ESER SÖZLEŞMESİNDE AYIP

ESER SÖZLEŞMESİNDE AYIP

Eser sözleşmelerinde ayıp, Eser Sözleşmesi Nedir? Başlıklı makalemizde tanımlanmıştır. Burada ise eser sözleşmelerinde yüklenicinin ayıp nedeniyle sorumluluğunun koşulları incelenecektir.

ESER SÖZLEŞMESİ AYIP HÜKÜMLERİ

KOŞULLARI: 

1-Eser tamamlanmış ve teslim edilmiş olmalıdır.

Yüklenici eseri tamamlayıp iş sahibine teslim etmek zorundadır. Teslim, yüklenicinin ana borçlarındandır. 

ESER SÖZLEŞMESİNDE TESLİMİN İSPATI 

Eser sözleşmesinde teslim yüklenicinin eseri tamamlayarak iş sahibinin fiili hakimiyetine geçirmesi anlamını taşımaktadır. 

HMK 190. Maddesinin “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Şeklindeki ifadeleri gereği eser sözleşmelerinde eserin teslim edildiği hususu yüklenici tarafından ispat edilmek zorundadır. Teslim maddi bir vakıa olması gereği teslim olgusu her türlü delille ispat edilebilecektir. 

Eğer iş sahibi eseri teslim almaktan kaçınırsa yüklenici iş sahibinin temerrüde düştüğünü ispat etmek zorunda kalacaktır. 

Eserin teslimi hususunda taraflar sözleşmeye madde ekleyebilirler. Şayet teslim konusunda sözleşmede hüküm bulunuyorsa teslim olgusu sözleşmeye göre ispat edilmelidir. 

Sadece fatura düzenlenmesi teslim olgusunu kanıtlamaz. Fatura ticari deftere işlenmiş ise ticari defterlerin delil olması hükümlerine göre uyuşmazlık çözülür. 

"Dosya kapsamına ve tarafların beyanlarına göre taraflar arasında mahkemenin de kabulünde olduğu gibi eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu ihtilâfsızdır. Davacı 2012 yılında düzenlenen faturalara dayanarak icra takibine geçmiştir. Davalı kooperatif yetkili temsilcileri yargılama sırasındaki yeminli beyanlarında davacının kooperatife ait bir kısım mutfak dolaplarını yaptığını ancak faturaya konu edilen imalâtları teslim etmediğini belirtmişlerdir. Bu durumda taraflar arasında 2012 yılı içerisinde sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında sözlü olarak kurulan bu sözleşme 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup, uyuşmazlığın bu hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği açıktır. Genel olarak eser sözleşmelerinde yüklenicinin sadece eseri meydana getirmesi, aslî edim borcunu yerine getirdiği anlamına gelmemektedir. Yüklenici, sözleşmeye uygun meydana getirdiği eseri teslim borcu altındadır. Yüklenici üstlendiği eseri meydana getirecek ve meydana getirdiği bu eseri, iş sahibine usul ve yasaya ve sözleşme hükümlerine uygun olarak teslim edecektir. Eseri teslim borcu yüklenicide olduğundan eserin teslim edildiğini kanıtlama borcu da yükleniciye düşmektedir. Bir başka deyişle yüklenici, eseri, iş sahibine sözleşmeye uygun teslim ettiğini kanıtlamak zorundadır. Davacı yüklenici savunmasını kanıtlayabilmesi için, eseri iş sahibine süresi içerisinde iş sahibinin iş yerinde teslim ettiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Eser sözleşmelerinde teslim, yüklenicinin tamamladığı eseri sözleşmeyi ifa etmek niyeti ile iş sahibinin fiili hakimiyetine geçirmesi olarak tanımlanmaktadır. Teslimi kanıtlama yükü somut olaydaki savunmaya göre davacı yüklenicide olmakla bu teslimin nasıl kanıtlaması gerektiği davanın çözüm noktasını oluşturmaktadır. Eserin teslim edilip edilmediğinin ispatında taraflar ispatın hangi delillerle yapılacağı hususunda sözleşmeye hüküm koyabilirler ve teslim konusunda bir delil sözleşmesi yapabilirler. Böyle bir delil sözleşmesi yoksa yüklenicinin meydana getirdiği eseri teslim ettiği vakıasını, teslim, hukuki işlem değil, hukuki fiil olduğundan kural olarak her tür kanıtla bu arada tanıkla dahi ispat edebilir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; taraflar arasında kurulan sözleşme ilişkisinde yazılı bir sözleşme ve bu sözleşmede yer alan teslime dair bir delil sözleşmesi niteliğinde teslim vakıasının ispatına dair bir hüküm bulunmadığından davacı yüklenici teslim vakıasını her tür delil ile kanıtlayabilecektir. Davacı vekili dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış olmakla, usulüne uygun şekilde teslim vakıasına dair olarak davacı tanıkları dinlenmeli, davacı taraf aşamalardaki dilekçelerinde keşif ve bilirkişi incelemesi deliline de dayandığı anlaşılmakla gerektiğinde mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi de yapılarak diğer deliller de gözetilmek suretiyle teslim yapılıp yapılmadığı hususu hiç bir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, teslimin kanıtlanması halinde taraflar arasında bedel konusunda uzlaşma bulunmadığından yapılmış imalâtların 6098 Sayılı TBK'nın 481. maddesine göre yapıldığı yıl piyasa fiyatlarına göre hesaplattırılıp kanıtlanacak ödemelerin mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/248 Esas sayılı dosyasındaki dava konusu işin, davalı kooperatif yetkililerinin yemin beyanlarında dahi başka bir sözleşmeye ilişkin olduğu belirtilmesine rağmen savunma dışına çıkılarak borcun yenilendiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir." YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ K. 2019/2767

