ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU VE CEZASI

ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU VE CEZASI

Özel belgede sahtecilik suçu TCK’nın 207. Maddesinde kamu güvenine karşı suçlar başlığı altında düzenlenmiştir. Maddeye göre suç; bir özel belgeyi sahte olarak düzenlemek veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek ve kullanmak suretiyle işlenir. Görüleceği üzere özel belgede sahtecilik suçunun oluşabilmesi için diğer seçimlik hareketlerin yanında özel belgenin mutlaka hukuki bir ilişkide kullanılmış olması aranır. Sadece belgenin sahte olarak düzenlenmesi ya da başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi eylemleri, kullanma eylemi olmaksızın suç teşkil etmeyecektir. Bu haliyle bu suç birden fazla hareketli bir suç tipidir. 

Özel belgede sahtecilik suçuyla kamu güvenliğinin korunması amaçlanmıştır. Suçun maddi konusunu ise özel belge oluşturur. Bu nedenle suça konu olabilecek belgenin özelliklerini tanımlamak gerekecektir.

BELGE NEDİR?

Belge Türk Dil Kurumu tarafından ''Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb. vesika, doküman'' şeklinde tanımlanmıştır. Fakat ceza kanununda bu kavrama ilişkin tanımlama bulunmamaktadır. Yargıtay bir kararında belgeyi; içeriği olan, hak doğurucu, kaldırıcı ve kanıt aracı olan bir yazı olarak tanımlamıştır. Bu tanımlamadan ceza hukuku anlamında belgenin ancak yazılı olabileceği sonucu çıkmaktadır. Yazının mutlaka kağıt üzerinde bulunması aranmamıştır. Nitekim sahte plaka düzenleme eylemi de belgede sahtecilik suçuna vücut verir. Bu durum 204. Maddenin gerekçesinde de “Ayrıca belirtilmelidir ki, her ne kadar, belgeden söz edilen durumlarda yazılı bir kağıdın varlığı gerekli ise de; bazı durumlarda belgenin varlığını kabul için, yazının kağıt üzerinde bulunması gerekmez. Bir metal levha üzerine yazı yazılması hâlinde de belgenin varlığını kabul etmek gerekir." İfadeleriyle açıklanmıştır.

ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK SUÇUNDA BELGENİN UNSURLARI

Bir belgenin belgede sahtecilik suçunun konusu olabilmesi için bazı şartları taşıması gerekir. Madde gerekçesinde belirtilen ve Yargıtay tarafından kabul edilen kriterlere göre özel belgede sahtecilik suçuna konu olabilecek belgelerin unsurlarını aşağıdaki şekilde saymak mümkündür. 

1- Belge Yazılı Olmalıdır 

Yukarıda da tanımladığımız üzere belgenin suça konu olabilmesi için mutlak yazılı olması gerekir. Yine belirttiğimiz üzere yazının mutlaka kağıt üzerinde bulunması gerekmez. Şartların varlığı halinde metal levha, deri, veya plastik gibi nesneler de belge sayılabilir. Nitekim 204. Maddenin gerekçesinde “Her ne kadar, belgeden söz edilen durumlarda yazılı bir kağıdın varlığı gerekli ise de; bazı durumlarda belgenin varlığını kabul için, yazının kağıt üzerinde bulunması gerekmez. Bir metal levha üzerine yazı yazılması hâlinde de belgenin varlığını kabul etmek gerekir. Bu itibarla, araç plakaları da resmi belge olarak kabul edilmek gerekir.” İfadeleri yer almaktadır. 

Ceza hukuku anlamında delil sayılan fakat yazılı olmayan hiçbir belge suçun konusunu oluşturmaz. Örneğin bilgisayar programları ya da fotoğraflar delil olma niteliğine sahip olsa bile belge olarak nitelendirilemez. 

Yazının ne şekilde yazıldığı, dili gibi hususların belge niteliğini değiştirmediği kabul edilir. Fakat yazının belli bir grup tarafından anlaşılabilmesi gerekir. 

Yargıtay yazının taşınabilen bir şeyin üzerine yazılması gerektiği görüşündedir. Taşınmaz eşyalar üzerine yazılan yazılar belge olarak nitelendirilemez. Örneğin duvar yazıları belge sayılmaz. 

