RÜŞVET SUÇU VE CEZASI

RÜŞVET SUÇU VE CEZASI

Memur suçu olarak da bilinen rüşvet suçu ve cezası, TCK'nın 252. Maddesinde "Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar" başlığı altında düzenlenmiştir. Rüşvet suçunun kanunda düzenlenme sebebi madde gerekçesinde, “Kamu hizmetlerinin gerek eşitlik gerek liyakatlilik açısından adalet ilkelerine uygun yürütüldüğü, kamu görevlilerinin rüşvet kabul etmez ve “satın alınamaz” oldukları hususunda toplumda hâkim olan güvenin, inancın sarsılmaması gerekir. Rüşvete ilişkin suç tanımı, bu güveni korumayı amaçlamıştır.” İfadeleriyle açıklanmıştır. 

Rüşvet, sözlükte "Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkar" anlamına gelir. Madde gerekçesinde ise rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması amacıyla kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlaması olarak tanımlanmıştır. 

Rüşvet suçu, bir tarafını rüşvet veren diğer tarafını ise rüşvet alan kamu görevlisinin oluşturduğu karşılaşma biçimindeki çok failli bir suç tipidir. Suçun memur suçu olarak ifade edilmesinin sebebi de bir tarafının kamu görevlisi olmasından ileri gelmektedir.Bunun dışında 5377 sayılı kanun değişikliği ile rüşvete aracılık etme fiili de suç kapsamına alınmıştır. Buna göre; rüşvet almak, rüşvet vermek, rüşvete aracılık etmek, rüşvet vaat etmek gibi fiiller rüşvet suçunun oluşmasına sebebiyet verir.

RÜŞVET SUÇU FAİL

Yukarıda belirttiğimiz üzere rüşvet suçu çok failli suç tipleri arasında yer alır. Dolayısıyla suçun oluşması için iki farklı davranışın gerçekleşmesi gerekir. Bu suçta failler aynı amaç doğrultusunda hareket ettiklerinden rüşvet suçu karşılaşma suçu olarak nitelendirilir. Faillerden birisi kamu görevlisi diğeri ise özel kişidir. Rüşvet alanın kamu görevlisi, rüşvet verenin ise özel kişi olması gerekir. Dolayısıyla iki eylemin gerçekleştirilmesi tek suça vücut verir. 

Rüşvet Alma Suçunda Fail 

Rüşveti alan kişinin kamu görevlisi olması gerektiğini belirtmiştik. Bu haliyle rüşvet alma suçu özgü suç niteliğine sahiptir. Failde kamu görevlisi sıfatının bulunması gerekli iken bu sıfatın fiilin işlendiği anda mevcut olması yeterlidir. Fiilin işlendiği sırada kamu görevlisi olan failin daha sonra bu sıfatı kaybetmiş olması suçun oluşmasına engel olmaz. Rüşvet alma eyleminin kamu görevlisinin görevi ile ilgisinin bulunması suçun oluşumu bakımından zorunludur. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere; rüşvet suçunun oluşabilmesi için, amaçlanan şeyin kamu görevlisinin görevine giren bir iş olması gerekir. Kamu görevlisinin görevine girmeyen bir işin yapılması amacıyla menfaat temini halinde, rüşvet suçu oluşmaz. 

Rüşvet alan failin bazı meslek dallarından olması cezanın artırılmasına sebebiyet verir. Nitekim bu husus TCK’nın 252/7. Maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre; rüşvet alan veya rüşvet talebinde bulunan ya da bu konuda anlaşmaya varan kişinin; yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması halinde, verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır. 

Rüşvet alma suçunun trafik suç ve ceza tutanakları tanzim etmekle görevli olanlar tarafından işlenmesi hali de 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun EK 11. Maddesi gereği nitelikli hal olarak değerlendirilir. Ayrıca kanun belirtilen özellikleri taşıyan kişilerin (emniyet personeli, jandarma personeli, karayolları personeli vs.) meslekle ilişkilerinin kesileceğini belirtmiştir. 

