SENEDİN BEDELSİZLİĞİ DAVASI

SENEDİN BEDELSİZLİĞİ DAVASI

Bedelsizlik kavramı TTK’nunda düzenlenmemiş uygulama ile ortaya çıkmış bir kavramdır. TTK’nunda düzenlenen iptal davası kambiyo senetlerinin zayi olması hali için düzenlenmiştir. Oysa bedelsizlik iddiası bir kişisel defiyi temsil eder. Bu davaya iptal davası denilmesi bir yanlışlığın sonucudur. 

Kıymetli evraklar soyut borç ikrarını içerir. Yani bir kambiyo senedi düzenlenmesine sebebiyet veren hukuki ilişkiden bağımsızdır. Bu nedenle kambiyo senedinin düzenlenmesine neden olan temel ilişkinin herhangi bir sebeple son bulması ya da hükümsüz olması senedin iptal edilmesi sonucunu doğurmaz. Senet varlığını sürdürmeye devam eder. Fakat bu gibi durumlarda senet borçlusu sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası açabilir. 

Menfi tespit davası dayanağını İİK’nun 72. Maddesinden alır. İlgili maddeye göre icra takiplerinden önce ve sonra menfi tespit davası açılabilir.

SENEDİN BEDELSİZ KALMA NEDENLERİ

Bir kambiyo senedi aşağıdaki hallerin varlığı halinde bedelsiz kalır. 

1-Temel Borç İlişkisinin Geçersiz Olması: 

TBK’nun 27. Maddesinde sözleşmelerin kesin hükümsüzlük hallerine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. İlgili madde “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.” Şeklindedir. Bu haller dışında ehliyetsizlikte kesin hükümsüzlük sebebidir. İşte bu gibi koşullar altıda yapılan sözleşme hukuken geçerli sayılmayacak ve bedel ödeme borcu doğmayacaktır. Bu ilişkiye dayalı düzenlenen bir kambiyo senedi de haliyle bedelsiz kalacaktır.

2-Temel Alacağın Sona Ermesi: 

Alacağın takas ya da kambiyo ilişkisi dışında ödenmesi senedi bedelsiz hale getirir. 

3-Karşı edimin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi: 

Karşı edim hiç veya gereği gibi ifa edilmezse senet borçlusu sözleşmeden dönme ya da seçimlik haklarını kullanma hakkına sahip olacaktır. Şayet senet borçlusu sözleşmeden dönerse senet tamamen bedelsiz kalacaktır. Bedelden indirim hakkının kullanılması halinde ise kısmi bedelsizlik gündeme gelecektir. Senet borçlusu her iki durumda da bedelsizlik iddiası ile dava açabilir. 

4- İrade Sakatlıkları: 

Temel borç ilişkisi yani sözleşmesel ilişki kurulurken yanılma, korkutma, aldatma gibi bir irade sakatlığı hali bulunursa sözleşme iptal edilebilecektir. Sözleşmenin iptal edilmesi halinde senet bedelsiz kalmış olacağından borçlu tarafından bedelsizlik davası açılabilecektir.

5- Gabin: 

Yine temel borç ilişkisi kurulurken sözleşme BK'nun 28. Maddesinde düzenlenen gabin koşulları altında imzalanmışsa senedin bedelsizliği gündeme gelebilecektir. 

6- Hatır Senedi: 

Hatır senetleri baştan bedelsiz senetlerdir. Bu nedenle hatır senedinin amacına aykırı kullanılması durumunda bedelsizlik davası gündeme gelecektir.

SENETTE BEDELSİZLİK DAVASININ TARAFLARI

Bedelsizlik iddiası bir kişisel defidir. Bu nedenle ancak kambiyo ilişkisinin tarafları arasında ileri sürülebilir. 

Keşidecinin Bedelsizlik İddiası 

Keşideci bedelsizlik iddiasını ancak lehtara karşı ileri sürebilir. Bedelsizlik iddiasının hamile yöneltilebilmesi için hamilin senedi kötü niyetle iktisap ettiğinin kanıtlanması gerekir. 

