ANONİM ŞİRKET GENEL KURULUNUN DEVREDİLEMEZ YETKİLERİ

ANONİM ŞİRKET GENEL KURULUNUN DEVREDİLEMEZ YETKİLERİ

Anonim ortaklığın zorunlu organlarından olan genel kurul, ortaklığın karar mercii olarak nitelendirilir. TTK’nın 407. Maddesi ortakların şirket işlerine ilişkin haklarını genel kurulda kullanacağını düzenlemiştir. Pay sahipleri şirketin işleyişi hakkında bilgi sahibi olmak için genel kurullara katılırlar. Buradan hareketle genel kurulu, karar, bilgi ve hak kullanma organı olarak tanımlamak mümkündür. 

Genel kurulun karar organı olması genel kurula, hakimiyet kazandırır. Ayrıca genel kurul daimi çalışma yapmaz. Genel kurulun yılda en az bir kere toplanması zorunlu ve yeterlidir. Genel kurul bir yürütme organı değildir. Bu nedenle sorumluluk sahibi değildir. TTK’nın 553. Maddesi “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini "kusurlarıyla" ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.” Şeklindeki ifadeyle anonim ortaklıkta sorumluluk sahiplerini belirlemiş ve genel kurulu hariç tutmuştur.

Anonim şirket genel kurulunun yetkileri aşağıda devredilemez yetkiler ve sınırlandırmalar olmak üzere ayrı başlıklar altında incelenmiştir.

GENEL KURULUN DEVREDİLEMEZ YETKİLERİ

TTK’nın 408. Maddesi genel kurulun devredilemez yetkilerini saymıştır. Maddeye göre bu yetkiler; 

a) Esas sözleşmenin değiştirilmesi. 

b) Yönetim kurulu üyelerinin seçimi, süreleri, ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi haklarının belirlenmesi, ibraları hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları. 

c) Kanunda öngörülen istisnalar dışında denetçinin seçimi ile görevden alınması. 

d) Finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, yıllık kâr üzerinde tasarrufa, kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesine, yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kâra katılması dâhil, kullanılmasına dair kararların alınması. 

e) Kanunda öngörülen istisnalar dışında şirketin feshi. 

f) Önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı.Şeklinde sayılmıştır. 

Maddenin 1. Fıkrasında genel kurulun başkaca devredilemez yetkilerinin olduğu ve saklı tutulduğu da belirtilmiştir. Kanunda sayılanlar dışında genel kurulun devredilemez yetkilerini ise; 

1- Birleşme, bölünme ve tür değiştirme hakkında karar vermek. 

2- TTK 379/2 gereği, payların birinci fıkra hükmüne göre iktisap veya rehin olarak kabul edilebilmesi için, yönetim kurulunu yetkilendirmek. 

3- Kanunda ve esas sözleşmede saklı tutulan konular hakkında karar almak.Oluşturur. 

Maddenin 3. Fıkrasında tek pay sahipli anonim ortaklıkta pay sahibinin genel kurula ait bütün yetkileri kullanabileceği düzenlenmiştir.

GENEL KURUL YETKİLERİNİN SINIRI

TTK’nın 340. Maddesi emredici hukuk kuralları ilkesini getirmiştir. Bu ilke gereği kanuni düzenlemelerden farklı ana sözleşme hükümleri öngörerek genel kurulun yetkileri artırılıp azaltılamaz. Genel kurul ancak kanun kapsamında kararlar almaya yetkilidir. Kanunda açıkça aksi öngörülmeyen kararlar emredici niteliktedir. 

Yukarıda belirttiğimiz gibi genel kurula mutlak bir karar yetkisi tanınmış değildir. Genel kurul yetkilerini kullanırken aşağıdaki sınırlamalara uymak zorundadır; 

1- Diğer Organ ve Kişilerin Yetkileri 

TTK’nın 408/1. Maddesi genel kurulun ancak kanunda ve ana sözleşmede açıkça gösterilmiş olan konularda karar alabileceğini düzenlemiştir.

Bu düzenlemeye paralel olarak kanunda yönetim kurulu ve bağımsız denetçilere özgü bazı yetkiler düzenlenmiştir. TTK 408/1 hükmü gereği genel kurul kanunla başka organlara tanınan yetkileri kullanamaz. Nitekim TTK’nın 375. Maddesinin gerekçesinde “Yönetim kurulunun devredilemez yetkilerini gösteren 375 inci madde yenidir. Bu hüküm ile, Ticaret Kanununda, organlar arasında işlev ayrımı yapılmış, organlar arasında işlev bağlamında güç yönünden denklik kabul edilmiş, buna karşılık genel kurulun her şeye kadir olduğuna ve bütün kararları alabilme yetkisi ile donatıldığına ilişkin salt yetki teorisi reddedilmiştir.” İfadeleri kullanılmıştır.

