KIYMETLİ EVRAKIN ZİYAI VE İPTALİ

KIYMETLİ EVRAKIN ZİYAI VE İPTALİ

Kıymetli evrakın ziyaı ve iptali TTK’nun 651. Maddesinde düzenlenmiştir. Uygulamada senedin bedelsiz kalması dolayısıyla açılan menfi tespit davalarının da senet iptali davası adıyla nitelendirildiği gözlemlenmektedir. Oysa iki kavram birbirinden çok farklıdır. Senedin Bedelisizliği Davası ile ilgili detaylı bilgilere makalemizden ulaşabilirsiniz. Bu çalışmanın konusu TTK’nun 651. maddesi ile düzenlenin kıymetli evrakın zayi olması nedeniyle iptalidir. 

Kıymetli evrakta hak ile senet iç içe geçmiştir ve hak senetten ayrı ileri sürülemez. Bu nedenle senedin kaybedilmesi veya zayi olması hak sahibi açısından büyük sorunlara neden olacaktır. Kıymetli evrakın iptali kurumu hak sahibinin hakkını senetsiz ileri sürebilmesi açısından düzenlenmiştir. 

Kıymetli evrakın iptali TTK hükmünden de anlaşılacağı üzere ancak senedin ziyaı halinde istenebilir. Kıymetli evrakta zayi kavramı, senedin çalınma, yırtılma, kaybolma, yanma ya da senedin hamilin elinde olmasına rağmen kullanılmayacak hale gelmesini ifade eder. Zayi halleri sayıyla sınırlandırılmamıştır. Saydığımız ve muhtelif şekillerde senedin zayi olduğundan söz edilebilir. 

Poliçe bono ve çekler kanunen emre yazılı senetlerdir. Aşağıda ayrıntılarını belirteceğimiz iptal davası ve hükümleri emre yazılı senetler bakımından uygulama hakkındadır.

KIYMETLİ EVRAKIN ZAYİ OLMASI HALİNDE HAMİLİN BAŞVURU YOLLARI

Senedin zayi olması halinde hamile iki türlü başvuru imkanı getirilmiştir. Bunlar ödeme yasağı ve iptal talebi olarak sınıflandırılır.

ÖDEME YASAĞI KARARI

Senedin iradesi dışında elinden çıkması durumunda meşru hamil, senedin borçluya ibraz edilerek ödenmesini engellemek amacıyla mahkemeden ödeme yasağı talep edebilir. Mahkemenin vereceği tedbir kararı ödeme yasağı olarak adlandırılır. Senette ödeme yasağı ancak senedin rıza dışında elden çıkmış olup ta tamamen yok olmadığı hallerde verilebilir. Yanma, yırtılma, kullanılmaz hale gelme durumlarında ödeme yasağı talep edilemez edilmişse mahkeme talebi reddeder. Ödeme yasağı kararı senedin çalınması, kaybolması gibi durumlarda da verilebilir. 

Ödeme yasağı talebi asliye ticaret mahkemesine yapılır ve karar bu mahkeme tarafından verilir. Yetkili mahkeme ise ödeme yeri ya da hamilin yerleşim yerindeki mahkemedir. 

TTK’nun 757. Maddesi gereği mahkeme ödeme yasağı kararında muhataba vadenin gelmesi üzerine senet bedelini tevdi etme izni verir ve tevdi yerini gösterir. 

Emre yazılı senetlerin iptalinden önce de mahkemeye başvurularak ödeme yasağı kararı talep edilebilir. 

Ödeme yasağı kararı ihtiyati tedbirin özel bir türü olduğundan mahkemece kararın verilebilmesi için hamil tarafından %15’lik bir teminatın yatırılması gerekir. Fakat mahkeme teminat almadan da ödeme yasağı kararı verebilir. 

