İŞ HUKUKUNDA İBRANAMENİN GEÇERLİLİK ŞARTLARI

İŞ HUKUKUNDA İBRANAMENİN GEÇERLİLİK ŞARTLARI

İbra borçlar hukuku anlamında borcu sona erdiren sebeplerden biri olarak Kanunun 132. Maddesinde “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.” ifadeleriyle düzenlenmiştir. 

Bunun yanında işçilerin sözleşmelerin zayıf tarafını oluşturduğu düşüncesiyle TBK’nun 420. Maddesinde işçi- işveren arasında yapılacak ibra sözleşmesinin şartları ayrıca düzenlenmiştir. Madde ile işçi-işveren arasında yapılacak ibra sözleşmelerine bir takım kısıtlamalar getirilmiştir. Bu kısıtlamaları; 

1-İbra sözleşmesi mutlaka yazılı yapılmalıdır. 

2-İbranın yapılabilmesi için fesih tarihinden itibaren bir aylık süre geçmiş olmalıdır. 

3-İbraya konu edilecek alacağın miktarı ve konusu kesin olarak belirtilmelidir. 

4-Ödeme banka aracılığıyla yapılmalıdır. 

Şeklinde sıralamak mümkündür.

İŞ HUKUKUNDA GEÇERSİZ İBRA

Yargıtayın yerleşik içtihatları iş hukuku bağlamında bir ibranın yapılabilmesi için bazı geçerlilik şartları belirlemiştir. İbra sözleşmesi aşağıdaki şartların varlığı durumunda geçersiz kabul edilecektir. 

A- İş ilişkisi devam ederken bir ibra sözleşmesi düzenlenirse ibra geçersiz sayılır.

“Davacının imzasını taşıyan istifa ve ibra dilekçesi TBK'nun yürürlük tarihinden sonra düzenlenmiş olup ibranın geçerli olabilmesi için feshi izleyen bir aylık süre içinde düzenlenmesi ve ödemelerin banka kanalıyla yapılmamış olması gerekmekte olup ayrıca davacının talep ettiği alacak kalemlerinin de ayrı ayrı hangi miktarda olduğunun ibranamede belirtilmesi şarttır.” Yargıtay 22. HD. 

B- Tarih içermeyen ibranamenin içeriğine bakılır. Şayet içeriğinden de fesih tarihinden sonra düzenlendiği anlaşılmıyorsa ibraname geçersiz sayılır. 

C- İbra sözleşmesi yapılırken taraflardan biri esaslı bir hataya düşerse ibraname geçersiz sayılır. 

İbranamede irade fesadı hali varsa bu durum bir yıl içerisinde ileri sürülmelidir. Yargıtay bir kararında gabin halinden bahisle gerçek alacak ile ibranamede yazılı tutar arasında fark olması durumunda ibranamenin geçersiz olacağına hükmetmiştir. 

“Gerçek anlamda ibranameden söz edebilmek için tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunmaması koşuldur. Başka bir anlatımla, açık oransızlığın bulunduğu durumlarda anılan belge ibraname değil, ancak makbuz niteliğindedir.” 

D- Varlığı şüpheli ya da tartışmalı borçlar hakkında yapılan ibra sözleşmeleri geçersizdir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2010 yılında vermiş olduğu bir kararda “Davacı, davalı işyerinde çalışmakta iken, davalı işveren tarafından iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, bir miktar tazminat ödendiğini, ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı talep etmiştir. Davalı bir yandan davacının kendi isteği ile ayrıldığını ileri sürerken diğer yandan bir miktar tazminat ödendiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı istekleri yönünden ibraname sunmuştur. Sunulan bu ibraname ile davacının hak kazanmadığını ileri sürdüğü kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin ibraya konu olması düşünülemeyeceğinden savunma ile çelişen ibranameye değer verilemez. Ancak kıdem ve ihbar tazminatı için bir miktar ödeme yapıldığı tarafların kabulündedir. Tartışmasız olan bu miktarın kıdem ve ihbar tazminatından mahsubu ile bakiye tazminatın kabulüne karar verilmelidir.” İfadelerini kullanmıştır. 

E- Miktar içermeyen ibra sözleşmeleri makbuz hükmündedir. Miktar belirli ise borç sona erer. 

Miktar içeren ibra sözleşmelerinde alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde Dairemizin kökleşmiş içtihatlarında ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir.” Yargıtay 9. HD. 

F- İşçinin ibranamede ihtirazi kaydı bulunuyorsa sözleşme geçersiz sayılır.

G- İbranamede yer almayan borçlar sona ermiş kabul edilemez. 

İbranamede yer alan bazı alacaklar bakımından çelişki durumu oluşursa tarafların savunmalarına bakılır. Savunma ile ibra arasında çelişki görülürse çelişkili kısımlar bakımından ibra geçersiz hale gelir. Çelişki görülmeyen alacaklar açısından ise ibra makbuz niteliğinde sayılır.

Nitekim Yargıtay bir kararında “Mahkemece kabul edilen ibraname ile savunmanın çeliştiği ortada olup mahkemece savunma ile çelişen ibranameye bu alacak açısından değer verilemez. Yukarıda bahsedilen genel ilke ve düzenlemeler doğrultusunda karar verilmesi gerektiğinden hatalı değerlendirme ile verilen kararın bozulması gerekmiştir.” İfadelerine yer vermiştir.

İBRANIN SONUÇLARI

İbra bir tasarruf işlemidir. Dolayısıyla ibra ile hakkından vazgeçecek tarafın tasarruf yetkisinin bulunması gerekmektedir. 

İbranın tasarruf işlemi olmasının diğer bir sonucu ibra sözleşmesinin yapılmasıyla borcun ortadan kalkmasıdır. 

İbra sözleşmesi ile borç sona erer. Asıl borç ile birlikte ferileri de ortadan kalkmış olur.