2-Teslim edilen eser ayıplı olmalıdır. 

Eserdeki ayıplar gizli ve açık ayıp olmak üzere iki türlü düzenlenmiştir. 

A-Açık ayıplar: 

TBK’nun 474. Maddesi “İş sahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.” Hükmünü getirmiştir. Madde ile kastedilen açık ayıplardır. Usulüne uygun yapılacak kontrol ile farkedilebilecek ayıplar açık ayıp sayılır. Eserde açık bir ayıp varsa iş sahibi makul süre içerisinde bunu yükleniciye bildirmek zorundadır. Eğer makul süre içerisinde ihbar yükümlüğü kullanılmazsa iş sahibi eseri kabul etmiş sayılacaktır. 

B-Gizli ayıp:

Usulüne uygun yapılan gözden geçirmede fark edilemeyecek ayıplar gizli ayıplar olarak tanımlanır. TBK’nun 477. Maddesi “Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa iş sahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır.” İfadeleriyle gizli ayıbı ve bildirim süresini belirlemiştir. 

 3-Ayıp iş sahibinden kaynaklanmış olmamalıdır. 

"Eserin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara karşın, iş sahibinin verdiği talimattan doğmuş bulunur veya herhangi bir sebeple iş sahibine yüklenebilecek olursa iş sahibi, eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz." TBK 476

Eser sözleşmelerinde yüklenicinin iş sahibine bağımlı değildir. Yargıtay 15. Hukuk dairesi 2016 tarihli bir kararında ‘’yüklenici işin ehli olup bedele hak kazanabilmesi için, eseri fen ve sanat kuralları ile tekniğine ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim etmesi zorunludur. Sözleşme ve ekleri ile proje ve teknik resimlere aykırı olarak imalât yapılmış olması halinde, imalâtın bu şekilde yapılması iş sahibi tarafından talep edilmiş olsa dahi yüklenici iş sahibine karşı genel ihbar yükümlülüğünü yerine getirmemişse, yüklenici doğacak sonuçlardan kurtulamaz. İş sahibinin talimatının yerine getirilmesi halinde eserin, fen ve sanat kuralları ile tekniğine ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlanamayacağının iş sahibine ihbarı anlamına gelen genel ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmesine karşılık, iş sahibinin talimatında açıkça ısrar etmesi halinde yüklenicinin sorumluluğundan söz edilemeyecektir. Uyarıya iş sahibinin cevap vermemiş olması zımni olarak işe devam edilmesi talimatı olarak ta kabul edilemez.’’ İfadeleri ile maddenin amacının ne olduğunu açıklamıştır. 

İlgili madde ve karardan anlaşılacağı üzere iş sahibinin sözleşmeye ve projeye aykırı bir imalat istemesi ve yüklenicinin iş sahibinin isteği doğrultusunda eser meydana getirmesi ayıptan doğan sorumluluktan kurtulmak için yeterli değildir. Yüklenicinin ihbar sorumluluğu da bulunmaktadır. Bu sorumluluk TBK 472/3. Maddesinden doğmaktadır. İlgili madde ‘’Eser meydana getirilirken, iş sahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen iş sahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur.’’ Şeklindedir. 

4-İş sahibi muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmelidir. 

İŞ SAHİBİNİN MUAYENE VE İHBAR YÜKÜMLÜLÜĞÜ: 

İş sahibinin muayene yükümlülüğü TBK 474 ve 477. Maddelerinde düzenlenmiştir. 

TBK 474: ‘’İş sahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.’’

Madde ile kastedilen açık ayıplardır. Usulüne uygun yapılacak kontrol ile fark edilebilecek ayıplar açık ayıp sayılır. Eserde açık bir ayıp varsa iş sahibi makul süre içerisinde bunu yükleniciye bildirmek zorundadır. Eğer makul süre içerisinde ihbar yükümlüğü kullanılmazsa iş sahibi eseri kabul etmiş sayılacaktır. 