Son olarak TCK’nın 252/8. Maddesi gereği; kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler, kooperatifler, halka açık anonim şirketler, adına hareket eden kişilere, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın kamu görevlisi gibi değerlendirilir. 

Rüşvet Verme Suçunda Fail 

Rüşvet veren fail bakımından herhangi bir özellik aranmamıştır. Dolayısıyla herkes rüşvet veren fail konumunda bulunabilir. 

Aşağıda açıklayacağımız üzere rüşvet verenin yanında rüşvet vaat veya teklif eden ile talep eden ya da alan kişilerin de fail olarak yargılanacağı düzenlenmiştir. Bu düzenleme TCK’ya 5377 sayılı kanunla getirilmiştir. 

Rüşvet Suçunda Müşterek Fail 

TCK’nın rüşvet suçu siyaseti rüşvete aracılık eden kişinin de cezalandırılması sonucunu doğurmuştur. Bu nedenle TCK 252/5 gereği rüşvet alan kamu görevlisi ile rüşvet veren özel kişiden başka; rüşvet teklif veya talebinin karşı tarafa iletilmesi, rüşvet anlaşmasının sağlanması veya rüşvetin temini hususlarında aracılık eden kişi, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müşterek fail olarak cezalandırılacağı düzenlenmiştir. Burada aracılık eden kişinin müşterek fail olacağı açıkça düzenlenmiştir. 

Ayrıca TCK’nın 222/6. Maddesinde; rüşvet ilişkisinde dolaylı olarak kendisine menfaat sağlanan üçüncü kişi veya tüzel kişinin menfaati kabul eden yetkilisi, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müşterek fail olarak cezalandırılacağı düzenlenmiştir. Bu iki değişiklik kanuna 2012 yılında eklenmiştir. Dolayısıyla rüşvet suçu bakımından iki ayrı özel müşterek faillik durumu düzenlenmiştir.

RÜŞVET SUÇUNUN UNSURLARI

Rüşvet suçuyla birden fazla hukuki değerin korunması amaçlanmıştır. Bu değerler idareye olan saygının korunması, kamu görevlilerin devleti temsil etmesi dolayısıyla devlete olan güvenin korunması olarak sayılabilir. 

Suçun hukuki konusunu madde metninde belirtildiği üzere görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, bir kamu görevlisine veya göstereceği bir başka kişiye sağlanan menfaat oluşturur. Yarar kavramı sınırlandırılmış değildir. Dolayısıyla kamu görevlisini maddi veya manevi olarak değiştirecek her türlü menfaat yarar olarak değerlendirilir. 

Rüşvet suçunun oluşması için haksız bir yararın sağlanması gerekir. 

RÜŞVET SUÇU NASIL OLUŞUR?

Rüşvet suçunun eylem unsurunu; 

1- Kamu görevlisinin görevinin ifasıyla ilgili bir işin yapılması ya da yapılmaması, 

2- Haksız bir menfaat sağlanması ve 

3- Rüşvet anlaşmasının yapılması oluşturur.

 Aşağıda bu durumlar ayrı başlıklar altında incelenecektir.

RÜŞVET ANLAŞMASI

Rüşvet suçunun unsurlarından bir diğeri ve en önemlisini rüşvet anlaşması oluşturur. Rüşvet anlaşmasının varlığı suçun ispatı açısından en önemli kriter olarak görülür. Yargıtay birçok kararında suçun oluşumunun menfaatin bir anlaşma kapsamında sağlanıp sağlanmadığının tespit edilmesi gerekliliğini vurgulamıştır. 

