeni, ekonomi ve devletlerin egemenlik yetkisi korunmaktadır. Suçun konusunu ise göçmenler oluşturur.

GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇUNUN FAİLİ

Suçun faili açısından bir özellik aranmamıştır. Herkes tarafından işlenebilen bir suç tipidir. Göçmen kaçakçılığı suçunun konusunu göçmen oluşturur. Aynı zamanda suçun mağduru da göçmendir. Bu nedenle göçmenlerin cezalandırması yoluna gidilmez. 

Suçun kamu görevlileri tarafından işlenmesi ve TCK’nın 266. Maddesinde belirtilen diğer şartların da varlığı halinde faile verilecek ceza artırılır. 

TCK faillerin ancak geçek kişi olabileceğini düzenlemiştir. Bu durumda tüzel kişilerin fail olamayacağı açıktır. Fakat tüzel kişiler yararına işlenen suçlarda güvenlik tedbirlerine hükmedilir. Nitekim TCK 79/4 “Bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.” şeklindedir.

GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇUNUN MAĞDURU

79. maddenin gerekçesinde “Bu suçta asıl mağdurlar, çaresizlik ve yoksullukları nedeniyle kendilerine bir ekmek kapısı açmak için çırpınan insanlardır.” İfadesi kullanılmıştır. Gerekçeden suçun mağdurunun göçmenler olduğu anlaşılmaktadır. Fakat doktrinde mağdurun uluslararası toplum olduğu yönünde de görüşler mevcuttur. 

Yargıtay 8. Ceza Dairesi ise 2006/3617 E. sayılı kararında “Sosyal olarak suçtan zarar gören durumunda bulunan göçmenlerin göçmen kaçakçılığı suçunun yasal mağduru durumunda bulunmayıp suçun konusu oldukları, suçun yasal mağdurunun uluslararası toplum olduğu..” şeklindeki ifadeyle mağdurun uluslararası toplum olduğuna hükmetmiştir.

GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇUNDA KAST

Göçmen kaçakçılığı suçunun manevi unsurunu kast oluşturur. Suç ancak kasten işlenebilir. Bunun yanında suçun oluşması için failin maddi menfaat temin etme amacı ile hareket etmesi gerekir. Bu haliyle suçun işlenebilmesi özel kastın varlığına bağlıdır. Maddi menfaat temin etme amacı bulunmazsa suç oluşmayacaktır. Manevi menfaatler suç kapsamında değerlendirilemez. Nitekim Yargıtay’ın “Sanığın, kayınbiraderi ve arkadaşının kardeşini aracı ile yurt dışına götürmek isterken Gümrük Müdürlüğünde yapılan kontrolde yakalanması şeklindeki eyleminde doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde ettiği veya bu maksatla atılı eylemi işlediği kanıtlanamamış olduğundan beraatına hükmedilmesi gerekir.” şeklinde bir kararı mevcuttur. 

Ülkede bulunması yasal olmayan kişilere evini bilerek kiralayan kişi de suç işlemiş kabul edilir. Bunun yanında kişileri zorla çalıştırmak gibi eylemler de göçmen kaçakçılığı değil insan ticareti suçu gündeme gelir. 

Maddi menfaatin doğrudan ya da dolaylı yoldan elde edilmesinin amaçlanması suçun oluşumunda etkili değildir. Fail menfaati doğrudan göçmenden temin edebileceği gibi üçüncü bir kişiden de temin edebilir. 

Göçmen kaçakçılığı suçu olası kast ile işlenemez.

GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇU NASIL İŞLENİR?

TCK’nun 79. Maddesine göre göçmen kaçakçılığı suçu; 

- Bir yabancıyı yasal olmayan yollarla ülkeye sokmak, 

- Bir yabancının yasal olmayan şekilde ülkede kalmasına imkan sağlamak veya 

- Türk vatandaşı ya da yabancının yasal olmayan yollarla yurt dışına imkan sağlamak 

Suretiyle işlenir.

 Görüleceği üzere kanun suçu seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlemiştir. Maddede sayılan hallerin herhangi birinin varlığıyla suç oluşur. Maddede yazılan hareketlerin birden fazlasının gerçekleştirilmesi ayrı cezalandırmayı gerektirmez. Bir ya da birden çok hareketi gerçekleştiren fail tek suç işlemiş kabul edilir ve tek suçtan cezalandırılır. 

Göçmen kaçakçılığı suçu ancak icrai hareketlerle işlenebilen bir suç tipidir. Kanun maddesinde ihmali hareketlere ilişkin bir düzenleme bulunmadığından ihmali hareketlerin cezalandırılması kanuna aykırılık teşkil eder. 

Bir Yabancıyı Yasal Olmayan Yollarla Ülkeye Sokmak 

Yukarıda belirttiğimiz üzere suçun seçimlik hareketlerinden ilkini bir yabancıyı yasal olmayan yollarla ülkeye sokmak oluşturur. Suçun bu şekilde işlenebilmesi suçun konusunun yabancılardan oluşmasına bağlıdır. Türk vatandaşı olmayan herkes yabancı konumundadır. Vatandaşlık sahibi bireylerin Türkiye’ye yasal olmayan yollardan sokulması halinde suç oluşmaz. 