Ödeme yasağı kararı talep üzerine verilir. Hakimin kendiliğinden ödeme yasağı kararı verme yetkisi bulunmamaktadır.Ödeme yasağı kararının verilebilmesi için zilyedin bilinmesinin ya da bilinmemesinin bir önemi bulunmamaktadır. Fakat aşağıda açıklayacağımız üzere senedi eline geçiren kişinin bilinip bilinmemesine göre farklı durumlar gündeme gelecektir.

1-Senedi Eline Geçiren Kişinin Biliniyor Olması 

Şayet o anki zilyedin kim olduğu biliniyorsa hamile iade davası açması için uygun bir süre verilir. Mahkemece verilen süre içerisinde iade davası açılmazsa mahkeme ödeme yasağını kaldırır. Senedin iadesi için senedi elinde bulunduran kişinin senedi kötü niyetle iktisap etmiş olması ya da senedi iktisap ederken ağır kusurunun bulunması gerekir. 

2- Senedi Elinde Bulunduran Kişinin Bilinmemesi 

Senedi elinde bulunduran kişi bilinmiyorsa bu kez senedin iadesi talep edilemeyeceğinden senedin iptali gündeme gelir. Senet elinden rıza dışı çıkan hamil senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir. İptal davasının açılması ödeme yasağına engel değildir. Yani senedi elinde bulunduran kişinin biliniyor olması durumunda da ödeme yasağı kararı verilebilir. Senedin iptalini davasına ilişkin aşağıda ayrı başlık altında açıklama yapılmıştır.

ÖDEME YASAĞI KARARININ SONUÇLARI

Ödeme yasağının hüküm ve sonuçlarını doğurabilmesi için kararın çekte bankaya bonoda ise keşideciye tebliğ edilmesi gerekir. Tebliğ ile birlikte senedin teşhis işlevi ortadan kalkacağından banka ya da bono keşidecisinden ödeme talep edilemeyecektir. Şayet ödeme talebi gelirse çekte muhatap banka, bonoda ise keşideci ödeme yapmaktan kaçınacaktır. 

Ödeme yasağının bir diğer sonucu muhataba senet bedelini ödemesi için tevdi yerinin gösterilmesidir.

SENET İPTAL DAVASI

Senedin zilyetliğini rızası dışında kaybeden hamil dilerse iptal davası açabilir. İptal davası ile birlikte ödeme yasağı da talep edilebilir. Ödeme yasağı talebinin iptal davası açılmadan da ileri sürülebileceğini yukarıda belirtmiştik.

SENEDİN İPTALİ DAVASINI KİM AÇAR?

TTK’nun 651. Maddesine göre senedin iptalini istemeye yetkili kişi ziyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişidir. Kanunun bu deyimiyle iptal davasının yetkili hamil tarafından açılacağı düzenlenmiştir.

SENEDİN İPTALİ ŞARTLARI

1-Senet Zayi Edilmiş Olmalıdır. 

Senedin zayi olmasından kasıt senedin elinde bulunduranın elinden rızası dışında çıkmasıdır. 

2- Senette Yer Alan Hak Varlığını Sürdürmelidir. 

İptal davasının açılabilmesi için senette yer alan hakkın sona ermiş olmaması gerekir. Ödeme ya da başka bir yöntemle hak sona ermişse iptal davası açılamaz. Senedin zamanaşımına uğramış olması iptal davasının açılmasına engel değildir. 

3- Senedin Kimde Olduğu Bilinmemelidir. 

İptal davası açabilmek için senedin kimin elinde olduğunun bilinmemesi gerekir. Şayet senedin kimin elinde olduğu biliniyorsa bu durumda iptal davası yerine iade davası açılır. 

4- İptali İsteyen Senedin Zayi Olduğu Sırada Hak Sahibi Olmalıdır

Senedin iptalini senedin zayi olduğu esnada senet üzerinde hak sahibi olan kişi talep edebilir. Senette hak sahibi olmak demek senedin maliki olmayı ifade eder. Senedi tahsil cirosu ile devralan vekilin de iptal davası açma hakkı vardır. Fakat senedi saklamak amacıyla geçici olarak elinde bulunduranın iptal davası açma hakkı yoktur. Senedi keşide eden hamil ise hamilliğe dayalı iptal davası açabilir.