Rüşvet anlaşması kamu görevlisi ile diğer kişi arasında işin kamu görevinin gereği bir işin yapılması veya yapılmaması hususunda yapılan ve hukuki olmayan anlaşmayı ifade eder. Anlaşmanın temelini belirli bir menfaat sağlanması oluşturur. Anlaşma teklifinin kim tarafından yapıldığının önemi bulunmaz. Yararın anlaşma anında sağlanmış olması da aranmaz. Daha sonra temin edilecek menfaatte rüşvet anlaşmasının tamamlanması için yeterlidir. Rüşvet anlaşması yazılı ya da sözlü yapılabilir. 

Rüşvet anlaşmasında tarafların iradelerini özgürce ortaya koymuş olmaları gerekir. Tehdit, hile gibi nedenlerin varlığında anlaşmadan söz edilemeyecektir. Yine kamu görevlisinin diğer tarafın iradesini icbar suretiyle etkilediği hallerde rüşvet suçundan değil irtikap suçundan söz etmek gerekecektir. Taraflardan birinin rüşvet anlaşması yapma iradesinin bulunmadığı hallerde cezai sorumluluk konusu farklı bir özellik gösterir. Örneğin karşı tarafı yakalatmak amacıyla rüşvet veren olarak gözüken kişi böyle bir durumda ceza almayacaktır. Karşısında yer alan kişi ise rüşvet suçuna teşebbüsten cezalandırılacaktır. Uygulamada bu durumla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2015/49 sayılı kararında benzer bir olay ile ilgili; “Rüşvet verme veya alma niyetinde /olmayan kişi veya kamu görevlisinin, atlatmak veya yakalatmak ya da suç delillerini ortaya çıkartmak amacıyla teklifi kabul etmiş gibi gösterdiği biçimsel rızanın ( görünüşteki rıza-dış rıza ) özgür iradeye dayalı olmaması nedeniyle, rüşvet anlaşmasının varlığından söz edilemeyeceği cihetle, böyle bir durumda rüşvet alırken veya rüşvet verirken yakalanan failin eyleminin rüşvet suçuna teşebbüs olarak kabulü gerekmektedir.” Şeklinde hüküm kurulmuştur. 

Kamu görevlisine rüşvet teklif edilir de kamu görevlisi bu teklifi geri çevirirse ya da kamu görevlisi özel kişiden rüşvet talebinde bulunur fakat bu teklifi reddedilirse bu kez TCK’nın 252/4. Maddesi gündeme gelecektir. İlgili maddeye göre; kamu görevlisinin rüşvet talebinde bulunması ve fakat bunun kişi tarafından kabul edilmemesi ya da kişinin kamu görevlisine menfaat temini konusunda teklif veya vaatte bulunması ve fakat bunun kamu görevlisi tarafından kabul edilmemesi hâllerinde fail hakkında, birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir. 

Rüşvet anlaşmasının yapılmasıyla suç tamamlanmış kabul edilir. Nitekim 252. Maddenin 2. Fıkrası; “Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması halinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.” Şeklindedir.

RÜŞVET SUÇUNDA HAKSIZ MENFAAT

Rüşvet suçunun varlığından söz edebilmek için kamu görevlisine bir menfaat sağlanmış ya da vaat edilmiş olmalıdır. Menfaatin maddi ya da manevi olması suçun oluşumu açısından önem arz etmez. Her türlü menfaat suçun oluşumu bakımından yeterli görülmüştür. Menfaatin cinsel nitelikte olması da mümkündür. 

Haksız menfaatin hukuki olmayan bir işin yapılması veya yapılmaması için temin edilmesi gerekir. Haklı bir işin gördürülmesi amacıyla kamu görevlisine menfaat temin edilmesi halinde rüşvet suçu meydana gelmez. Nitekim Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015 tarihli bir kararında “Rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır. Kamu görevlisinin yapması gereken işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlamasının veya kişilerin bu şekildeki iş için kamu görevlisine çıkar temin etmelerinin rüşvet tanımından çıkarıldığı, bu durumda diğer koşulların varlığı halinde görevi kötüye kullanma suçunun oluşacağı düzenlenmiştir.” Şeklinde belirtilmiştir. 