375. maddede belirtilen durumlarda yetki yönetim kuruluna aittir. Genel kurul bu yetkiyi kullanamaz. Yargıtayın konuya ilişkin “Dava, genel kurul kararlarının iptali istemine dair olup davacı genel kurulda davalı şirkete genel müdür atanmasının yetki gaspı mahiyeti taşıdığını ileri sürerek bu yöndeki kararın da iptalini istemiştir. Dava konusu genel kurul toplantısının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK'nın 375/1-d bendinde müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ile görevden alınmaları yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Bu durumda davaya konu genel kurul toplantısında davalı şirkete genel müdür atanmasına dair alınan kararın yoklukla malul olduğu nazara alınarak butlanına karar verilmesi gerekirken genel müdür seçimine dair kararın yönetim kurulu kararı ile aynı yönde olduğu ve genel kurulun en üst karar organı olması sebebiyle iptal talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın bu yönden de reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” Şeklinde bir kararı mevcuttur. 

Aynı şekilde genel kurul yetkinin kanunla bağımsız denetçilere verildiği durumlarda karar alamaz. Örneğin yıl sonu hesap denetimi bağımsız denetçiler tarafından yapılır.

2- Üçüncü Kişilerin Hakları 

Ortaklığa karşı üçüncü kişi konumunda bulunanların hakları genel kurulca tek yanlı olarak ihlal edilemez. Böyle bir ihlal kişilerin kazanılmış haklarının ihlali anlamına gelmektedir ki kanunen bu haklar ihlal edilemez. 

3- Azınlık Hakları ve Bireysel Haklar 

TTK’nın 411. Maddesi ile azınlıklara bir takım haklar tanınmıştır. Kanuna göre sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri, azınlık sayılır. Azınlığın gündeme madde ekletme, genel kurul toplantısını erteleme, bilanço görüşmelerini erteleme gibi hakları bulunur. İşte bu haklar genel kurulun yetkilerinin sınırını oluşturur. Genel kurul pay sahiplerine kanunla tanınmış bu hakları sınırlayamaz. Aksi takdirde dava yoluna gidilebilir. 

4- İmtiyazlı Paylar 

Anonim şirket ana sözleşmesinde bazı pay sahipleri lehine bir takım imtiyazlar tanınabilir. Kanun imtiyazı, kar payı, tasfiye payı, rüçhan ve oy hakkı gibi haklarda, paya tanınan üstün bir hak veya kanunda öngörülmemiş yeni bir pay sahipliği hakkı olarak tanımlamıştır. İmtiyazlı payların kanuni dayanağı TTK’nın 487. Maddesidir. Maddeye göre “İlk esas sözleşme ile veya esas sözleşme değiştirilerek bazı paylara imtiyaz tanınabilir.” 

TTK’nın 454. Maddesinde imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu düzenlenmiş ve imtiyazlı payları ilgilendiren konularda alınacak kararlara ilişkin nisaplar belirlenmiştir. Genel kurulca alınacak kararlar, imtiyazlı pay sahiplerinin haklarına zarar verici nitelikte ise bu kararların TTK’nın 454/3. Maddesindeki toplantı ve karar nisaplarına uygun olması gerekir. Şayet nisaplara uyulmamışsa kararlar uygulanamaz. 

Nitekim Yargıtay 11. HD 2019/3753 karar sayılı kararında “İmtiyazlı paylar başlıklı TTK 478. maddede ifade edildiği üzere, ilk esas sözleşme ile veya esas sözleşme değiştirilerek bazı paylara imtiyaz tanınabilir. İmtiyaz; kâr payı, tasfiye payı, rüçhan ve oy hakkı gibi haklarda, paya tanınan üstün bir hak veya kanunda öngörülmemiş yeni bir pay sahipliği hakkıdır. Yasa maddesinde sayılan imtiyazlar tahdidi olmayıp örnek kabilinden sayılmıştır. Esas sözleşmenin değişiklik öncesi hali değerlendirildiğinde 8. madde ile şirketin temsili yönünde B grubu pay sahiplerine imtiyaz hakkı tanınmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu imtiyaz paya tanınmıştır ve B grubu pay sahiplerine tanınan imtiyaz A grubu pay sahiplerinin oylarıyla kaldırılamayacaktır. İmtiyazlı pay sahiplerinin hakları TTK 454. maddesiyle koruma altına alınmış olup, şirket genel kurulunun esas sözleşmenin değiştirilmesine dair kararı imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edecek nitelikte ise bu karar anılan pay sahiplerinin yapacakları özel bir toplantıda alacakları kararla onanmadıkça uygulanamayacak ve yürürlük kazanmayacaktır.” Şeklinde belirtmiştir. 

Yine başka bir Yargıtay kararında “6102 Sayılı Kanunun 454. maddesine göre genel kurulun esas sözleşmenin değiştirilmesine dair kararının imtiyazlı pay sahiplerinin hakkını ihlal edecek nitelikte olması halinde bu kararın imtiyazlı pay sahiplerinin yapacakları özel bir toplantıda alacakları bir kararla onanmadıkça uygulanamayacağı, bu durumda davaya konu genel kurul toplantısının ilanının yapıldığı tarihten bir ay sonrasına kadar, davalı şirket özel kurulunun yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılmasının gerekli olduğu, bu yapılmadığı taktirde imtiyazlı pay sahiplerinin Asliye Ticaret Mahkemesinde 454. maddeye uygun olarak dava açmaları gerektiği..” ifade edilmiştir.