Nitekim Yargıtay bir kararında “Davacı tarafından ileri sürülen bedelsizlik iddiasının, şahsi bir def'i olduğu, TTK Md. 687/1'in “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def'ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun…” düzenlemesini içerdiği, bu hükme göre şahsî def'îlerin kural olarak hamile karşı ileri sürülmesi söz konusu olmayacağı ancak hamil poliçeyi devralırken bile bile borçlunun zararına hareket ederse, bu durumda şahsî def'îlerin hamile karşı da ileri sürülebileceği ve anılan bu düzenleme TTK'nın 818. maddesi göndermesi nedeniyle çekler hakkında da uygulanacağı, davacının davalının dava konusu çeki bedelsiz olduğunu bilerek devraldığını ispat etmesi gerektiği ve bu yöndeki bir iddianın tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceği göz önünde tutulduğunda; davacı tanıkları dinlenmiş ise de dinlenen tanıklar, davalının çeki devraldığı anda çekin bedelsiz olduğunu bildiği yönünde beyanda bulunmadığından ve dolayısıyla bu husus ispat edilebilmiş olmadığından davalı hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde hüküm kurmuştur.

Cirantanın Bedelsizlik İddiası 

Bunun dışında bedelsizlik senedin ciro edilmesine sebep olan temel ilişkiden kaynaklanmış olabilir. Böylesi durumlarda kendisine başvurulan ciranta bedelsizlik nedeniyle menfi tespit davası açabilir. Bir ciranta sadece kendisinden sonra gelen ve temel ilişki içerisinde bulunduğu cirantaya karşı bedelsizlik iddiasında bulunabilir.

BEDELSİZ SENET İSPAT

Bedelsizlik iddiası ancak senetle ispat edilebilir. Tanıkla ispat yapılamaz. Bedelsizlik iddiasında bulunan borçlu senedin bedelsiz kaldığını ispat etmek zorundadır. İspat yükü borçludadır. 

“Davaya konu bonoların bedelsiz kaldığının ispat yükü davacıya ait olup bu iddianın 6100 sayılı HMK'nın 201. (HUMK'un 290) maddesi uyarınca yazılı delillerle ispatı gerekmektedir.” Yargıtay 19. HD.

MENFİ TESPİT İCRANIN DURDURULMASI

1-İcra Takibinden Önce Menfi Tespit Davası 

Senet borçlusunun icra takibinden önce menfi tespit davası açabilmesi için hukuki yararının bulunması gerekir. Yargıtay bedelsizlik davalarında hukuki yararın var olduğunu kabul etmektedir. Çünkü borçlu olası bir takip riski ile tehdit altındadır. Kambiyo senetlerine dayalı icra takiplerinde borca itiraz edilmesi takibi durdurmaz. Bu nedenle icra tehdidi altındaki borçlu takip başlatılmadan önce bir menfi tespit davası açarak ihtiyadi tedbir talep edebilir. Mahkeme %15’ten aşağı olmamak üzere teminat yatırılmasının ardından senedin icra takibe konulmamasını şayet takip başladıysa menfi tespit davası sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına karar verebilir.

 2- İcra Takibinden Sonra Menfi Tespit Davası 

İcra takibi başlatıldıktan sonra menfi tespit davası açılırsa açılan dava takibi durdurmaz. Fakat borçlu teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesini engelleyebilir.

BEDELSİZ SENET GÖREVLİ MAHKEME

Senedin bedelsiz kaldığı ile ilgili menfi tespit davalarında görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Tüketici senetleri bakımından ise tüketici mahkemeleri görevlidir.

Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Dairesi 2020 tarihli bir kararında “Dava, takibe konu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır. Olayda, ilgili davada ticaret mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş olup, taraflarca istinaf edilmeden kesinleşen bu görevsizlik kararı ile mahkeme bağlı olmayıp kamu düzenine ilişkin görev hususu resen her aşamada değerlendirilmelidir. 

Davalı tarafça sunulan delillere göre dava konusu bonoların davacının tarafı olduğu Satış Vaadi Sözleşmesi uyarınca düzenlenen sıralı bonolar olduğu tespit edilmiş olup, davacının tüketici sıfatını haiz ve söz konusu işlem tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. 

Tüketici konumundaki davacı tarafından cirantaya karşı açılan işbu davada tüketici mahkemesi görevlidir. Buna göre mahkemece görev konusunda bir inceleme yapılmaksızın işin esasına girilerek karar verilmesi hatalıdır. Açıklanan nedenlerle, mahkemenin kararının kaldırılması gerekir.” şeklinde hüküm kurmuştur.