Menfaatin maddi miktarının önemi bulunmaz. 100 TL’lik rüşvet ile 10.000 TL’lik rüşvet arasında cezalandırma farkı bulunmaz. Fakat basit menfaat durumlarında rüşvet suçundan söz edilemez. Örneğin kamu görevlisine çay ya da yemek ısmarlanması halinde rüşvetten söz edilemez. Menfaatin konusunun kesin olarak belirlenmiş olması gerekir. 

Menfaatin illa kamu görevlisine sağlanmış olması gerekmez. Yakınlarına sağlanan menfaat ile de suç oluşur. 

Kamu görevlisine sağlanan menfaatin görevinin ifası ile ilgili bir iş için sağlanmış olması gerekir. 

Yukarıda da belirttiğimiz üzere menfaatin anlaşma ile birlikte temin edilmiş olması gerekmez. Daha sonra gerçekleşecek bir vaat halinde de suç oluşmuş kabul edilir. Örneğin memurun işin tamamlanmasından sonra tayin edileceği kararlaştırılmışsa suç oluşmuş sayılır. Burada dikkat edilmesi gereken husus suçun oluşması için menfaatin rüşvet anlaşması zamanında kararlaştırılmış olması gerektiğidir. Şayet böyle bir anlaşma yapılmamış fakat iş bittikten sonra kamu görevlisine teşekkür anlamında bir hediye alınmışsa rüşvet suçundan söz edilemez.Kural olarak menfaatin temin edilmesiyle suç tamamlanmış olur. Fakat menfaatin vaat edilerek rüşvet anlaşmasının yapılmış olması halinde de suç tamamlanmış sayılır. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012 tarihli bir kararında “Diğer taraftan rüşvet suçunun, menfaatin kamu görevlisi tarafından temin edildiği anda tamamlandığı ilke olarak kabul edilmekle birlikte, izlenen suç siyaseti gereği olarak, rüşvet suçunun kamu görevlisi ile iş sahibi arasında görevinin ifasıyla ilgili bir işin yerine getirilmesi veya getirilmemesi amacına yönelik menfaat teminini öngören bir anlaşmanın yapılması durumunda dahi rüşvet suçu tamamlanmış gibi cezaya hükmedileceği maddenin üçüncü fıkrasında hüküm altına alınmıştır.” Şeklinde hüküm kurmuştur.

GÖREVİN İFASIYLA İLGİLİ BİR İŞİN YAPILMASI VEYA YAPILMAMASI

Rüşvet suçundan söz edebilmek için yapılması ya da yapılmaması istenen işin kamu görevlisinin görev alanındaki bir iş olması gerekir. Görevi dışında bir işin yapılması halinde rüşvet suçundan söz edilemeyecektir. Nitekim Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 2012 tarihli bir kararına göre; 

“Yetkisi dahilindeki bir konuda görevin gereklerine aykırı olarak bir iş yapması unsuru söz konusu olmayan sanığın sübutu kabul edilen eyleminin görevi kötüye kullanma, diğer sanığın eyleminin ise bu suça azmettirme fiilini oluşturduğu gözetilmeksizin suç vasıflarında yanılgıya düşülerek hükümler kurulması hukuka aykırıdır.”

RÜŞVET SUÇUNUN CEZASI

Rüşvet Verme Suçunun Cezası 

Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, bir kamu görevlisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kişi, dört yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 

Rüşvet Alma Suçunun Cezası 

Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kamu görevlisi de 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 

Rüşvete Aracılık Etme Suçunun Cezası 

Rüşvet teklif veya talebinin karşı tarafa iletilmesi, rüşvet anlaşmasının sağlanması veya rüşvetin temini hususlarında aracılık eden kişi, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müşterek fail olarak cezalandırılır. 

Rüşvet ilişkisinde dolaylı olarak kendisine menfaat sağlanan üçüncü kişi veya tüzel kişinin menfaati kabul eden yetkilisi, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müşterek fail olarak cezalandırılır. 

Nitelikli Rüşvet Suçu 

Rüşvet alan veya talebinde bulunan ya da bu konuda anlaşmaya varan kişinin; yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması halinde, verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır. 

Rüşvet alma suçunun trafik suç ve ceza tutanakları tanzim etmekle görevli olanlar tarafından işlenmesi hali de 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun EK 11. Maddesi gereği nitelikli hal olarak değerlendirilir. 

Güvenlik Tedbirleri 

Rüşvet suçunun işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

RÜŞVET SUÇU TEŞEBBÜS

Yukarıda da belirttiğimiz üzere rüşvet suçu rüşvet anlaşmasının yapılması ile tamamlanmış kabul edilir. Anlaşmanın yapılmasından sonra menfaat temin edilmemiş olsa dahi suç oluşmuş kabul edilir ve fail rüşvet suçundan cezalandırılır. 

Bazı durumlarda rüşvet teklifinin yapılmasına rağmen karşı tarafın teklifi reddettiği görülür. Böylesi durunlar bakımından rüşvet suçu teşebbüse müsait bir suç tipidir. Fakat bu suçta teşebbüse ilişkin özel hükümler belirlenmiştir. TCK’nın 252/4. Maddesine göre; 

  1. Kamu görevlisinin rüşvet talebinde bulunması ve fakat bunun kişi tarafından kabul edilmemesi ya da 
  2. Kişinin kamu görevlisine menfaat temini konusunda teklif veya vaatte bulunması ve fakat bunun kamu görevlisi tarafından kabul edilmemesi hâllerinde fail hakkında, birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre verilecek ceza yarı oranında indirilir. 
  3. Bir tarafın diğerini yakalatmak için rüşvet teklifini kabul etmiş gibi gözüktüğü durumlarda da suç teşebbüs aşamasında kalmış kabul edilir.

RÜŞVET SUÇU ETKİN PİŞMANLIK

Rüşvet Alanın Etkin Pişmanlığı 

TCK’nın 254/1. Maddesine göre;Rüşvet alan kişinin, durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce, rüşvet konusu şeyi soruşturmaya yetkili makamlara aynen teslim etmesi halinde, hakkında rüşvet suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Rüşvet alma konusunda başkasıyla anlaşan kamu görevlisinin durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce durumu yetkili makamlara haber vermesi halinde de hakkında bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmaz.

“Sanığın, kardeşinin ihbarı sonrasında yapılan disiplin soruşturmasındaki beyanıyla kendisi yönünden henüz rüşvet isnadı ve soruşturması bulunmayan bu aşamada samimi beyanda bulunarak olayın tüm yönleriyle ortaya çıkmasını sağladığının anlaşılması karşısında, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılması gerekip gerekmediğinin karar yerinde tartışılmaması hatalıdır.” Y5CD. 2019/5038 K. 

Rüşvet Verenin Etkin Pişmanlığı 

Rüşvet veren veya bu konuda kamu görevlisiyle anlaşmaya varan kişinin, durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce, pişmanlık duyarak durumdan yetkili makamları haberdar etmesi halinde, hakkında rüşvet suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz.“Rüşvet veren hükümlünün soruşturma başlamadan önce durumdan soruşturma makamını haberdar ettiği emniyet tarafından düzenlenen müracaat tutanağı içeriği ile sabit olduğundan hakkında 5237 sayılı TCK'nun 254/2. maddesi uyarınca etkinlik pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırıdır.” Y5CD. 2006/6306 K. 

Müşterek Faillerin Etkin Pişmanlığı 

Rüşvet suçuna iştirak eden diğer kişilerin, durum resmi makamlarca öğrenilmeden önce, pişmanlık duyarak durumdan yetkili makamları haberdar etmesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmaz.Etkin pişmanlık bakımından TCK’nın 254. Son fıkrası ile özel bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre yabancı kamu görevlilerine rüşvet veren kişiler etkin pişmanlıktan yararlanamaz.