2- Belgeyi Düzenleyen Belli Olmalıdır 

Belgenin unsurlarından bir diğeri belgeyi düzenleyenin belli olması zorunluluğudur. Bu zorunluluk belgenin garanti fonksiyonundan ileri gelmektedir. TCK’nın 204. Maddesinin gerekçesinde belgeyi düzenleyenin belli olması gerekliliği açıkça ifade edilmiştir. Gerekçeye göre; 

“Bu yazının belli bir kişiye veya kişilere izafe edilebilir olması gerekir. Ancak, bu kişilerin gerçekten mevcut kişiler olması gerekmez. Bu itibarla, gerçek veya hayalî belli bir kişiye izafe edilemeyen yazılı kağıt, belge niteliği taşımaz. Kağıt üzerindeki yazının belli bir kişiye izafe edilebilmesi için, bu kişinin ad ve soyadının kağıda eksiksiz bir şekilde yazılması ve kağıdın bu kişi tarafından imzalanmış olması şart değildir.” 

Belgeyi düzenleyen kişi belli değilse belgede sahtecilik suçundan söz edilemeyecektir. Yargıtay’a göre “Bir kişinin, düzenlediği belgeye başkasının adını yazması ve belgeyi imzalaması durumunda da bir belge vardır; ancak, bu belge sahtedir. Belge altında adı yazılan ve adına imza konulan kişi, gerçek veya hayali bir kişi olabilir. Bunun, belgenin varlığına bir etkisi bulunmamaktadır.” 

3- Belge Hukuki Bir Değer İçermelidir 

Ceza hukuku her yazıyı belge olarak kabul etmez. Bir yazının belge olarak kabul edilebilmesi için 204. maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere; kağıt üzerindeki yazının içeriğinin hukuki bir kıymet taşıması, hukuki bir hüküm ifade eylemesi, hukuki bir sonuç doğurmaya elverişli olması gerekir. 

Belgenin hukuki sonuç doğurduğunun kabulü için belgenin bir hak doğurması, bir hakkı değiştirmesi ya da ortadan kaldırması gerekir. Bu şartları sağlamayan bir belge özel evrakta sahtecilik suçunu oluşturmaz. Doktrin bu durumu faydasız sahtecilik olarak tanımlamış ve bu tanım Yargıtay tarafından da kabul görmüştür. Nitekim Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016 yılında “Sahteliği tespit edilen sağlık kurulu raporuna göre sanığın tüm vücut fonksiyon kayıp oranının %30 olduğu, Devlet Hastanesinden aldırılan sağlık kurulu raporuna göre ise sanığın tüm vücut fonksiyon kayıp oranının %8 olduğu, sanığın 2022 Sayılı Kanun ve bu kanunun uygulanmasına yönelik yönetmelik uyarınca halihazırda almış olduğu sahte sağlık kurulu raporuna göre özürlü aylığı almasına imkan bulunmadığı, nitekim SGK Başkanlığı'nın yazı cevabına göre de herhangi bir maaş ödemesi yapılmadığı, bu sebeple SGK'nın herhangi bir zararının oluşmadığı, dolayısıyla sanığın eylemlerinin faydasız sahtecilik olarak değerlendirileceği ve sanığın üzerine atılı suçların maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.” Şeklindeki ifadelerle Faydasız sahteciliğe örnek bir hüküm oluşturmuştur. 

Belgenin hukuki önemi her somut olaya göre ayrıca değerlendirilmelidir. 

Bunun yanında mutlak butlanla sakat olan bir belgenin özel evrakta sahtecilik suçuna konu edilebilmesi mümkün değildir.

ÖZEL BELGE NEDİR?