İPTAL DAVASINDA HUSUMET

İptal davası hasımsız olarak açılır. Dava basit yargılamayı gerektirir ve çekişmesiz yargı işidir.

İPTAL DAVASINDA İSPAT YÜKÜ

Dava hasımsız olarak açıldığından iptali talep edenin senedin iradesi dışında elinden çıktığını ispat etmesi gerekecektir. Mahkeme iddiaları inandırıcı bulursa davayı kabul eder. Davacı senedin elinden iradesi dışında çıktığını tanıkla ispat edebilir. 

Mahkeme iptal talebinde bulunanın zilyetliğini ve hak sahipliğini inceleyecektir. Ayrıca mahkeme senedin kıymetli evrak vasfına sahip olup olmadığını inceler.

İptal talebinde bulunan senedin içeriği hakkındaki bilgileri mahkemeye sunması gerekir. Varsa senedin sureti sunulmalıdır. Yoksa senet içeriği, miktar, vade gibi konular hakkında mahkemeye açıklayıcı bilgiler sunulmalıdır.

KIYMETLİ EVRAK İPTALİ İLAN

Mahkeme hamilin senet elinde iken ziyaa uğradığına dair iddialarını kabul ederse senedi elinde bulunduran kişiye ilan yoluyla belirli bir süre vererek senedi getirmeye davet eder. Bu davette senedin getirilmemesi halinde iptal edileceği de ihtar olunur. Senedi getirmesi için senedi elinde bulundurana verilecek süre en az 3 ay en çok ise 1 yıldır. Ayrıca TTK 761/2 ye göre vadesi gelmiş poliçelerde zamanaşımı üç ayın dolmasından önce gerçekleşecekse mahkeme üç aylık süreyle bağlı olmayacaktır. Senedin getirilmesine ilişkin ilan gazete aracılığıyla 3 kez yapılır. 

İlanlar sonucunda senet ortaya çıkarsa mahkeme hamile istirdat davası açması için süre verir. Verilen sürede istirdat davası açılmazsa mahkeme senedi sunmuş olana geri verir ve ödeme yasağını kaldırır. Dava açılırsa açılan davanın sonucuna göre karar verilir. 

İlanlar sonucu senet bulunamazsa bu kez mahkemece senedin iptaline karar verilir.

İPTAL KARARININ SONUÇLARI

İptal kararı ile birlikte senedin hak sahibini teşhis fonksiyonu ortadan kalkacağından borçlu senedi elinde bulunduran üçüncü kişilere ödeme yapmaktan kaçınabilecektir. 

 İptal kararı ile hak senetsiz olarak ileri sürülebilir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken husus bu hakkın ancak senedin asıl borçlularına karşı ileri sürülebilmesidir. Senet iptal edildiğinde hamil başvuru borçlularına müracaat edemeyecektir. Asıl borçlu senet bedelini öderse borçtan kurtulmuş olur. Asıl borçluya başvurmak için senedin muaccel olması gerekir. 

İptal kararı sonrasında TTK’nun 652. Maddesi gereği gereği hak sahibi yeni bir senet düzenlenmesini de isteyebilir.

İptal kararıyla birlikte borçlu iyi niyetli üçüncü kişiye ödeme yapmaktan kurtulur. Çünkü borçlu hamile ödeme yapmakla borcundan kurtulmuş olacaktır. Şayet borçlu borcunu ödemeden 3. Kişinin başvurusuyla karşılaşırsa sıkıntı yaşamamak adına senet bedelini tevdi etmelidir.

Borçlu hamile karşı varsa hamilin alacaklılık sıfatına yönelik defilerini ileri sürebilir. Örneğin borçlu hamilin senedi çaldığını ileri sürebilir. İptal kararı bu defilerin ileri sürülmesine engel değildir.