Ülke ile Türkiye Cumhuriyetinin egemenlik alanında bulunan kara, deniz ve hava ülkelerinin tamamı kastedilmiştir. Yabancının sadece kara ülkesine sokulması halinde suçun oluşacağı gibi bir durum söz konusu değildir. Ülkeye sokmak ifadesi ise yasa dışı giriş olarak anlaşılmalıdır. Failin göçmenle birlikte ülke sınırına geçmesi gerekmez. Suç yol göstermek suretiyle de işlenebilir. 

Suçun oluşmasının bir diğer şartı yasal olmayan yollardan giriş yapmaktır. Türkiye Cumhuriyeti hava, deniz ve kara ülkesine girebilmenin şartları Pasaport Kanunu ile düzenlenmiştir. Bu kanuna aykırı şekilde yapılan girişler yasal olmayan giriş sayılır ve suç teşkil eder. Bunun yanında ülkeye giriş ancak giriş kapısı olarak belirlenen yerlerden yapılır. Yabancıların giriş kapısı olarak belirlenmiş yerler dışından ülkeye sokulması halinde göçmen kaçakçılığı suçu gündeme gelir. 

Bir Yabancının Yasal Olmayan Yollardan Ülkede Kalmasını Sağlamak 

Yine yukarıda belirttiğimiz hareket gibi bu hareketin de konusunu ancak yabancılar oluşturabilir. Devletler yabancıların ülkelerinde kalabilme koşullarını özgürce belirleme yetkisine sahiptirler. Bu yetki sadece uluslararası anlaşmalar nedeniyle sınırlandırılabilir. Türk Mevzuatında yabancıların ülkede kalabilme şartları belirlenmiştir. Bu şartlara uymayanların ülkede kalması yasalara aykırılık teşkil eder. 

Vize verilmesi halinde yabancı, ancak izni süresince (90 gün) ülkede kalabilir. Vize süresinden fazla kalmak isteyen bir yabancının ikamet izni alması gerekir. Çalışma izni bulunan yabancıların oturma izni de bulunur. Köylerde ikamet için İç İşleri Bakanlığı’nın izni gerekir. Yine askeri bölgeler bakımından Genel Kurmay Bakanlığı’nın izni gereklidir. Bu koşulları taşımayan yabancılar suçun konusunu oluştururlar. 

Yabancının ülkede kamasına imkan sağlamak iki şekilde mümkündür. Birincisi yasa dışı yollarla ülkeye girmiş kişinin himaye edilmesi ikincisi yabancının sınır dışı edilmesini engellemek amacıyla barınma, ya da iş imkanı sağlanmasıdır. 

Örnek bir Yargıtay kararında “Suç tarihi itibariyle ülkede yasal olarak bulunmaları mümkün olmayan Suriyeli göçmenlerin, sanık tarafından herhangi bir yetkili makama bildirimde bulunulmaksızın, uzunca bir süre çalıştırmaları ve barındırılmaları suretiyle atılı göçmen kaçakçılığı suçunun gerçekleştiği, suç tarihinden sonra Suriyeli göçmenler hakkında yapılan bir takım yasal düzenlemeler uyarınca, bu göçmenlere geçici koruma statüsü tanınmasının, geriye dönük olarak sanığın eylemini suç olmaktan çıkarmayacağı anlaşılmakla, Yerel Mahkemenin, “sanığın, Suriyeli göçmenleri yanında çalıştırması şeklindeki eylemiyle maddi menfaat elde etmek maksadıyla yasal olmayan yollardan ülkeye giren Suriyeli göçmenlerin yasal olmayan yollardan ülkede kalmalarına imkan sağladığı ve bu şekilde üzerine yüklenen suçu işlediği sabit görülerek” şeklindeki gerekçeyle verdiği karar yerinde görülmüştür.” Şeklinde hüküm kurulmuştur. 

Yabancıyı ülkede kalması için teşvik etmek suç sayılmaz. Bunun yanında yabancıya sağlanan imkandan dolayı bir menfaat amacı güdülmelidir. İnsani duygularla bir yabancıya yemek vermek suç sayılmaz. Yine bir kere yemek ya da içecek sağlamak suç sayılmaz. 

Türk Vatandaşı veya Yabancının Yasal Olmayan Yollarla Yurt Dışına Çıkmasına İmkan Sağlamak 

Bu harekette suçun konusu yabancı ya da vatandaş olabilir. Suçun oluşumu ülkeden çıkışın yasal olmamasına bağlıdır. Yine ülkeye giriş gibi çıkışlarda belirli şartlara tabidir. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununda yabancıların çıkış için belirlenen kapılardan çıkış yapabileceği düzenlenmiştir. Pasaport Kanununda ise çıkış şartları düzenlenmiştir. Bu şartlara uyulmadan bir kişinin yurt dışına çıkarılmasına imkan sağlamak göçmen kaçakçılığı suçunun oluşmasına sebebiyet verir. 