Özel belgenin tanımını yapmak için öncelikle resmi belgenin ne olduğunu kavramak gerekecektir. Çünkü özel belgenin belirleyici bir tanımı bulunmamakla, aksinden yola çıkarak nitelendirme yapılmıştır. Nitekim öğretide özel belge kavramı resmi belge niteliğinde olmayan her türlü belge olarak tanımlanır. Resmi belgenin özelliklerini taşımayan tüm yazılar özel belge olarak nitelendirilebilir. Bunun yanında bazı özel belgelerin kanun gereği resmi belge sayılacağı da düzenlenmiştir. TCK’nın 210. Maddesine göre; özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması halinde, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır. 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2020/299 E. Sayılı kararına göre; “Özel belge, kamu görevlisinin görevi nedeniyle düzenledikleri dışında kalan, resmî belgeden sayılmayan, resmî bir işlem nedeniyle düzenlenmiş olmayan, ancak; doğrudan hukuken hüküm, sonuç meydana getiren, bir hakkın doğmasına veya kanıtlanmasına yarayan yazıdır ( Kubilay Taşdemir, Belgelerde Sahtecilik Suçları, Ankara, 2013, s. 441 ). Başka bir deyişle, resmî belgenin özelliklerini taşımayan tüm yazılar özel belge olarak nitelendirilebilir.” 

Özel belge sayılan belgeleri sınırlandırmak mümkün değildir. Yargıtay’a göre bazı özel belge örnekleri şunlardır: 

Veresiye fişi, vizite kağıdı, maaş belgesi, kira sözleşmesi, referans mektubu, sigorta poliçesi, banka kredi sözleşmesi, maaş bordrosu, mimari proje, muvafakatname, tahsilat makbuzu, tediye fişi, nüfus kayıt örneği, sınav cevap kağıdı, özel banka teminat mektubu, satış faturası, sigortalı hizmet cetveli, sınava giriş belgesi.. vs.

ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU NASIL İŞLENİR?

Özel belgede sahtecilik suçunun birleşik hareketli bir suç tipi olduğunu yukarıda belirtmiştik. Buradan hareketle özel belgede sahtecilik suçu bir özel belgeyi sahte olarak düzenlemek veya bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek ve kullanmak fiillerinin gerçekleştirilmesi suretiyle işlenir. Kullanma fiili suçun oluşması için şarttır. Öte yandan sahte özel belge düzenlemek ya da özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirme eylemlerinden birinin kullanma eylemi ile birlikte gerçekleştirilmesi yeterlidir. İki fiilin bir arada bulunması gerekmez.

1- SAHTE ÖZEL BELGE DÜZENLEME

Bu seçimlik hareketle, özel belge esasında mevcut olmadığı hâlde, mevcutmuş gibi sahte olarak üretilmektedir. 

Sahte olarak düzenlenen belgenin suça konu olabilmesi için o belgeyi düzenlemeye yetkili kişi adına düzenlenmiş ve yetkili kişinin imzasının taklit edilmiş olması gerekir.

Özel belgenin düzenlendikten sonra noter tasdiki gibi bir takım işlemlere konu edilmesi suç vasfını değiştirmez. 

Failin cezalandırılması için düzenlenen sahte belgenin kullanılması gerekir. Kullanma fiili gerçekleşmediği sürece suç oluşmayacaktır.

2- GERÇEK BİR ÖZEL BELGEYİ BAŞKALARINI ALDATACAK ŞEKİLDE DEĞİŞTİRME

Suçun ikinci seçimlik hareketini gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek oluşturur. Bu seçimlik hareketle, esasında mevcut olan resmi belge üzerinde silmek veya ilaveler yapmak suretiyle değişiklik yapılmaktadır. Mevcut olan öze belge üzerinde sahtecilikten söz edebilmek için, yapılan değişikliğin aldatıcı nitelikte olması gerekir. Aksi takdirde özel belgeyi bozma suçu oluşur. 

Belgenin aldatma kabiliyeti objektif kriterlere göre belirlenir. Yani herhangi bir kişiyi kandırabilecek nitelikteki sahtelik suçun oluşması için yeterli görülmüştür. Yine bu seçimlik hareket bakımından da sahte belgenin kullanılması gerekir. Bir belge üzerindeki imzanın ya da tarihin değiştirilmesi de bu kapsamda değerlendirilir.

3- SAHTE BELGEYİ KULLANMA

TCK’nın 208. Maddesinin gerekçesine göre; suçun oluşması için, bir unsur olarak kullanmanın gerçekleşmesi gerekir. Kullanmadan maksat, bu sahte belgenin herhangi bir hukukî ilişkide veya herhangi bir hukukî işlem tesisinde dikkate alınmasını sağlamaya çalışmaktır. 