TBK 477: "Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa iş sahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır."

Bu madde ise gizli ayıplara ilişkin düzenleme getirmiştir. Usulüne uygun yapılan gözden geçirmede fark edilemeyecek ayıplar gizli ayıplar olarak tanımlanır. Gizli ayıbın ortaya çıkması durumunda iş sahibi durumu gecikmeksizin yükleniciye bildirmek zorundadır. Aksi takdirde işi kabul etmiş sayılacaktır.

Ayıp ihbarının şekli hususunda TBK’da düzenleme bulunmamaktadır. Ayıp ihbarı sözlü de yapılabilir. Fakat noter kanalı ile veya taahhütlü mektup ile yapılması ispat kolaylığı sağlayacaktır. Ayıp her türlü delille ispat edilebilir. 

Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2016/2603 K. Sayılı ’’Öncelikle vurgulamak gerekir ki, yanlar arasında anlaşmanın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 Sayılı BK'nın 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek ( TBK'nın 4799/1.md. ), yüklenicinin borcu ise, eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir ( TBK'nın 4711/1. ). Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenleyen TBK'nın 4744. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde, gizli ayıplar yönünden ise, 477 /son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ne var ki, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının da mahkemece re'sen gözetilmesi mümkün değildir. Diğer bir anlatımla, ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı mahkemece re'sen gözetilmeyip, yüklenicinin bu hususu def'i olarak ileri sürmesi gerekir. Gerek Dairemizin gerekse Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun kararları da bu yöndedir. Ayrıca, eksikler yönünden ise ayıp ihbarına gerek olmayıp, zamanaşımı süresi içerisinde eksikler yönünden istemde bulunulması mümkündür. Mahkemece ayıp ihbarının süresinde yapılmadığından bahisle davanın esasına girilmemesi doğru değildir. Öte yandan eser sözleşmelerinde ayıp ihbarının varlığı her türlü delille yapılabileceği Dairemizin uygulamalarında kabul edilmektedir. Esasında davacı taraf konteyneri teslim aldığı 17.05.2014 tarihinden itibaren BK'nın 474. maddesi uyarınca uygun süre içerisinde 23.05.2014 tarihinde elektronik posta ile davalıya bildirdiğinden ihbarın süresinde yapıldığı kabul edilmelidir. TTK'nın 21/1-c maddesindeki ( 2 ) günlük ihbar süresinin eser sözleşmelerinde uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; uzman bilirkişiden rapor alınarak eser incelettirilmeli, varsa ayıpların niteliği TBK'nın 474. madde hükmünce değerlendirilmeli, iş sahibinin seçimlik haklarını düzenleyen TBK'nın 475. maddesi hükümleri gözetilmeli, eserin reddinin gerekip gerekmediği, yine ayıbın niteliğine göre eserin reddi gerekmiyorsa bedel indirimi ve varsa ayıptan kaynaklanan zararların saptanarak sonucuna göre hüküm kurmalıdır. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuyla karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.’’ Kararı açıklamalarımızı pekiştirmek açısından örnek olarak eklenmiştir. 

5-Eser kabul edilmemiş olmalıdır. 

Eserin teslimi ve kabulü birbirinden farklı kavramlardır. TBK'nun 477. Maddesindeki düzenleme eserin kabulüne ilişkindir. Kabul rıza ile ya da ihmal ile yapılmış olabilir. İş sahibi ayıplı işi açıkça kabul edebilir. Bunun yanında muayene ve ihbar sürelerine uymazsa ihmali nedeniyle eseri kabul etmiş sayılır ve ayıp hükümlerinden faydalanamaz. Maddedeki ‘’Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa iş sahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır.’’ ifadeleri gizli ayıpları işaret etmektedir. Yine gizli ayıp çıktıktan sonra da iş sahibi eseri kabul edebilir veya ihbar sürelerine uymayarak ihmalen kabul etmiş sayılabilir.

Madde 477: “Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. 

İş sahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. 

Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa iş sahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır.”

İŞ SAHİBİNİN SEÇİMLİK HAKLARI

Yukarıda yüklenicinin iş sahibine karşı ayıptan dolayı sorumlu olması için gerekli şartları açıklamıştık. Yukarıdaki şartların oluşması durumunda iş sahibi TBK’nun 474. Maddesine göre bazı seçimlik hakları kullanabilecektir. Bu haklar kanunda;

TBK 474.Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde iş sahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:

1. Eser iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.

2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.

3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme. 

İş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.Eser, iş sahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa iş sahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz. 

Şeklinde düzenlenmiştir. Şartların oluştuğu durumlarda iş sahibi yukarıdaki seçimlik haklardan birisini kullanabilecektir.

ESER SÖZLEŞMESİ AYIPLI İFA ZAMANAŞIMI

TBK 478 "Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar."