KONKORDATO NEDİR?

KONKORDATO NEDİR?

İcra İflas Kanunu’nda düzenlenen ve uzunca bir süre uygulama alanı bulan iflas erteleme kurumu 2018 yılında 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun’la yürürlükten kaldırılmıştır. Bunun neticesinde borçluların mali durumlarını düzelterek ticari hayatlarına devam etmelerine yarayacak bir başka kuruma ihtiyaç duyulmuştur. Kanun koyucu bu ihtiyacı gidermek amacıyla 7101 sayılı Kanun’la beraber İİK’nın 285 vd. maddelerinde düzenlemeye gitmiştir. Yapılan yeni düzenlemelerle, kanunda yer alan fakat uygulamasına rastlanmayan konkordato kurumu işlerlik kazanmıştır. Kanun tasarısının gerekçesinde bu durum; 

“Ülkemizde 2003 yılında bu yana uygulanan iflasın ertelenmesi kurumu, ihdas amacının gerçekleşmesi konusunda isteneni verememiştir. Bu sebeple 15 Temmuz 2016 tarihinde kabul edilen 6728 sayılı Kanunla iflasın ertelenmesi kurumu revize edilmiştir. İflas ertelemesi kurumunda alacaklıların herhangi bir şekilde söz sahibi olmaması, sürecin borçlu ve mahkeme arasında yürütülmesi ve yaşanan yargılama sorunları birlikte değerlendirildiğinde bu kurumun tamamen yürürlükten kaldırılması ve bunun yerine alacaklılar ile borçlunun bir müzakere sonucu anlaşmaları ve bu anlaşmanın mahkemece tasdiki esasına dayanan konkordato kurumunun daha etkin ve aktif bir şekilde kullanılması ticari ve sosyal hayat bakımından bir ihtiyaç olarak görülmüştür.” Şeklinde yer almıştır. 

Yapılan değişiklikler neticesinde tacirlerin (iflasa tabi olan kişiler) yanında iflasa tabi olmayan kişilerin de ticari hayatta var olabilmelerinin önü açılmıştır. İflas erteleme ve konkordato arasındaki başlıca farklılıklardan biri bu noktadan doğmaktadır. 

İİK’nın 285. Maddesine göre; borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir. Kanun maddesinden hareketle konkordato; vadesi gelmiş ya da gelecek borçlarını ödeme niyetinde olup da ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçlulara, alacaklılarının belli bir çoğunluğu ile bir anlaşma olanağı sağlayan ve ticaret mahkemesinin tasdiki neticesinde hüküm doğuran gerek borçluyu gerek alacaklıya korumak amacıyla getirilmiş hukuki bir müessese olarak tanımlanabilir. İlerde detaylarını açıklayacağımız üzere konkordato kurumu temelinde bir anlaşma barındırmakla beraber ancak mahkeme tasdiki ile hüküm doğurması sebebiyle zorunlu bir anlaşma olarak değerlendirilir. 

Konkordato kurumu, iflasın olası zararlarının önüne geçmek ve alacaklarının bazı fedakarlıklar neticesinde alacaklarına kavuşma ihtimalinin artırılmasını amaçlamaktadır. Bu yönüyle hem borçlu hem alacaklı lehine değerlendirilmektedir. Ayrıca konkordato ve iflasın ertelenmesi arasında; alacaklıların söz hakkı bakımından bir farklılık da mevcuttur. Şöyle ki konkordato talebinin tasdik edilmesi ancak alacaklıların rızası ile mümkün hale gelmektedir. Oysa iflas erteleme kurumunda alacaklıların rızasına önem verilmemişti. Bu farklılık konkordatonun, iflas ertelemeye nazaran alacaklıları daha çok koruduğunu göstermektedir. İzmir BAM bir kararında aşağıdaki ifadeleri kullanmıştır: 

“Konkordato alacaklıların da sürece katıldığı ve borçlunun gerek iyileşme ya da tasfiye gerekse borçları ödeme biçimine ilişkin projesinin alacaklılar tarafından değerlendirilmek ve oylanmak suretiyle borçların ödenmesine muvafakat ettikleri ve mahkemenin onayından sonra muvafakat etmeyen alacaklıları da bağlayan bir icra hukuku müessesesidir. Müessesenin genel amacı alacaklıların daha fazla zarara uğramamasının teminidir. Esasen konkordato bizatihi, alacaklıların alacaklarını gününde ve tam alamayacakları bir ödeme sistemi getirmektedir. Bu haliyle konkordato zaten alacaklıların nispeten zarar görmesi ihtimalini de içinde barındıran bir hukuk kurumudur. Burada dengelenmesi gereken husus iflasın görece uzun süren tasfiyesi ve masanın dağıtacağı tutar ile konkordatonun tasdiki halinde ödenecek miktar arasındaki farktır. Borçlu işletmenin iyileşerek ekonomiye artı değer katması ve istihdam sağlaması da dikkate alınması gereken unsurlardır.” 17.HD. 2019/1181 K. 

Yine konkordato talebinin kabul edilebilmesi için mutlaka borçlunun aciz halinde bulunması aranmamıştır. Bu cihetle henüz vadesi gelmemiş alacakların borçluları da konkordato talebinde bulunabilir.

KONKORDATO TÜRLERİ NELERDİR?

İcra İflas Kanunu’nda hüküm altına alınmış birden fazla konkordato türü bulunmaktadır. Bu başlık altında yapılan tasniflerde konkordatonun bütün türlerine yer verilecektir. Fakat inceleme konumuzu oluşturan konkordato türünün adi konkordato olması sebebiyle açıklamalarımız bu çerçevede yapılacaktır. Konkordato tasnifi yapılırken iflas öncesi ve iflas sonrası konkordato, malvarlığının terki suretiyle konkordato, tenzilat konkordatosu, vade konkordatosu ve karma konkordato ayrımlarından yararlanılır. 

1- İflas Sonrası Konkordato Nedir?

İflas sonrası konkordatoya ilişkin hükümlere İİK’nın 309. Maddesinde yer almaktadır. Buna göre; iflâsına hükmedilmiş olan bir borçlu konkordato talep ederse veya bu borçlunun alacaklılarından biri konkordato işlemlerinin başlatılmasını isterse, iflâs idaresi, görüşüyle beraber ikinci alacaklılar toplanmasında veya daha sonra müzakere edilmek üzere alacaklılara bu talebi bildirir. 

302 ilâ 307’nci maddeler ile 308/a ilâ 308/g maddeleri burada da uygulanır. Komisere ait görevler iflâs idaresi tarafından yapılır. 

Konkordato talebinin alacaklılar tarafından kabul edildiği toplantının yapıldığı tarihten, konkordatonun mahkemece tasdik edildiği tarihe kadar geçen sürede müflisin mallarının paraya çevrilmesi durur. Bu süre altı ayı geçemez. 

Konkordato hakkında verilen karar iflâs idaresine bildirilir. 

Konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmesi üzerine iflâs idaresi iflâsa hükmeden mahkemeden iflâsın kaldırılmasını ister. 

İflâstan sonra konkordato iflâs tasfiyesi içinde ancak bir defa istenebilir. 

2- Mal Varlığının Terki Suretiyle Konkordato Nedir?

Bu konkordato çeşidi İİK’nın 309/a maddesine 17.7.2003 tarihinde eklenmiş ve kanunda uygulamasına ilişkin yönetmelik çıkarılacağı da belirtilmiştir. Dolayısıyla mal varlığının terki suretiyle konkordatonun uygulaması bakımından kanunun 309/a 309/1 ve yönetmeliklere bakılmalıdır. İİK’nın 309/a maddesine göre; malvarlığının terki suretiyle konkordato ile alacaklılara, borçlunun malvarlığı üzerinde tasarruf etmek veya bu malların tamamını ya da bir kısmını üçüncü bir kısmını üçüncü kişiye devretmek yetkisi verilir. 

Kanun maddesinden açıkça anlaşılacağı üzere konkordatonun bu halinde borçlunun malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisi alacaklılara devredilir. Yine kanunda alacaklıların borçlunun malvarlığından ne surette yararlanabileceği belirtilmiştir. Buna göre; alacaklılar haklarını konkordato tasfiye memurları ve alacaklılar kurulu aracılığıyla kullanırlar. Konkordato tasfiye memurları ve alacaklılar kurulu konkordato talebi hakkında karar veren alacaklılar tarafından seçilir. Konkordato tasfiye memuru “asliye ticaret” mahkemesinin seçime ilişkin kararı onaylamasından sonra göreve başlar. 

Bu konkordato türünde borçlunun amacı alacaklıların kendi malvarlığından alacaklarını alması ve iflastan kurtulmaktır. 

İİK’nın 309/b maddesinde ise malvarlığının terki suretiyle konkordatonun zorunlu içeriğine yer verilmiştir. Buna göre; malvarlığının terki suretiyle konkordato aşağıdaki hususları içerir: 

  • Alacaklıların malların tasfiyesi ya da üçüncü kişiye devri suretiyle karşılanamayan alacaklarından feragat edip etmedikleri, feragat etmiyorlarsa borçlunun sorumluluğunun ne olduğu. 
  • Konkordato tasfiye memurları ile alacaklılar kurulu üyelerinin belirlenmesi ve bunların yetkileri. 
  • Kanun tarafından belirlenmemişse, malların tasfiye usulü ve eğer mallar üçüncü kişiye devredilecekse, bu devrin şekli ve teminatlandırılması. 
  • Alacaklılara yönelik ilânların ve ilgili yerlere bildirimlerin 288 inci madde uyarınca yapılacağı. Konkordato kapsamı dışında kalan mallar varsa bunlar açıkça belirtilir. 

3- Adi Konkordato Nedir?

Adi konkordato iflas öncesi konkordatonun bir türüdür ve kanunda bu türün tenzilat, vade ve karma konkordato olmak üzere üç türüne yer verilmiştir. Bu konkordato türleri ile ilgili ayrımlar hükümet tasarısı gerekçesinde şöyle açıklanmıştır: 

“Bilindiği gibi, konkordato; vade konkordatosu ve tenzilat konkordatosu olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu ayırım İcra ve İflâs Kanununda yer almamakla birlikte öğretide genellikle kabul edilen bir ayırımdır. 

Tenzilat konkordatosunda alacaklılar, borçluya karşı, alacaklarının belirli bir yüzdesini tahsil etmekten vazgeçerler ve borçlu borçlarının konkordatoda kabul edilen kısmını (yüzdesini) ödemek suretiyle borçlarının tamamından kurtulur. 

Vade konkordatosunda ise borçlu borcunun tamamını ödemek için alacaklılarından bir vade ister veya borçlarını taksitlendirir. 

Ülkemiz uygulamasında çok kere borçlu alacaklılarından hem vade ve hem de tenzilat istemekte ve böylece karma konkordato teklif etmektedir. Borca batık olmamakla birlikte borç ödemeden aciz halinde bulunan bir borçlunun vade konkordatosu istemesi mümkündür. Diğer bir deyişle, mevcudu borçlarının tamamını ödeyebilecek durumda olan bir borçlunun mallarını o anda satarak vadesi gelmiş bütün borçlarını ödemesi mümkün değilse, o zaman borçlu borçlarını yüzde yüz, yani tamamen ödeme taahhüdünde bulunarak alacaklılarından kendisine bir mühlet verilmesini isteyebilir (vade konkordatosu). Bu durumdaki bir borçlunun normal olarak tenzilat konkordatosu isteyebilmesi mümkün olmamak gerekir, zira böyle bir teklif, ödenmesi “teklif edilen meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması” şartına uygun düşmez. Fakat, hazırlık çalışmaları sırasında, mahkemelerin somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapabilmeleri yolunu açık tutmak gerektiği ileri sürüldüğünden, madde metnine bu yönde bir sınırlama getirilmesinden kaçınılmıştır.”

KİMLER KONKORDATO BAŞVURUSUNDA BULUNABİLİR?

Yukarıda belirttiğimiz üzere konkordato kurumu iflas ertelemeden farklı olarak iflasa tabi olan veya olmayan borçluların başvurabileceği bir hukuki müessesedir. 

Konkordatoya başvurabilmek için vadesi gelmiş borçlarını ödeyememiş ya da henüz vadesi gelmemiş borçlarını ödeyememe tehlikesi altında bulunmak gerekir. 

Borçlunun yanında alacaklıların da konkordato isteme hakkı bulunur. Fakat burada alacaklıların başvuru hakkı borçlunun iflasa tabi olup olmaması yönünden sınırlıdır. Şöyle ki; alacaklıların konkordato başvurusunda bulunabilmesi için borçlunun iflasa tabi kişilerden olması gerekir. 

Ticari şirketlerin konkordato başvurusunda bulunabilmesi için ortakların oybirliği ile karar alması gerekir.

KONKORDATO BAŞVURUSU HANGİ MAHKEMEYE YAPILIR?

Konkordato başvurusunda yetkili ve görevli mahkeme İİK’nın 285/3. Maddesinde gösterilmiştir. Buna göre; iflasa tabi borçlular açısından borçlunun muamele merkezinin bulunduğu mahaldeki mahkemelerin yetkili olduğu kabul edilir. İİK 154/2 gereğince; merkezleri yurt dışında bulunan ticari işletmeler hakkında yetkili merci, Türkiye'deki şubenin, birden ziyade şubenin bulunması halinde merkez şubenin bulunduğu yerdeki mahkemeler olacaktır. 

İflasa tabi olmayan borçlular açısından ise borçlunun yerleşim yerindeki mahkemeler yetkili olacaktır. 

Konkordato başvurusu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yapılır.

KONKORDATO BAŞVURUSUNDA BULUNAN KİŞİDEN ALINACAK HARÇ VE AVANS

İİK’nın 285/5. Maddesinde belirtildiği üzere Konkordato talebinde bulunan, Adalet Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan tarifede belirtilen konkordato gider avansını yatırmaya mecburdur. Bu durumda 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114’üncü ve 115 inci maddeleri kıyasen uygulanır. Kanunda belirtilen yönetmeliğin ilgili maddeleri ise şu şekildedir: 

Konkordato gider avansı MADDE 3 

(1) Talep eden, bu Tarifede gösterilen gider avansını konkordato talebinde bulunurken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Konkordato gider avansı her türlü tebligat ve posta ücretleri, bilirkişi ve konkordato komiseri ücretleri, ilan ücreti, iflas gideri ile dosyanın bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay‘a gidiş dönüş ücretleri gibi giderleri kapsar. 

Konkordato gider avansı miktarı MADDE 4

(1) Talep eden; 

a) Konkordato talep edilirken bildirilen alacaklı sayısının üç katı tutarında tebligat gideri, 

b) Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlanacak yedi adet ilan bedelinin asgari tutarı olan 550,00 Türk Lirası, 

c) Resmi İlan Fiyat Tarifesinde belirlenen Basın-İlan Kurumu resmi ilan portalında yapılacak yedi adet ilan bedelinin asgari tutarı, 

ç) İlgili kurum ve kuruluşlara yapılacak bildirim için 50 adet iadeli taahhütlü posta ücreti, 

d) Bir bilirkişi için Bilirkişi Ücret Tarifesinde belirlenen ücretin üç katı tutarı, 

e) Mahkemece belirlenecek ücreti sonradan tamamlamak üzere konkordato komiseri olarak görevlendirilecek kişi için asgari 1.000,00 Türk Lirası üzerinden hesaplanan beş aylık ücret tutarı, 

f) Diğer iş ve işlemler için 300,00 Türk Lirası, 

g) İflasa tabi olanlar yönünden 15.000,00 Türk Lirası iflas gideri, toplamını avans olarak öder. 

(2) İflasa tabi olmayan borçlular yönünden yukarıda sayılan gider avansı miktarından indirim yapılmasına mahkemece karar verilebilir. 

Ayrıca konkordato talep eden kişiden başvuru harcı alınır.

KONKORDATO TALEBİ İÇİN GEREKLİ OLAN BELGELER NELERDİR?

İİK’nın “konkordato talebine eklenecek belgeler” başlıklı 286. Maddesinde gerekli evraklar belirlenmiş ardından “maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.” Hükmü getirilmiştir. İlgili yönetmeliğe göre konkordato talebinde bulunan borçlu, konkordato talebine aşağıdaki belgeleri ekler: 

a) Konkordato ön projesi. 

b) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler. 

c) Alacaklı ve alacak listesi. 

Borçlu; alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren listeyi konkordato talebine ekler. 

ç) Karşılaştırma tablosu. 

Borçlu, konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile iflası hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tabloyu konkordato talebine ekler. 

d) Makul güvence veren denetim raporu. 

Makul güvence veren denetim raporu, denetim kanıtlarının Türkiye Denetim Standartları çerçevesinde değerlendirilmesi sonucunda, makul güvence seviyesine uygun şekilde oluşturulan denetçi görüşünün ve varsa dikkat çekilmek istenen diğer hususların, mahkemeye sunulması amacıyla Kurum düzenlemelerine uygun olarak hazırlanan ve imzalayan bağımsız denetim kuruluşu tarafından sorumluluğu üstlenilen belgedir. Bağımsız denetim kuruluşu, yaptığı denetim sonucunda konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda olumlu sonuca varırsa, makul güvence veren denetim raporunu hazırlar. 

(2) Borçlu, iflasa tabi olmayan kişilerden ise sadece birinci fıkranın (a) ve (c) bentlerinde yazılı belgeler ile uygun düştüğü ölçüde (b) bendinde yazılı belgeleri konkordato talebine ekler. 

(3) Konkordato işlemlerinin başlatılması alacaklılardan biri tarafından talep edilmişse mahkeme, birinci veya ikinci fıkrada belirtilen belge ve kayıtların eksiksiz olarak sunulması için borçluya makul bir süre verir. Bu durumda anılan belge ve kayıtların hazırlanması için gerekli masraf alacaklı tarafından karşılanır. 

“Konkordato talep eden borçlunun dilekçesine konkordato ön projesini eklemesi gerekmektedir. Konkordato talebinin esasını konkordato ön projesi oluşturur. Borçlu ön projesini geçici mühlet ve kesin mühlet zarfında değiştirebilir ve böylece alacaklılar toplantısına başlangıçtaki ön projeden farklı bir konkordato projesi sunabilir. İİK'nın 286. maddesinde “ Konkordato talebine eklenecek belgeler “ düzenlenmiştir. Konkordato talep eden adi ( tacir olmayan ) borçlunun da, İİK 286. madde gereğince, malvarlığının durumunu gösterir belgeleri, konkordato talep dilekçesi ve ön projeyle birlikte mahkemeye sunmalıdır. 

Muhasebe bilimine göre, borçlunun malvarlığı, kasa ve bankadaki parası, alacakları, gayrimenkulleri, taşıtları, makineleri vb varlıkları ile banka borçları, vergi borçları gibi çeşitli borçları arasındaki farktır. Borçlu malvarlığı durumunu tevsik etmelidir, mücerret beyanda bulunması yeterli değildir. Borçlunun kefalet borçlarını ve verdiği rehinleri de bildirmesi gerekir. Ayrıca alacaklıların bir listesini vermeli ve bu alacaklıların kimliği ile alacaklarının miktarını ve vadelerini belirtmelidir. 

Yasanın emredici düzenlemesi kapsamında, mahkemece re'sen, yasanın öngördüğü belgelerin ibraz edilip edilmediğinin denetlenmesi ve eksik belgelerin varlığı halinde ise, bu eksikliğin tamamlanması için kesin süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Eksikliğin giderilmesinde, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/2. fıkrası ile 115. maddesi kıyasen uygulanabilir. 

Somut olayda, davacı şirket ve davacı şirketin tüm paylarına sahip gerçek kişi birlikte dava açmışlardır. Taraflar arasında, zorunlu bir dava arkadaşlığı yoktur. İİK'nın konkordato ile ilgili düzenlemelerinde veya başka bir yasal düzenleme kapsamında, şirket ve ortağı veya ortaklarının birlikte dava açmalarını zorunlu veya gerekli kabul eden bir düzenlemeden söz etmek mümkün değildir. Her bir talep sahibinin, konkordato talebinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekeceğinden, her bir başvuru sahibinin de, şirket ortağı olup olmadığına bakılmaksızın, yasa gereğince, konkordato talebine eklenecek belgeleri ibraz etmesi gerekecektir. 

Bu belgelerin tahdidi olmadığı da, borçlunun konkordato sürecinde mahkeme veya komiser tarafından istenebilecek diğer belge ve kayıtları da ibraz etmek zorundadır, düzenlemesi ile anlaşılmaktadır. Belgelerin ayrı ayrı düzenlenerek ibrazı gerekecektir.” İstanbul BAM 17. HD 2020/355 K.

KONKORDATO ÖN PROJESİNDE NELER YER ALIR?

Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmeliğin 6. Maddesine göre konkordato ön projesinde aşağıdaki hususlar yer alır:

a) Borçlunun, borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceği. 

b) Alacaklıların, alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacakları. 

c) Borçlunun, ödemelerin yapılması için mallarını satıp satmayacağı. 

ç) Borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli malî kaynağı hangi yöntemle sağlayacağı; bu kapsamda sermaye artırımı veya kredi temini yoluna gidip gitmeyeceği yahut başka bir yöntem kullanıp kullanmayacağı.

BORÇLUNUN MALVARLIĞINI GÖSTERİR BELGELER NELERDİR?

Borçlu, malvarlığının durumunu gösterir belgeleri konkordato talebine ekler. Şayet borçlu, defter tutmaya mecbur kişilerden ise ayrıca aşağıdaki belgeleri de ekler: 

a) 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre hazırlanan son bilanço. 

b) Gelir tablosu. 

c) Nakit akım tablosu. 

ç) İşletmenin devamlılığı esasına göre hazırlanan ara bilanço. 

d) Aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilanço. 

e) Ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgileri. 

f) Maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler. 

g) Tüm alacak ve borçları, vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler. 

ğ) Borçlunun malî durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler. 

(2) 2018/11597 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca bağımsız denetime tabi olan borçlular için, birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde sayılanların bağımsız denetimden geçmiş olması gerekir. 

(3) Birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde sayılan finansal tabloların tarihi bakımından, bunlara ilişkin hesap dönemi kapanışı üzerinden bir takvim yılı geçmemiş olmalıdır. Diğer bentlerde sayılan tablo, bilgi ve belgelerin tarihi ise mahkemeye başvuru tarihinden en fazla doksan gün öncesine ait olabilir. 

(4) Birinci fıkranın (a), (b), (c), (ç) ve (d) bentlerinde sayılan tablolar finansal raporlama çerçevesine uygun olarak hazırlanır.

KONKORDATODA GEÇİCİ MÜHLET - GEÇİCİ MÜHLET KARARININ SONUÇLARI

Geçici mühlet iflas erteleme kurumunda yer alan ihtiyati tedbire benzetilmektedir. Bu kurum yukarıda belirttiğimiz üzere değişiklikler neticesinde kanuna eklenmiş ve önemli bir yenilik olarak görülmüştür. Geçici mühlete ilişkin hükümler İİK’nun 287. Maddesinde yer alır. İlgili maddeye göre; 

“Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286’ncı maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297’nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır. 

Konkordato işlemlerinin başlatılması alacaklılardan biri tarafından talep edilmişse, borçlunun 286’ncı maddede belirtilen belgeleri ve kayıtları mahkemenin vereceği makul süre içinde ve eksiksiz olarak sunması hâlinde geçici mühlet kararı verilir. Bu durumda anılan belge ve kayıtların hazırlanması için gerekli masraf alacaklı tarafından karşılanır. Belge ve kayıtların süresinde ve eksiksiz olarak sunulmaması hâlinde geçici mühlet kararı verilmez ve alacaklının yaptığı konkordato talebinin de reddine karar verilir.” 

Mahkemeye konkordato dilekçesi ve dilekçeye ekli yukarıdaki belgeler sunulduktan sonra, mahkemece şekli bir inceleme yapılır. Bu incelemede belgelerde eksiklik bulunup bulunmadığına bakılır. Şayet belgelerde bir eksiklik yoksa bu kez geçici mühlet kararı verilir. Belgelerde eksiklik yoksa bu kararın verilmesi zorunludur. Ayrıca kanunda kararın derhal verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Geçici mühlet kararı verilmeden önce yapılan inceleme duruşmalı ya da duruşmasız yapılabilir. 

Geçici Mühletin Kaldırılması 

Kanun maddesinde geçici mühletin kaldırılmasına ilişkin 291 ve 292. Maddelerin kıyasen uygulanacağı belirtilmiştir. Buna göre; geçici mühlet kararının verilmesinin ardından kanunun 292. Maddesinde yazılı hallerin ortaya çıkmasıyla geçici mühlet kararı kaldırılarak iflas kararı verilebilir. Aşağıdaki hallerde konkordato başvurusunun reddi ve borçlu hakkında iflas kararı verilebilir: 

  • Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa. 
  • Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa. 
  • Borçlu, 297’nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa “ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa”. 
  • Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse. 

Bu hallere ilişkin kesin mühletin kaldırılması başlığı altında daha detaylı açıklamalar yapılacak ve örnek kararlara atıf yapılacaktır. 

Geçici Mühlet Kararının Sonuçları 

Hükümet tasarısı gerekçesinde geçici mühletin ödeme güçlüğü içindeki borçluya süratle geçici hukuki koruma sağlamaya yönelik olduğu belirtilmiştir. Geçici mühlet kararı ile borçlu hakkında takip yapılamaz. (Bazı özel durumlar saklıdır.) Borçlunun karardan sonra tasarruf yetkisi devam eder. Fakat yapacağı işlemlerde konkordato komiserinin denetimi altında bulunur. 

288/1. Maddeye göre geçici mühlet kesin mühletin bütün sonuçlarını doğurur. Aşağıda kesin mühletin sonuçları başlığı altında sıralayacağımız bütün hükümler burada da uygulanır. (İİK 294 -297) 

Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz. 

Geçici Mühlet Süresi 

Geçici mühlet üç aydır. Mahkeme bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabilir, uzatmayı borçlu talep etmişse geçici komiserin de görüşü alınır. Geçici mühletin toplam süresi beş ayı geçemez.

GEÇİCİ KONKORDATO KOMİSERİ NEDİR? - GÖREVLERİ NELERDİR?

İİK’nın 287/3. Maddesine göre: 

Mahkeme, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirir. Alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak gerektiğinde üç komiser de görevlendirilebilir. Üç komiser görevlendirilmesi durumunda komiserlerden biri, mahkemenin bulunduğu ilde faaliyet göstermek şartıyla Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetçiler arasından seçilir. 290’ıncı madde bu konuda kıyasen uygulanır. 

Aşağıda konkordato komiserinin görevleri başlığı altında konuya ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

GEÇİCİ MÜHLET KARARININ İLANI - GEÇİCİ MÜHLET KARARINA İTİRAZ

Mahkemece geçici mühlet kararı, ticaret sicili gazetesinde ve Basın-İlan Kurumunun resmî ilân portalında ilân olunur ve derhâl tapu müdürlüğüne, ticaret sicili müdürlüğüne, vergi dairesine, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankaları Birliğine, mahallî ticaret odalarına, sanayi odalarına, taşınır kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna ve diğer lazım gelen yerlere bildirilir. İlanda ayrıca alacaklıların, ilândan itibaren yedi günlük kesin süre içinde dilekçeyle itiraz ederek konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir hâl bulunmadığını delilleriyle birlikte ileri sürebilecekleri ve bu çerçevede mahkemeden konkordato talebinin reddini isteyebilecekleri belirtilir. (İİK 288/2) 

Geçici mühletin uzatılmasına ve geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararlar da ikinci fıkra uyarınca ilân olunur ve ilgili yerlere bildirilir. (İİK 288/3) 

Ankara BAM 23. Hukuk Dairesi’nin 2020/1401 K. Sayılı kararında belirtildiği üzere: 

İİK'nın 287/ son maddesi uyarınca geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı gibi aynı Kanun'un 293/1. maddesine göre de kesin mühlet talebinin kabulüne ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.

KONKORDATODA KESİN MÜHLET

Kesin mühlet konkordato sürecini başlatan ve borçlunun bundan yararlanmasını sağlayan özel bir düzenlemedir. 

İİK’nın “Kesin Mühlet” başlıklı 289. maddesi gereğince; mahkeme, kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde verir. 

Kesin mühlet hakkında bir karar verilebilmesi için, mahkeme borçluyu ve varsa konkordato talep eden alacaklıyı duruşmaya davet eder. Geçici komiser, duruşmadan önce yazılı raporunu sunar ve mahkemece gerekli görülürse, beyanı alınmak üzere duruşmada hazır bulunur. Mahkeme yapacağı değerlendirmede, itiraz eden alacaklıların dilekçelerinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerini de dikkate alır. 

Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir. Bu kararla birlikte mahkeme, yeni bir görevlendirme yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici komiser veya komiserlerin görevine devam etmesine karar verir ve dosyayı komisere tevdi eder. 

Mahkemece, kesin mühlet kararıyla beraber veya kesin mühlet içinde uygun görülecek bir zamanda yedi alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak kaydıyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturulabilir. Bu durumda alacakları, hukuki nitelik itibarıyla birbirinden farklı olan alacaklı sınıfları ve varsa rehinli alacaklılar, alacaklılar kurulunda hakkaniyete uygun şekilde temsil edilir. Alacaklılar kurulu oluşturulurken komiserin de görüşü alınır. Alacaklılar kurulu her ay en az bir kere toplanır ve hazır bulunanların oy çokluğuyla karar alır. Komiser bu toplantıda hazır bulunarak alınan kararları toplantıya katılanların imzasını almak suretiyle tutanağa bağlar. Alacaklı sayısı, alacak miktarı ve alacakların çeşitliliği dikkate alınarak alacaklılar kurulunun zorunlu olarak oluşturulacağı hâller ile alacaklılar kuruluna ilişkin diğer hususlar Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikte gösterilir. 

Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı aya kadar uzatılabilir. Borçlu da bu fıkra uyarınca uzatma talebinde bulunabilir; bu takdirde komiserin de görüşü alınır. Her iki hâlde de uzatma talebi kesin mühletin sonra ermesinden önce yapılır ve uzatma kararı vermeden önce, varsa alacaklılar kurulunun da görüşü alınır. 

Kesin mühlet verilmesine, kesin mühletin uzatılmasına ve kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararlar, 288 inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir. 

Geçici mühletten farklı olarak kesin mühlet kararı verilirken mutlaka duruşma yapılmalı ve borçlu şirketin temsilcileri dinlenilmelidir. Aksi takdirde hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmiş kabul edilir. İstanbul BAM’ın konuya ilişkin bir kararı aşağıdaki gibidir: 

“Mahkeme, İİK Md. 292 uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder. Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa iflasa tabi borçluların resen iflasına karar verilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Konkordato talep eden borçlu şirketin yetkili temsilcisinin yargılama sırasında mahkemeye çağrılarak dinlenmediği, kanunun amir hükmünün yerine getirilmediği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Bu durumda konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisinin mahkemeye çağrılarak dinlenmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.” 45.HD K. 2021/208

ALACAKLILAR KURULU NEDİR? NASIL KURULUR? GÖREVLERİ NELERDİR?

İİK’nın 289/4. Maddesinde kesin mühlet kararıyla birlikte alacaklılar kurulunun oluşturulacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddede yer alan düzenleme önemli bir değişiklik olarak görülmüş ve hükümet tasarısı gerekçesinde şu ifadeler kullanılmıştır: 

“Adi konkordatoya ilişkin hükümlerimiz bakımından bir yenilik olmak üzere, kesin mühlete karar veren mahkeme bu kararla birlikte veya kesin mühlet içinde uygun görülecek bir zamanda yedi alacaklıyı geçmemek ve herhangi bir ücret takdir edilmemek kaydıyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturabilecektir. Mahkeme bu kararı verirken, esas itibariyle, 286’ncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca konkordato talebiyle birlikte tevdi edilen alacaklılar listesinden hareket ederek alacaklı sayısı, alacak miktarı, işletmenin büyüklüğü gibi kriterleri göz önüne alacaktır; konkordato talep eden her işletmeye bir alacaklılar kurulu tayin edileceği şekilde bir uygulamanın içine girilmemesi, bu kurulun maddede tanımlanan özel durumlarda oluşturulması gerekmektedir.” 

Bu maddeye göre; mahkemece, kesin mühlet kararıyla beraber veya kesin mühlet içinde uygun görülecek bir zamanda yedi alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak kaydıyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturulabilir. Bu durumda alacakları, hukuki nitelik itibarıyla birbirinden farklı olan alacaklı sınıfları ve varsa rehinli alacaklılar, alacaklılar kurulunda hakkaniyete uygun şekilde temsil edilir. Alacaklılar kurulu oluşturulurken komiserin de görüşü alınır. Alacaklılar kurulu her ay en az bir kere toplanır ve hazır bulunanların oy çokluğuyla karar alır. Komiser bu toplantıda hazır bulunarak alınan kararları toplantıya katılanların imzasını almak suretiyle tutanağa bağlar. Alacaklı sayısı, alacak miktarı ve alacakların çeşitliliği dikkate alınarak alacaklılar kurulunun zorunlu olarak oluşturulacağı hâller ile alacaklılar kuruluna ilişkin diğer hususlar Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikte gösterilir. 

Görüleceği üzere kanun genel bir düzenleme yapmış özel hususların yönetmelikle düzenleneceğini belirtmiştir. Buradan hareketle yönetmelik hükümlerine değinmek gerekir. Yönetmeliğe göre: 

Mahkeme tarafından kesin mühlet kararıyla birlikte veya en geç Kanunun 299 uncu maddesi gereğince alacaklıların alacaklarını bildirmesi ve Kanun'un 300’üncü maddesi gereğince borçlunun alacaklılar hakkındaki beyanı alındıktan sonra, yedi alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak kaydıyla komiserin de görüşü alınarak alacaklılar kurulu oluşturulabilir. 

Bu durumda alacakları, hukuki nitelik itibarıyla birbirinden farklı olan alacaklı sınıfları ve varsa rehinli alacaklılar, alacaklılar kurulunda hakkaniyete uygun şekilde temsil edilir. 

Alacaklılar Kurulunun Zorunlu Olarak Oluşturulacağı Hâller 

MADDE 22

1- Hukuki nitelikleri büyük ölçüde birbirine benzer alacaklar, aynı alacaklı sınıfında yer alır. Rehinli alacaklılar, rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları bakımından ayrı bir sınıf olarak kabul edilir. 

2- En az üç alacaklı sınıfı bulunması kaydıyla, alacaklı sayısının iki yüz elliyi veya alacak miktarının yüz yirmi beş milyon Türk Lirasını aşması hâlinde alacaklılar kurulunun oluşturulması zorunludur 

Alacaklılar Kurulunun Görevleri 

MADDE 23 

1- Alacaklılar kurulu, komiserin faaliyetlerine nezaret eder; komisere tavsiyelerde bulunabilir ve Kanunun öngördüğü hâllerde mahkemeye görüş bildirir.

2- Alacaklılar kurulu komiserin faaliyetlerini yeterli bulmazsa, mahkemeden komiserin değiştirilmesini gerekçeli bir raporla isteyebilir. Mahkeme bu talep hakkında borçluyu ve komiseri dinledikten sonra kesin olarak karar verir. 

Alacaklılar Kurulunun Çalışma Usul ve Esasları 

MADDE 24 

1- Alacaklılar kurulu her ay en az bir kere toplanır. Alacaklılar kurulunun aylık olağan toplantıları komiser tarafından belirlenerek bildirilen gün ve yerde yapılır. 

2- Alacaklılar kurulu ayrıca üyelerinin salt çoğunluğunun talebi üzerine her zaman toplanabilir. Bu hâlde, yapılacak toplantıların komisere bildirilmesi zorunludur. 

3- Alacaklılar kurulu toplantıda hazır bulunanların oy çokluğuyla karar alır. Komiser toplantılarda hazır bulunarak alınan kararları toplantıya katılanların imzasını almak suretiyle tutanağa bağlar. 

Son olarak belirtmek gerekir ki alacaklılar kurulunun görevlerinden birini de konkordato komiserinin faaliyetlerine nezaret etmek olarak saymak gerekir. Bu hususu düzenleyen İİK’nın 290. Maddesine göre: 

“Alacaklılar kurulu, komiserin faaliyetlerine nezaret eder; komisere tavsiyelerde bulunabilir ve kanunun öngördüğü hâllerde mahkemeye görüş bildirir. Alacaklılar kurulu komiserin faaliyetlerini yeterli bulmazsa, mahkemeden komiserin değiştirilmesini gerekçeli bir raporla isteyebilir. Mahkeme bu talep hakkında borçluyu ve komiseri dinledikten sonra kesin olarak karar verir.”

KONKORDATO KOMİSERİ NEDİR?

Konkordato komiseri İİK’nın 287. Maddesi gereğince ticaret mahkemesi tarafından görevlendirilen komiseri ifade eder. Ticaret mahkemesi kesin mühlet kararı ile komiser atamak zorundadır. Bu kararla birlikte mahkeme, yeni bir görevlendirme yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici komiser veya komiserlerin görevine devam etmesine karar verir ve dosyayı komisere tevdi eder. Mahkemece kesin mühlet kararından sonra, bir veya üç adet komiser görevlendirilmektedir. 

Komiserin atanması borçlunun tasarruf yetkisini kısıtlamaz. Fakat borçlu, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz; taşınmazını, işletmenin faaliyetinin devamı için önem arz eden taşınırını ve işletmenin devamlı tesisatını devredemez ve takyit edemez. Aksi hâlde yapılan işlemler hükümsüzdür. Mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiserin görüşü ile alacaklılar kurulunun muvafakatini almak zorundadır. 

Borçlu bu hükme yahut komiserin ihtarlarına aykırı davranırsa mahkeme, borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini kaldırabilir veya 292’nci madde çerçevesinde karar verir. 

Yine İİK’nın 297. Maddesine göre; borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki, mühlet kararı verirken veya mühlet içinde mahkeme, bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir. 

Konkordato Komiserliği ve Alacaklılar Kuruluna Dair Yönetmelik’in 5. Maddesine göre: 

(1) Mahkeme, komiseri, bağlı bulunduğu bölge adliye mahkemesinde kurulu bulunan bölge kurulu tarafından oluşturulan listeden seçer. Bu listede görevlendirilecek komiser bulunmaması hâlinde liste dışından görevlendirme yapılır ve yapılan bu görevlendirme bölge kuruluna bildirilir. 

(2) Üç komiser görevlendirilmesi durumunda; komiserlerden biri, mahkemenin bulunduğu ilde faaliyet göstermek şartıyla bağımsız denetçiler arasından seçilir. Seçilecek komiserlerden bir diğerinin ise hukukçu olması tercih edilir. 

Konkordato Komiserinin Görevleri 

Konkordato komiserinin görevleri ise İİK’nın 290. Maddesinde sayılmıştır. Buna göre konkordato komiserinin görevleri şunlardır: 

a) Konkordato projesinin tamamlanmasına katkıda bulunmak. 

b) Borçlunun faaliyetlerine nezaret etmek. 

c) Bu kanunda verilen görevleri yapmak. 

d) Mahkemenin istediği konularda ve uygun göreceği sürelerde ara raporlar sunmak. 

e) Alacaklılar kurulunu konkordatonun seyri hakkında düzenli aralıklarla bilgilendirmek. 

f) Talepte bulunan diğer alacaklılara konkordatonun seyri ve borçlunun güncel malî durumu hakkında bilgi vermek. 

g) Mahkeme tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmek. 

8'nci, 10'ncu, 11'nci, 16'ncı, 21'nci ve 359'ncu maddeler hükümleri kıyas yoluyla komiserler hakkında da uygulanır. 

Komiserin konkordatoya ilişkin işlemleri ile ilgili şikayetler, asliye ticaret mahkemesi tarafından kesin olarak karara bağlanır. 

Konkordato Komiserinin Hukuki Sorumluluğu 

İİK’nın 290/5. Maddesine göre; komiserin sorumlulukları hakkında 227’nci maddenin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümleri uygulanır.O halde konkordato komiserleri, kusurlarından ileri gelen zarardan sorumludurlar. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır. Yine komiserler Türk Ceza Kanunu’nun uygulanmasında memur sayılırlar.

KESİN MÜHLETİN SONUÇLARI

Kesin mühletin sonuçlarından olan komiser atanması ve alacaklılar kurulunun oluşturulmasına yukarıda değinmiştik. Bunların dışında kesin mühlet kararının birtakım daha sonuçları mevcuttur. Bu sonuçları borçlu bakımından, alacaklı bakımından, rehinli alacaklılar bakımından, sözleşmeler bakımından olmak üzere ayrı ayrı incelemek gerekir. 

Kesin Mühletin Alacaklılar Bakımından Sonuçları 

Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları Kanun’un 294. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre:Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. 

206’ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir. İmtiyazlı alacaklar şunlardır: 

  • İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları, 
  • İşverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçları, 
  • İflasın açılmasından önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken aile hukukundan doğan her türlü nafaka alacakları.Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.Takas bu Kanunun 200 ve 201 inci maddelerine tâbidir. Bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihi esas alınır.Hacizli mallar hakkında niteliğine uygun düştüğü ölçüde 186’ncı madde hükmü uygulanır. Bu madde hükmüne göre ise: 
  • İhtiyaten haczedilmiş mallarla iflas açıldığı zaman paraya çevrilmemiş mahcuz mallar masaya girer. 
  • İflâsın açılmasından evvel paraya çevrilmiş bulunan mahcuz malların bedeli, 138 ilâ 144’üncü maddeler hükümlerine göre haciz koyduran alacaklılara paylaştırılır. Artan kısım iflâs masasına intikal eder. 

Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür.

Konusu para olmayan alacaklar, alacaklı tarafından, ona eşit kıymette para alacağına çevrilerek komisere bildirilir. Şu kadar ki borçlu, komiserin onayıyla taahhüdün aynen ifasını üstlenmekte serbesttir. 

Kesin Mühletin Rehinli Alacaklılar Bakımından Sonuçları 

Mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. 

Şu kadar ki, rehinli malın konkordato projesine göre işletme tarafından kullanılması öngörülmüyor veya kıymeti düşecek ya da muhafazası masraflı olacak ise 297’nci maddenin ikinci fıkrasındaki usule göre satışına izin verilebilir. Satış gelirinden rehinli alacaklıya rehin bedeli kadar ödeme yapılır. (İİK Madde 295) 

Kesin Mühletin Sözleşmeler Bakımından Sonuçları 

Sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden “sözleşmelerin devamı esastır. Bu” sözleşmelerde yer alıp da borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hâle getireceğine ilişkin hükümler, borçlunun konkordato yoluna başvurması durumunda uygulanmaz. Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa dahi sözleşme, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemez “Bu fıkra kapsamında geçici ve kesin mühlet süresince devam eden sözleşmeler nedeniyle borçlanılan edimler karşılıklı olarak ifa edilir.” 

Borçlu, tarafı olduğu ve konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyen “aşırı külfetli” sürekli borç ilişkilerini, komiserin uygun görüşü ve mahkemenin “izniyle” herhangi bir zamanda sona erecek şekilde feshedebilir. Bu çerçevede ödenmesi gereken tazminat, konkordato projesine tabi olur. Hizmet sözleşmelerinin feshine ilişkin özel hükümler saklıdır. (İİK Madde 296) 

Kesin Mühletin Borçlu Bakımından Sonuçları 

Borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki, mühlet kararı verirken veya mühlet içinde mahkeme, bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir. 

Borçlu, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz; taşınmazını, işletmenin faaliyetinin devamı için önem arz eden taşınırını ve işletmenin devamlı tesisatını devredemez ve takyit edemez. Aksi hâlde yapılan işlemler hükümsüzdür. Mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiserin görüşü ile alacaklılar kurulunun muvafakatini almak zorundadır. 

Borçlu bu hükme yahut komiserin ihtarlarına aykırı davranırsa mahkeme, borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini kaldırabilir veya 292’nci madde çerçevesinde karar verir. 

Birinci ve üçüncü fıkra kapsamında alınan kararlar 288’inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir. İİK Madde 297

ALACAKLILAR TOPLANTISINA İLİŞKİN İŞLEMLER

Alacaklılar, komiser tarafından 288 inci madde uyarınca yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren on beş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet olunur. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. İlânda, alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyecekleri ihtarı da yazılır. (İİK 299) 

Komiser, borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında açıklamada bulunmaya davet eder. Komiser, alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve belgeleri üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini 302’nci madde gereğince vereceği raporda belirtir. 

Konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra komiser, 288 inci madde uyarınca yapacağı yeni bir ilânla alacaklıları, konkordato projesini müzakere etmek üzere toplanmaya davet eder. Toplantı günü ilândan en az on beş gün sonra olmak zorundadır. İlanda alacaklıların, toplantıdan önceki yedi gün içinde belgeleri inceleyebilecekleri de bildirilir. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. (İİK 391)

ALACAKLILAR TOPLANTISI

Alacaklılar toplantısı adi alacaklar bakımından yapılır. Rehinle temin edilmiş alacaklar bu kapsamda değildir. İİK’nın 302. Maddesine göre: 

Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir. 

Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur. 

Konkordato projesi; 

a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya 

b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. 

Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206’ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz. 

Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar. 

Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır. 

Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhâl imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur. 

Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.

KONKORDATONUN MAHKEMEDE İNCELENMESİ

Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve herhâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır. 

Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz. (İİK 304)

KONKORDATONUN TASDİKİ ŞARTLARI VE İLANI

İİK’nın 305. Maddesine göre 302’nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır: 

a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması. 

b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder). 

c) Konkordato projesinin 302’nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması. 

d) 206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302’nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır). 

e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. 

Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir. 

Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilir. (306/1) 

Kararda, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin edilebilir. Bu takdirde kayyım, borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren mahkemeye rapor verir; alacaklılar bu raporu inceleyebilirler. (306/2) 

Tasdik kararı mahkemece, 288 inci madde uyarınca ilân olunur ve ilgili yerlere bildirilir. (306/3)

KONKORDATONUN TASDİKİNİN SONUÇLARI
  • Konkordato, tasdik kararıyla bağlayıcı hâle gelir. Tasdik edilen konkordato projesinde konkordatonun, tasdik kararının kesinleşmesiyle bağlayıcı hâle geleceği de kararlaştırılabilir; bu takdirde mühletin etkileri, kanunda öngörülen istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hâle geldiği tarihe kadar devam eder. 
  • Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir. 
  • 206’ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz. 
  • “Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dâhil olmak üzere geçici mühlet kararından sonra komiserin izniyle akdedilmiş borçlar, adi konkordatoda konkordato şartlarına tabi değildir, temerrüt hâlinde mühlet sırasında dahi icra takibine konu edilebilir ve 206’ncı madde kapsamında rehinli alacaklardan hemen sonra, diğer bütün alacaklardan önce ödenir; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda yahut sonraki bir iflâsta 248 inci madde kapsamında masa borcu sayılır.” Aynı kural karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerlidir. (İİK 308/c) 
  • Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. (İİK308/b-1) 
  • Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir. (İİK 308/b-2) 
  • Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hâle gelmesi, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizleri hükümden düşürür. (İİK 308/ç) 
  • Birinci fıkra hükmü, 308/c maddesinin üçüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar için konulan hacizler hakkında uygulanmaz. (İİK 308 ç/2) 
  • •Borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatler hükümsüzdür. (308/d) 

Burada Kanun’un 308/c maddesinin üzerinde durmakta fayda vardır. Konkordato mühleti içerisinde yapılan işlemler nedeniyle alacaklıların takip hakları bulunmaktadır. Konuya ilişkin Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2021/8132 K. sayılı kararında şu ifadeler kullanılmıştır: 

Borçlu hakkında konkordato talepli dava açılması halinde, mühlet kararından sonra da borçlu ticari hayatına kaldığı yerden devam edeceği gibi üçüncü kişilerle alacak/borç ilişkilerine girecektir. Mühlet kararından sonra komiserin izniyle akdedilmiş borçların adi konkordato hükümleri içerisinde konkordato şartlarına tabi olmayacağı İİK ‘nın 308/c-4 maddesinde hüküm altına alınmıştır. 7327 Sayılı Kanun'la yapılan değişiklikle, geçici mühletten sonra komiserin izni ile doğan borçların, temerrüdün gerçekleşmesi halinde, alacaklılar tarafından icra takibine konu yapılabileceği açıkça belirtilmiştir.

REHİNLİ ALACAKLILARLA MÜZAKERE ŞARTLARI VE YAPILANDIRMANIN HÜKÜMLERİ

Adi konkordatoda borçlu, ön projede belirtmek suretiyle, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılmasını bu madde uyarınca talep eder. 

Komiser, kesin mühlet içinde uygun göreceği zamanda bütün rehinli alacaklıları borçlunun anapara indirimi, faiz indirimi, vadelendirme veya diğer ödeme tekliflerini müzakere etmek üzere tebligat çıkartarak davet eder. 

Müzakerede ve müzakereyi takip eden yedi günlük iltihak süresi içinde rehinli alacaklıların, alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunluğu ile bir anlaşma hasıl olursa, komiser, imzalanan anlaşmaları tutanağa bağlar ve rehinli alacaklılarla anlaşma yapıldığını 302'nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli raporuna ayrı ve bağımsız bir başlık altında işler. 

Borçlunun tekliflerinin alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi hâlinde, borçlu ile anlaşamayan rehinli alacaklı, konkordato talep tarihinden itibaren, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle, diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olur. Bu husus ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılara borçlu tarafından yapılacak ödemelere ilişkin plan komiser tarafından tutanağa geçirilir ve komiserin 302’nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli rapora da işlenir. 

Rehinli alacaklılarla bir anlaşmaya varılamamışsa, bu husus da komiserin gerekçeli raporuna işlenir. 

Mahkeme, rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmaları üçte iki oranına ulaşılıp ulaşılmadığı ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılar varsa bunlara uygulanacak ödeme planının bu maddede öngörülen şartlara uyup uymadığı bakımından kontrol ettikten sonra anlaşmaları ve ödeme planını, 305'nci ve 306’ncı maddeler uyarınca vereceği karara dahil eder. 

302’nci madde uyarınca yapılacak alacaklılar toplantısı borçlunun konkordato projesini kabul etmezse, bu madde uyarınca anlaşma yapmış olan rehinli alacaklıların borçluyla akdetmiş bulundukları anlaşmalar ve anlaşma yapmamış olan rehinli alacaklılar için hazırlanmış olan ödeme planı geçerli hâle gelmez. 

Yapılan anlaşmaya uygun olarak kendisine karşı ifada bulunulmayan her rehinli alacaklı tasdik kararını veren mahkemeye başvurarak o rehinli alacağa ilişkin anlaşmayı feshettirebilir. Ancak bu fesih sonucunda üçüncü fıkrada belirtilen üçte iki oranının altına düşüldüğü takdirde, borçlunun teklifini kabul etmeyip ödeme planına tabi tutulan rehinli alacaklılar bu planla bağlı olmaktan çıkar, borçlu ile anlaşmış olan rehinli alacaklılar ise anlaşmayı sona erdirebilir. 

Bu madde münhasıran adi konkordatoda borçlunun, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılması teklifinde bulunması hâlinde uygulanır. 285 ilâ 309/l maddeleri, açıkça belirtilmedikçe rehinli alacaklılar hakkında uygulanmaz. (İİK 308/h)

KONKORDATODA HARÇ, VERGİ İSTİSNALARI VE TEŞVİK BELGELERİ

Tasdik edilen konkordato projesi kapsamında; 

a) Yapılacak işlemler, 492 sayılı Harçlar Kanununa tabi harçlardan; bu işlemler nedeniyle düzenlenecek kâğıtlar, damga vergisinden, 

b) Alacaklılar tarafından her ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek tutarlar, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta muameleleri vergisinden, 

c) Borçluya kullandırılacak krediler, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonundan,istisna edilmiştir. 

Bu istisna hükümleri konkordato projesinde belirtilen işlemler bakımından borçlu ile proje kapsamındaki alacaklılara özgü olarak uygulanır. Üçüncü kişiler bu istisna hükümlerinden yararlanamaz.

KONKORDATO KARARINA KARŞI KANUN YOLLARI

Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır. (İİK 308/a) 

“Dava, tüm borçların 60 ay içerisinde ödeneceğini ileri sürerek konkordato mühleti verilmesini ve konkordatonun tasdiki talebine ilişkindir. Konkordato mühleti aşamasında verilen tüm kararlar bakımından kanun yolunun aynı olmadığı, bazı kararların kesin olmasına karşılık bazı kararlara karşı sadece istinaf kanun yolunun öngörüldüğü, bazı kararlara ise hem istinaf hem de temyiz kanun yolunun öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Konkordato mühlet talebinin reddiyle birlikte iflas kararı verilmediği sürece, sadece istinaf kanun yolunun açık olduğu kabul edilmiş, iflas kararı verildiği takdirde hem istinaf hem de temyiz kanun yolunun açık olduğu kabul edilmiştir.” Y23HD. 2019/1902 K. 

“Alacağı rehinle karşılanmış bulunan alacaklılar konkordato projesinden etkilenmeyeceklerinden konkordatonun tasdikine itiraz etmekte hukuki yararları bulunmadığından istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir. 

Çekişmeli hale gelmiş alacakların istinaf sebebi yapılmasına ve bu tutarların bölge adliye mahkemesince belirlenmesine yasal olanak bulunmamaktadır. 

İİK'nın 287/ son maddesi uyarınca geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı gibi aynı Kanun'un 293/1. maddesine göre de kesin mühlet talebinin kabulüne ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.” Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. HD. 2020/1401 K.

KONKORDATONUN KISMEN FESHİ

İİK’nın 308/e maddesine göre: 

Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. 

Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. 

“Dava, öncelikle geçici ve kesin mühlet verilmesi ve daha sonra konkordato talebinin kabulü istemine ilişkindir. İİK'nın 308/c maddesinin ikinci fıkrasına göre "Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir." Bu düzenlemeye göre projede yer alsın veya yer almasın anılan borçlar için konkordato hükümleri geçerli olacağından hükme tablo eklenmesi ve tablo dışındaki alacaklıların alacaklarının yok sayılması anılan yasal düzenlemeye uygun değildir.” Ankara BAM 23. HD. 2021/840 K. 

Fesih isteyen alacaklı bu kararı almadan kendi borcu açısından icra takibi yapamaz. Konuya ilişkin bir Yargıtay kararı aşağıdaki gibidir: 

“İİK'nın 307. maddesinde açıklandığı gibi, kendisine karşı konkordato şartları ifa edilmeyen her alacaklı konkordato mucibince iktisap etmiş bulunduğu yeni hakları muhafaza etmekle beraber konkordatoyu tasdik eden mahkemeye müracaatla kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Tetkik konusu olayda alacaklının konkordato şartlarının ihlal edildiğini bildirip mahkemeden fesih kararı almadıkça takibin yürütülemeyeceği nazara alınmadan, mücerret ihlal edildiğinden bahisle icra takibinin anılan madde gereğince yürütülmesini isteyemeyeceği düşünülmeden …” Y12HD. 1990/10285 K.

KONKORDATONUN TAMAMEN FESHİ

Her alacaklı, kötü niyetle sakatlanmış konkordatonun feshini tasdik kararını vermiş olan mahkemeden isteyebilir.Konkordatonun tamamen feshi kararı kesinleştiğinde durum 288 inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir. 

308’nci madde hükmü bu hâlde de uygulanır. (İİK 308/f) 

Konkordatonun tamamen feshedilmesi ile, konkordatonun hükümleri geçmişe etkili olarak ortadan kalkar. Konkordatonun tamamen feshi, tek bir alacaklının başvurusuyla bütün alacaklılar için, hüküm ve sonuçlarını doğurur. 

Unutulmamalıdır ki konkordatonun tamamen feshi ancak kötü niyetin varlığı halinde mümkün hale gelir. 

“Konkordato, dürüst borçlular yararına kabul edilmiş bir kurumdur. Bu nedenle, onun kabulüne etkili olabilecek her çeşit kötü niyetli eyleme dayanılabilir. Kötü niyetli eylem" olarak, borçlunun gelirini ve mal varlığını yanlış göstermesi veya gizlemesi, gerçeğe aykırı borçların ihdası ve beyan edilmesi, bazı alacaklılara özel yararlar sağlanılması, hatta vaat olunması gibi eylemler sayılabilir. Alacaklı, konkordatonun tasdikinden sonra da, borçlunun kötü niyetlerini belirterek konkordatonun feshini mahkemeden isteyebilir. Ancak ileri sürülen kötü niyetli eylemlerin, konkordatonun tasdiki sırasında ileri sürülmemiş ve mahkemece incelenerek reddedilmemiş olması gerekir.” YHGK 1979/1358 K.

KONKORDATONUN TASDİK EDİLMEMESİ VE BORÇLUNUN İFLÂSI

Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir ve bu karar 288 inci madde uyarınca ilân edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflâsa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme, borçlunun iflâsına resen karar verir. 

Konkordato süreci iflâsla sonuçlandığı takdirde, iflâs kararını veren mahkeme tasfiyenin basit veya adi tasfiye usulüne göre yapılmasına ve gerektiğinde adi tasfiyenin komiserler tarafından yerine getirilmesine karar verir. Bu hâlde iflâs idaresine ait görev ve yetkiler komiserler tarafından kullanılır. (İİK m. 308)