Suçun oluşması için özel belgenin aslının kullanılması gerekir. Yargıtay fotokopi üzerinden sahtecilik suçunun kanıtlanamayacağı kanaatindedir. “Sanıkların, bankadan tüketici kredisi almak için sunmuş oldukları sanıkların biri adına düzenlenen ve sahte olduğu belirlenen maaş bordrosunun fotokopiden ibaret olduğu belgenin aslının temin edilemeyip, dosyada bulunan fotokopi üzerinde ise iğfal kabiliyeti hususunda inceleme yapılamayacağının anlaşılması karşısında; sahtecilik suçunun kurucu unsuru olan aldatma öğesinin somut olayda gerçekleşmediği dikkate alınıp sanıkların atılı suçtan beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” Yargıtay 23.CD. 2015/738 K. 

Belirttiğimiz üzere sahte özel belge kullanılmadıkça suç oluşmayacaktır. Nitekim Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 2019 tarihli bir kararında bu durum “Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan yapılan incelemede; savunma, beyanlar, Rusça-Türkçe tercümeli belgeler, noter belgeleri, banka bilgileri, bilirkişi raporları, iş mahkemesi davası bilgileri ile dosya kapsamından, sanığın aşamalarda çelişkili beyanlarda bulunduğu, suça konu belgeleri düzenlediğini ikrar ettiği, talimatı kimin verdiğini bilmiyorum dediği, alınan bilirkişi raporuna göre de sanığın diğer sanığın hesabına "işçi maaşı" açıklamasıyla para gönderdiği, sahte düzenlenen belgeleri asıllarının sanığın evinde yapılan aramada ele geçirildiği, sanığın bu belgeleri firmasına vermek üzerine düzenlendiğini, ancak sonradan gerek olmadığının söylenmesi üzerine belgeleri kullanmadığını, ödeme makbuzlarını da alacağın bu firmadan alınmasını sağlamak için düzenlendiğini, ancak asıllarını firmaya göndermediğini beyan ettiği, sanığın savunmasının aksine suça konu sahte belgelerin herhangi bir şekilde kullanıldığında dair delil elde edilemediği anlaşıldığından atılı eylemin suç olarak tanımlanmadığına yönelik mahkemece verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Sanığın hükümden sonra öldüğü anlaşıldığından sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilip verilmeyeceği değerlendirilmesi gerektiğinden karar bozulmuştur.” Şeklindeki ifadelerle belirtilmiştir. 

Belgenin kullanılıp kullanılmadığı her durumda ayrıca incelenmelidir. Örneğin kira sözleşmeleri bakımından kiracının kiralanana yerleşmesi kullanım sayılmaktadır. Bunun gibi her somut olay kendi özelinde incelenerek bu yönde değerlendirme yapmak gerekir.

SAHTE ÖZEL BELGEYİ BİLEREK KULLANMA

Suçun bu işleniş biçimi TCK’nın 207/2. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu halde fail sahte belgeyi düzenlemiş ya da değiştirmiş değildir. Fakat belgenin sahte olduğunu bilerek kullanmıştır. Kanun koyucu bu hali de cezalandırma gereği duymuştur. 

Suçun bu şekilde işlenebilmesi için failin belgenin sahte olduğunu bilerek kullanması yeterlidir. Diğer eylemlere iştiraki aranmaz.

SAHTE SENET DÜZENLEME

Sahtecilik suçunun kambiyo senetleri üzerinde işlenmesi halinde fail resmi belgede sahtecilik suçu nedeniyle cezalandırılır. Fakat burada ikili bir ayrım yapılmıştır. Şayet sahte düzenlenen çek, senet ya da poliçenin zorunlu unsurlarında eksiklik bulunuyorsa bu kez fail özel belgede sahtecilik suçundan cezalandırılacaktır. 

“Kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için, ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanunu'nda öngörülen bütün unsurları taşıması gerekir. Aksi takdirde yasal unsurları taşımayan bir kambiyo senedinde sahtecilik yapılması halinde fiil, özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacaktır. 6102 Sayılı Kanun'un 776. maddesi uyarınca senet metninde bulunması gerekli zorunlu unsurlardan olan "düzenleme yeri ve lehdar ismi" bulunmaması halinde senedin özel belge niteliğinde olacağı, dosya içerisinde bulunan suça konu belge fotokopisi üzerinde heyetimizce yapılan gözlemde açıkça düzenleme yeri ve lehdar ismi belirtilmediği, senedin bono vasfında bulunmadığı anlaşıldığından sanığın eyleminin TCK'nin 207. maddesi uyarınca özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağının gözetilmemesi..” Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/2401 K.

ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK SUÇUNDA ÖZEL BELGENİN ALDATICILIK ÖZELLİĞİ

Özel belgede sahtecilik suçunun oluşması için belgenin aldatıcılık özelliğinin bulunması gerekir. Aldatıcılık özelliği suçun temel unsurunu oluşturur. Dolayısıyla suçun oluşup oluşmadığının tespiti açısından belgenin incelenmesini gerekir. Belgede yapılan sahteciliğin kişileri aldatma kabiliyetine sahip olması gerekir. Şayet belgenin sahteliği kolayca anlaşılabiliyorsa belgede sahtecilik suçu oluşmaz. 

 Nitekim Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 2020 tarihli bir kararında “Belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma yeteneğinin varlığını göstermeyeceği, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu, suça konu belgelerin fotokopi olması durumunda hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı, aslı bulunamayan evrakların aldatma kabiliyetlerinin bulunup bulunmadığının da tespit edilemediği, fiili iğfalin aldatma niteliğini göstermeyeceği cihetle; dosya kapsamından belge aslının bulunamadığının anlaşılması karşısında sanık hakkında atılı suçtan beraat hükmü verilmesi gerekirken mahkumiyet kararı verilmesi..” şeklinde belirtilmiştir.

ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK SUÇUNDA ZARAR OLASILIĞI

Sahtecilik fiilinin suç oluşturabilmesi için bir zararın meydana gelmesine gerek olmamasına karşın fiil sonucunda en azından bir zarar oluşması olasılığının var olması gereklidir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre zararın oluşma olasılığı suçun meydana gelmesi için yeterlidir.

HUKUKİ İLİŞKİYE DAYANAN ALACAĞIN İSPATI VEYA GERÇEK BİR DURUMUN BELGELENMESİ AMACIYLA SAHTECİLİK

Bu nitelikli hal suçun temel haline nazaran daha az cezayı gerektirir. Kişinin kendisine borçlu olan birinden alacağını düzenlemek amacıyla sahte bono düzenlemesi bu hale örnek gösterilebilir. 

Nitekim Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2018 tarihli bir kararında “Sanık savunmalarında; katılanla iş ortaklığı yaptığını, katılan lehine kredi kullanmasının sonucu olarak gayrimenkulü üzerinde ipotek tesis ettiğini, kredi borcunun ödenmemesi sonucu, söz konusu senedin verildiğini ve bu sebeple de bu alacağı tahsil etmek amacıyla icra takibini başlattığını belirtmesi, bu savunma doğrultusunda dosyaya ipotek tesisine ve kredi borcuna dair belgeler sunması karşısında; sanık hakkında TCK'nın 211. maddesinin uygulanma koşullarının mevcut olup olmadığının araştırılması, sonucuna göre, şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması..” şeklinde hüküm kurulmuştur.

ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK SUÇUNUN CEZASI

TCK’nın 207. Maddesine göre; 

1- Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 

2- Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır. 

TCK’nın 211. Maddesinde ise; 

Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde, verilecek cezanın, yarısı oranında indirileceği düzenlenmiştir. 

 Özel belgede sahtecilik suçu şikayete tabi bir suç olmadığından savcılık tarafından re’sen soruşturulur.

ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK İÇTİMA

TCK’nın 212. Maddesine göre “Sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.” Bu hüküm karşısında sahtecilik suçu ile başka bir suçu aynı anda işlemiş fail iki suçtan ayrı ayrı cezalandırılır. Uygulamada genellikle resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçunun beraber işlendiğine rastlanır. Böyle durumlarda fail her iki suçtan dolayı ayrı ayrı cezalandırılacaktır.