Adli kontrolle yurt dışına çıkması yasaklanan kişilerin yurt dışına çıkarılması suç sayılmıştır. 

İmkan sağlamakla maddi olanakların temin edilmesi kastedilmiştir. Suçun oluşması için failin mutlaka somut bir yardımda bulunması gerekir. Suçun oluşması için Türk vatandaşı ya da yabancının sınırı geçmesi şart değildir. İmkan sağlayıcı hareketlerin (sahte pasaportun verilmesi, aracın temin edilmesi vs.) yapılmasıyla suç tamamlanmış olur.

GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI CEZASI

Göçmen kaçakçılığı suçunun cezası TCK’nın 79. Maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre; 

Suçun basit halinin cezası 3 yıldan 8 yıla kadar hapis ve bin günden on bin güne kadar adli para cezasını gerektirir. Hapis ve adli para cezası birlikte uygulanır. 

Aşağıda sayacağımız nitelikli hallerin varlığı halinde ise ceza artırılır. 

Suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ

TCK’nın 79. Maddesine göre göçmen kaçakçılığı suçunun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde faile verilecek cezanın yarısından bir katına kadar artırılacağı düzenlenmiştir. Kanunda 06.12.2019 tarihinde yapılan değişiklikle artırım oranı değiştirilmiştir. Bunun yanında yapılan değişiklikle maddeye bir nitelikli hal daha eklenmiştir. Bu değişiklik suçun birden fazla kişi ile işlenmesi halini kapsamaktadır. Kanuna göre göçmen kaçakçılığı suçunun birden fazla kişi tarafından işlenmesi halinde faile verilecek ceza yarı oranında artırılır. 

Göçmen kaçakçılığı suçu nedeniyle mağdurların hayatı bakımından bir tehlike oluşması hali kanunda düzenlenen bir diğer nitelikli haldir. Suç nedeniyle mağdurların hayatları tehlikeye girerse faile verilecek ceza yarısına kadar artırılır. 

Mağdurların onur kırcı muameleye maruz bırakılması halinde de ceza yarı oranında artırılacaktır. Göçmenlerin tır kasalarında taşınması, aç bırakılması, küçük bir teknede taşınması gibi hallerde ceza artırılacaktır.

GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇU TEŞEBBÜS

Göçmen kaçakçılığı suçu bir teşebbüs suçudur. Uygulamada teşebbüsün belirlenmesinde güçlük yaşanması nedeniyle kanunda değişikliğe gidilmiştir. Bu değişiklik neticesinde suçun teşebbüs halinde kalması durumunda da tamamlanmış gibi cezalandırma yapılacağı düzenlenmiştir. 

Suçun işlenmesi için icrai hareketlere başlayan fail, suç tamamlanmış gibi cezalandırılır. Verilecek cezada bir indirim yapılmaz. “Suç, teşebbüs aşamasında kalmış olsa dahi, tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur." 

Nitekim Yargıtay’ın “Kendisi de yasa dışı yollardan yurt dışına çıkmak isteyen Suriye uyruklu sanığın, göçmen kaçakçılığı yaptığı anlaşılan ve kimliği tespit edilemeyen İ. isimli kişi ile yaptığı anlaşma doğrultusunda, yurt dışına kaçmak isteyen kendisi gibi Suriye uyruklu mağdurları ikna suretiyle ayarlayıp İ. isimli kişi ile irtibatlandırdığı ve para işini organize ettiği, olaydan iki gün önce sahile götürdüğü mağdurların şartların uygun olmaması sebebiyle çıkış yapamamaları üzerine tekrar otele geldikleri ve kendisi İstanbul'a dönerek mağdurları İ.'e yasa dışı yollardan taşınmak üzere teslim ettiği, sanığın bu şekildeki eyleminde hukuki sorumluluğunun göçmen kaçakçılığına teşebbüs, cezai sorumluluğunun ise TCK'nın 79/1. maddesinin son cümlesi uyarınca tamamlanmış suçun karşılığı olduğu,..” şeklinde bir kararı mevcuttur.

GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇUNDA MÜSADERE

TCK’nın 54. Maddesi ile düzenlenmiş müsadere kurumu işlenebilen bir suçtan dolayı kişinin bir şey üzerindeki mülkiyetinin kamuya geçirilmesidir. Göçmen kaçakçılığı suçunun işlenebilmesi için bir takım araçların kullanılması gerekir. kullanılan bu araçlar suç ile bağlantılı oldukları nedeniyle müsadereye tabi tutulabilir. Müsadere hakkında daha detaylı bilgi için Müsadere Nedir? Başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.

GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇUNDA YARGILAMA

Göçmen kaçakçılığı suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. 

Suç uzlaşma kapsamındaki suçlardan değildir. 

Göçmen kaçakçılığı suçu şikayete tabi suçlardan değildir. Soruşturma ve kovuşturma kendiliğinden yapılır.